Merhaba sevgili Esra, artık diyabetli bir anneyim…
Blogunda yayınlanması için diyabet (şeker hastalığı) hikayemi yazmayı çok istedim, hiçbir ayrıntıyı atlamadan uzun uzun yazayım diye uygun vakti beklediğim için bu kadar geciktim. Baktım o uygun vakit gelmiyor, en iyisi yazayım artık dedim 🙂 . Çünkü biliyorum ki sanal alem artık sanal değil, insanların hayatlarına dokunuyor. Hele hele bizler gibi içinde “diyabet” adında nazlı bir çocuk büyütenler için benzer hayatlar duymak ilaç gibi geliyor.
Hikayem şöyle…
Diyabetle 1985 yılında tanıştım. Henüz 8 yaşındaydım. İç Anadolu’nun bir ilçesinde yaşayan öğretmen bir anne babanın iki çocuğundan ilkiydim. İkinci sınıfın birinci dönemiydi. Aşırı kilo kaybı, çok su içme, çok idrara çıkma şeklinde ortaya çıktı diyabetim. Devlet hastanesinin dahiliye doktoru teşhisimi koyan ama uygun tedaviyi yapamayan kişi oldu ne yazık ki. Zira beni oral ilaçlarla tedavi edeceğini söyleyip bizimkileri ikna etmiş. Bense günden güne kötüleşmişim. Öyle ki ağzımın kenarında yaralar çıkmış, çok ama çok halsiz düşmüşüm. O günlere dair hatırladığım tek şey sürekli uyumak istediğim ve içimin alev alev yandığıdır… Hatırladığım diğer şey de, teşhis konulduktan sonra markete gittiğimiz ve “Baba bir daha nasıl olsa yemeyeceğim, ne olur son kez bu keki alalım” dediğimdir… Tabi o kek alındı, o kekten sonra nice kaçamaklar da yapıldı, o da ayrı bir konu 🙂 .
Durumum kötüleşince annem bir yolunu bulup beni Ankara’ya götürmesi için babamı ikna ediyor. O yolculuk dün gibi aklımda. Çünkü 8 saatlik o yol hiç bitmemişti. O kadar çok susuyordum ki, su içsem tuvalet itiyacım geliyordu. Mola yerleri çok fazla değildi. Su içmesem duramıyordum hararetten. Ankara’ya gittiğimizde hiperglisemi komasına girmek üzereymişim. Doktor annemlere öyle kızmışki! Onlara saygımdan doktorun neler söylediğini yazmak istemiyorum , zira hiçbir anne baba çocuğuna bilerek kötülük yapmaz. Onlar için en iyisini ister…
Hastanede bir ay kaldık, ikili insülin tedavisine başlandı. Eve döndüğümüzde diyabetle başbaşa kalmıştık. İğne yapmak anneme düşmüştü. Hem de ne iğne! Kaynatmalı cam şırıngalar vardı, uçları kocaman iğneli. İşte onladan kullanıyorduk. İğneye itiraz ettiğimi hatırlamıyorum. Beni zorlayan şey, diyabetimi saklı gizli yaşamak zorunda olmamdı. O zamanlar bizimkiler böyle bir karar aldılar ne yazıkki. Nemelazım kız çocuğu, ilerde evlenmek ister, şeker hastası olduğu duyulursa kimse almaz diye düşündüler herhalde. Tam 8 yıl kimseye söylemedim diyabet olduğumu.
İlkokulda işim kolaydı, çünkü babamdı sınıf öğretmenim. Annem her öğlen soframızı kendi sınıfına kurardı, ara öğünlerimi hazırlardı. Hep gözlerinin önündeydim. Ama ortaokul ve lise tam bir kabustu. Ders vakti şekerim düşerdi, elim titrer, dikkatim dağılırdı. Yazamazdım, dinleyemezdim. Kimseye de diyemezdim şekerimin düştüğünü. Öğle arası eve kendimi zor atar, ne bulursam yerdim. Annemler okuldan gelmeden şekerimi düzeltmem lazım diye panik yapardım. Zira annem hipoglisemi yaşadığımı öğrenirse çok panik olurdu, öğrenmesin diye saklardım. O zamanlar glükometre filan da yoktu. İdrarda şeker testi yaparak kan şekerimiz hakkında fikir edinirdik. Çok sevimsiz bir testti. Zaten birkaç yıl sonra test defterini kafadan atarak doldurup kontrolde doktora sanki hepsini bizzat yapmışım gibi verir hale gelmiştim 🙂 .
Bu arada cam şırıngalardan platik insülin iğnelerine, ondan da insülin kalemlerine geçmiştik. Glükometreye sahip olduğumda üniversitedeydim sanırım… Sahiptim ama haftalarca aylarca kan şekeri ölçmezdim. Striplerin tarihi geçerdi, kullanamadan atardım. Gece uykuda hipoglisemiler yaşardım. Gündüz HumR kullandığım için ara öğün yemem gerekirdi ama yiyemediğim için hipo olurdum.
Ben lise 2. sınıftayken babamı kaybettik. O gün büyük sırrım da sırrımın mimarı annem tarafından ifşa edildi. İşte o gün bugündür diyabetimi açık seçik yaşıyorum elhamdülillah 🙂 .
Diyabet ne eğitim hayatıma engel oldu ne de kariyer yapmama. İstemeye istemeye gittiğim lisans eğitimime master ve doktora yaparak son verdim. Halen bir devlet üniversitesinde akademik kariyerime devam etmekteyim.
Diyabet beni pek üzmese de diyabetim yüzünden bazı insanlar tafarından üzüldüm malesef. Annemlerin ben küçükken öngördükleri o şey (evlenmeme mani olur öngörüsü) gerçekleşti. Diyabetimi bilmeden beni görüp beğenenler, diyabetli olduğumu duyduklarında insanlıklarına yakışmayacak şekilde tabana kuvvet kaçıverdiler. Diyabet ne benim suçumdu ne de benim günahımdı. Allah bana bu sınavı biçmişti. Böylesi bir muameleyi hak etmediğimi düşünüp çok üzülmüştüm. Bana yapılan bu haksızlığa Rabbim de rıza göstermedi ve ne yazıkki onlar da başka şeylerle sınandılar.
Bir gün lisanstan sınıf arkadaşım aradı. Beni biriyle tanıştıracağını söyledi. O dönem birileri yine diyabet yüzünden canımı yakmıştı ve evlilik-diyabet konusunda çok temkinliydim. Önerdiğiniz insan benim diyabetli olduğumu bilmiyorsa görüşmeye gelmem diye ben diretince, arkadaşım karşı tarafa durumumu anlatıyor ve şu cevap veriliyor: “Ona kalbim ısındıktan sonra bir günlük ömrü dahi kalmış olsa, evlenmeye razıyım”. Üzerinden 8 yıl geçmiş olsa da, yazarken hala çok duygulandığım bu cümlenin sahibi ile evliyim elhamdülillah. Doğru insan, doğru zaman, doğru mekan ve dua… “3D+d” kuralı. Doğru insanı karşıma çıkaran Rabbime şükürler olsun.
Evlendikten sonra uzun yıllar çocuk sahibi olmak istemedim. Önce doktoram bitsin sonra bebeğim olsun dedim. Doktoram bitmek üzereyken anne olma isteği düştü kalbime. Lakin HbA1c değerim sağlıklı bir hamilelik için gereken değerin üzerinde olduğu için doktorum izin vermedi. İşte o zaman diyabetle yan yana değil, karşı karşıya geldik. Bir türlü regüle edemediğim bir tablo içindeydim. Eşim de sonradan itiraf etti; meğer benden ümidi kesmiş ve HbA1c min düzelebileceğini düşünmüyormuş o zamanlar…
Tüm bunları yaşarken etrafımda arkadaşım diyebileceğim tek bir diyabetli yoktu ne yazıkki. Sanki bütün tip1 diyabetli anneler dünya dışında da yeryüzünde tek ben tip1 diyabetliyim gibi hissettim. Felan şehirde bir tip1 diyabetli varmış da doğum yapmışmış. Ama irtibata geçmek istesem mümkün değil…
Anne olmayı öyle çok istiyordum ki… Arkadaşlarımın ya bebekleri vardı ya da hamileydiler. Yaşım 32 olmuştu. Beklemeye tahammülüm yoktu. Doktorum yıllarca kullandığım insülinlerimi (humulinR ve humulinN) değiştirmişti ve humalog ve lantusa geçmiştim. Ama hala ters giden birşeyler vardı. Yediğim yemekle yaptığım insülini eşleştiremiyordum. Sık hipo yaşamak ve hipoya yanlış müdehale etmek (çikolata muz vs yemek) kısa sürede 5-6 kg almama neden olmuştu. Düzensiz giden kan şekerleri retinopati yaşamama da neden olmuştu. Hastanede sabit bir mönü için sabit bir doz belirleyip taburcu ediyorlardı. Çalışan bir diyabetli olduğum için her öğün listedeki besinleri bulamamanın sıkıntısını çekiyordum. Diyetisyene zayıflamak için gittiğimde de verdiği liste beni ya hipo ya hiperglisemiye sokuyordu. Öyle bunalmıştım ki… Bir gün google a girdim ve diyabet ve gebelik hakkında çıkan bütün yazıalrı okudum. İşte o gün hayatımda yeni bir kapı açıldı. Sanal bir kapı: www.diyabetiz.com
Diyabetiz’de Diyabet ve Gebelik forumu vardı ve aktifti. Gökte ararken yerde bulmuşa dönmüştüm. Forumu baştan sona defalarca okuyup orada yazan arkadaşlarla iletişime geçtim. Yaşadıkları gebelik tecrübeleri bana ümit olmuştu adeta. Sitedeki bazı arkadaşların karboidrat sayımı yaparak beslendiklerini duymak ise diyabete bakış açımı değiştirip hayatımı hayal dahi edemeyeceğim kadar kolaylaştırdı diyebilirim. Karbohidrat sayımı yaparak beslerek kısa sürede HbA1c değerlerimi 6.3% e düşürdüm ve bebiş için doktordan izin aldım 🙂 . İzin aldıktan 2 ay sonra da bebek beklediğimi öğrendim çok şükür.
Hamileliğimin 7. haftasından doğum yapana kadar evde geçirdim. Humalog – NPH ikilisi ve karbohidrat sayımı ile beslenerek kan şekerlerimi regüle etmeye çalıştım. Doğumdan önceki endokrin kontrolümde HbA1c 5,7% idi ve endokrincim “Sen bu işi benden daha iyi beceriyorsun” diyerek onore etmişti beni 🙂 . Çok düzenli ve sakin bir hayat hamileliği kolay geçirmemi sağladı vesselam…
36 hafta 5 günlükken kontrole gittiğimizde bebeğimin karnında ödem tespit edildiği için acil doğuma alındım. İkibuçuk hafta hastanede kaldıktan sonra taburcu olduk ve şimdi 20 aylığız elhamdülillah. Bebek bekleyen bütün anne adaylarına tavsiyem, doğumlarını yenidoğan ve yetişkin yoğunbakımı olan büyük hastanelerde yapmaları. Belki hiç ihtiyaç duymayacaklar ama eğer ihtiyaç duyarlarsa da bizim gibi panik yaşamasınlar diye yazıyorum bunu…
“Madem karbohidrat sayarak besleniyorum, bu sayede kilo da verdim. NPH veya lantus kullanmak istemiyorum, neden insülin pompası kullanmıyorum ki?!” dedim. Ve… 5 aydır insülin pompası kullanıyorum. 27 yıllık DM hayatımın en konforlu günlerini yaşıyorum.
Bundan sonraki hayalim, duam; ikinci kez anne olabilmek. Rabbim dileyen herkese katından tertemiz evlatlar nasib etsin…
Sevgiler,
Mehtap
Mehtap Hanım,
Öncelikle yazınız için çok teşekkür ederim.
Yazınız diyabetin her aşamasını tüm netliği ile ortaya koyuyor. Özellikle diyabetle yeni tanışan bireylerin dikkatli okuması ve referans alması gereken önemli bir yazı.
Ben normalde Jeoloji Mühendisliği mezunuyum. Diyabet benim hayatımda mühendislikten uzak durmama sebep oldu. Ama iyi ki de olmuş diyorum çünkü insan kaynakları alanında çalışmak daha keyifliymiş 🙂 .
Özellikle kadınlarda diyabetli oldukları için evlenip evlenemeyecekleri korkusu hat safhada. Ama sizin, benim ya da diğer kadınların evlenmiş ve kariyer yapmış olmaları yine referans alınacak en önemli nokta.
Ben size de bahsettiğim gibi evliyim ama eşim ile halen çocuk konusuna pek sıcak bakmıyoruz. Ki zaten 30 yaşındayız ve evliliğimizin 2. yılı. Daha erken. Ama çocuk yapmayı düşündüğümde bu yazınız işime çok yarayacaktır.
O kadar çok değinilecek konu var ki yazınızda. Ki özellikle karbonhidrat sayım yöntemini herkese ama herkese tavsiye ediyorum. Biz diyabetlilerin yeme şekillerini oldukça esnetiyor. Kaçamak yapma deyimi ortadan kalkıyor.
Şimdilik yorumumu kısa tutmuş olayım. Yarın devam ederim. Aklıma takılan bir konu olursa da sorarım size.
Katkınız için çok teşekkürler.
sevgiler
harikasiniz mehtap hanim ben tip 2 liydim suan ilac ve insulin kullanmadan yasiyorum mumkunse yazinizi grubumda sayfamda yayinlamanizi istiyorum sevgilerimle…
Merhaba,
Mehtap Hanım izin verir ve yazı sayfanızda yayınlanırsa blogumda yazının bulundugu lınkı kaynak gostermenızı rica ederim.
Mehtap Hanım ın yazısı gerçekten onemli detaylar içeriyor. Zaman ayırıp yazdığı ıcın tekrar tesekkurler.
Sevgiler
Mehtap Hanım Merhaba,
Yazınızı okurken Diyabetli biri olarak kendimi bir nebzede olsa şanslı hissettim. Kaynatmalı şırıngalardan bahsetmişsiniz gerçekten zor bir dönem yaşamışsınız ama şimdi iyi olduğunuza ve dilediğiniz gibi bebeğinizi kucağınıza almanıza çok sevindim. Bende 14 yıllık diyabetliyim ve 2buçuk yıllık evliyim. Bebek planladığım bu günlerde sizin gibi tecrübeli birinin bilgilerinden faydalanabilirsem çok mutlu olurum. Aramıza Hoşgeldiniz :))))))
Sevgiler
günaydınlar;
allah öncelikle evladınızı size ve sizide evladınıza bağışlasın… emin olun bukadar dalgalanmayı kaldırabilecek kadar güçlü bir kişiliğin şanslı evladı olduğunu bilecektir ileride inşallah.
ben lafı uzatmıyacağım ama harikasınız örnek bir hayatınız var ve bu kadar başa gelen olumsuzluğa rağmen hayata tutunmayı bırakmamanız bizler için ilham kaynağı en azından benim için..paylaşımınız için teşekkür ederim… sabah kalktığımda okuduğum ilk yazının bana bunları düşündürmesi günümün güzel geçmesini sağlayacak eminim; görüşmek üzere kendinize ve bebişinize iyi bakın sağlıklı günler….
Merhaba Mehtap Hanım,
Sizin adınıza çok sevindim. Ben 3 aylık diyabetli ve 7 aylık evliyim, henüz bebek planımız yok ama sizin gibi örnekler sayesinde şimdiden içim rahatlıyor bebek konusunda.
Allah analı babalı büyütsün bebeğinizi.
Sevgiler.
Merhaba Mehtap hanım
Öncelikle siz bebek isteyen hanımlara ısık oldunuz.ben bloğa illk üyeliğimde 2 tane kaybımı ve inanılmaz cektiğim acıları anlatarak baslamıştım.
Sayemde herkes cocuk fikrinden uzaklaştı.fakat siz süper bir örneksiniz tebrik ediyorum başarınızı.Rabbim size bağışlasın.yazınız öyle etkilediki beni 21 yılım bitti bu yazıdada kendimi buldum.sanırım her yazıda kendimi bulcam yaşananlar o kadar aynıki.
Bu halimze şükürler olsun.kendinize iyi bakın.sizide aramızda görmek ümidiyle
iyi günler sizlerin olsun…
Emine Hanım Merhaba,
Zaman çok çabuk geçiyor değil mi? Bloğun kurulduğu ilk günler neleri paylaştık ki halen paylaşıyoruz. Ama siz Ankara’dan iyi haberlerle çıktınız 🙂 .
sevgiler
Esra hanımcım
Zaman ucuyo acelesi nedir bilemedim 😀 (.Ankara ii güzeldide bunu bi ara konuşalım 😀 …….)
Ama benim artık acelem yok şimdi hayat sizlerle daha farklı daha güzel.şeker daha dengeli ve bizim öğrencek ve paylaşcak çok seyimiz var sizlerle…..
Birde ne bereketliymişim yawww yağmura gelllll.evde mahsur kaldım 🙁
sevgilerrrrrr
Emine Hanım,
Çarşamba günü bir aksilik olmazsa buluşalım. Bol bol konuşuruz. Daha bir dertleşiriz.
Sizi ben evden çıkarırım. Merak etmeyin 🙂 . Yağmur filan dinlemeyiz 🙂 .
sevgiler
Güzel sözleri ve dilekleri için herkese çok teşekkür ediyorum. Dilerim layık olabilirim…
Yazının kaynak göstererek kullanılmasında benim açımdan hiçbir sakınca yok. Paylaşalım, okuyalım diye yazmıyormuyuz zaten hayatlarımızı.
Benim gibi daha nice anne olan tip1 diyabetli arkadaşım var artık hayatımda. Diyorum ki öyle içten bir dua etmişim ki Rabbim başımdan aşağı yağdırdı diyabetli anneleri:) Eğer bir sakıncası yoksa tip1 diyabetli annelerle buluştuğumuz sanal mekanın adını da vermek isterim. Esra ne dersin?
Mehtap Hanım Merhaba,
Bloğumda evinizde gibi hissedin kendinizi. İzin istemek ne kelime. Sosyal medyadaki adınızı ve linki de elbette verebilirsiniz.
Ben yazmak istedim ama sayfanın sahibi olarak sizin paylaşmanız daha uygun olur diye size bırakıyorum 🙂 .
sevgiler
Mehtap Hanım,
Yazınızda bir çok diyabetli ailesine örnek olması gereken noktalar var.
Özellikle kız çocuklar büyüdüklerinde evlenip evlenemeyecekleri konusunda tereddüt yaşıyorlar. Aileleri de kimseye söylemiyor. Diyabet sadece evlerinde yaşanıyor.
Bu tarz bir durumu aileler özellikle kız çocuklarına neden yaşatıyorlar anlayamıyorum. Kendi evlatlarını toplumdan ya da sosyal hayattan soyutlamalarının sebebi nedir bilemiyorum.
Özellikle sizin vesileniz ile kız çocuklarına ve hatta orta yaşlılığa adım adana tüm diyabetli bayanlara diyabetten utanmamalarını söylemek istiyorum. Kendilerinden utanan zihniyetler anne babaları bile olsa diyabetlerini açıkça yaşamalılar.
Bu benim bireysel düşüncem.
sevgiler
Esra merhaba,
Emin ol kendimi evimde gibi hissediyorum. Teşekkürler:)
Tip1 diyabetli anneler ile konuşup kaynaştığımız, dertlerimizi birbirimize aktardığımız, moral bulduğumuz çok keyifli bir facebook grubumuz var. Sadece tip1 diyabetli anneler değil, bebek bekleyen, anne olmayı düşünen, henüz nişanlı ya da bekar olan arkadaşlarımız da var aramızda. Herkesi bekleriz.
http://www.facebook.com/#!/groups/tip1diyabetlianneler/
Sevgiler:)
Diyabetliye yapılabilecek en büyük kötülük, diyabetini saklı gizli yaşaması için onu zorlamaktır. Diyabet açıkça doğru yaşanamadığı için çevremiz tarafından da doğru bilinemiyor. Doğru bilinmeyen bir diyabet de dönüp dolaşıp yine diyabetliye zarar veriyor.
Ülkemizde bir nevi sigortalı evlilik yapmak istiyor kimi gençler, ya da onların aileleri evlatlarını hasarsız(!) bir genç hanımla evlendirmek istiyor. Başlangıçta hasarsız olacak sonra ne olursa olsun mantığı var. Ha evlenince diyabet olursa, “bizim gelin şeker hastası oldu” der geçiştirirler. ama bekarken dm olan biri ile evlenmek mevzubahis olsa ” aslaaaa olmaz ya çocuğu hasta olursa vs vs” derler. bu tıpkı sıfır model araba almak isteyen cimri birinin ruh hali gibi; parayı vericem en iyisini alıcam diyor (tövbe tövbe) 🙂
Diyabet evlenmeye de engel değil, çocuk sahibi olmaya da. Zaten çocuğun teşekkül etmesi tamamen irade dışı birşey. Onlar birer emanet, Rabbim dilerse verir, dilerse vermez. Bize düşen emanetlere layık emanetçi olabilmek…
Anne babalarda diyabet bilinci ne kadar fazla olursa, evlatları da o kadar rahat eder. Hem zaten diyabet bir nevi elektir. Doğru, cesur, güvenilir, güzel bir imanı olan insanı hayatınıza almanıza izin veriyor. Bundan daha güzeli var mı?
Sevgiler
Mehtap
Mehtap hanım yazınızı okuyunca ben de eski günlerime gittim..ben 15 yaşımda öğrendim ve öğrendiğimden itibaren tüm listemi ne yemem ne yememem gerektiğini adeta bir diyetisyen gibi sevgili babam yönlendirdi. yemeklerden sonra çıkmak istemediğim yürüyüşlerimi babamla yaptım.ve yine her konuştuğumuz gördüğümüz arkadasına, okulda öğretmenime, arkadaslarıma diyabetli olduğumu ilk söyleyen babam oldu 🙂 o zamanlar hep ona bu konuda kızıyordum herkese söylemek zorundamısın diye:) ama sonra anladım ki benim şeker hastalığımı kabullenmem ve çevreme rahatça söyleyebilmem babam sayesinde olmuş hep..insanlara anlatırken bizimde öğrendiklerimiz çok oluyor ve en güzeli bilmeyen insanlar sayemizde şüphelenip şeker testi yaptırmaya gidiyor:) aile desteği çok önemli çevremdeki herkesin bilmesi de hayatımı o kadar kolaylaştırıyorki. örneğin işyerimde ilk başladıgımda sürekli atıştırmalık ikram edilen çikolatalar yerine bana meyve veya süt alınıyor :)) yani bilmeleri bizinde kabullenmenizi kolaylaştırdıgı gibi onlarında beslenme ve yaşam şeklimizi öğrenmelerini sağlıyor. bu konuda ebeveynlere büyük görev düşüyor. herkese sevgiler..
benim kardeşimde diyabet hastası bir kızı seviyor üstelik kardeşim bunu bize söylemedi tanışamaya gittik akşamına kardeşimden öğrendik izin vermezler gibisinden saklamış bizden ben gayet ılımlı bakıyorum ama annem babam karşı çıkıyor kardeşimin maaşı o kadar iyi değil üstelik evde yok kirada oturucaklar kız çalışmam diye ısrar ediyor belkide bu ısrarı rahatsızlığı yüzünden soramıyorumki hipo glisemisimi var ki ? Rahatsızlığı oluncada açıkcası kardeşim bu yükü kaldırabilicekmi bende endişeliyim.. Hani olursa şayet Çok seviyorlar birbirlerini ama bu aralarındaki bağ hayat kaygısı üzerlerine yüklendikçe ya bu bağda zedelernirse diye korkuyorumm.. Çok üzülüyorummm.. Annem babam istemiyor kızı birde evlerine gittik yedik içtik haberimiz olmadan eve gelince öğrendik çok üzüldük.. Çok karmaşık bir durumdayım şuan işteyim .. Beni anlayacak kimse yok .. Rabbim bize yol göstersin inşallah..
Derya Hanım,
Diyabet öyle korkulacak bir hastalık değil. Ben de diyabetliyim ve eşim diyabeti benimle öğrendi. Önce ben, sonrasında da eşim bana iyi bakıyor.
Kardeşiniz size ilk başta söylememekte iyi yapmamış. Evleneceği kızın da çalışmam demesi hiç doğru değil. Neticede diyabetli olup ta kariyer yapan bizim gibi çok kişi var.
Canınızı sıkmayın. Olan olmuş.
sevgiler
heeeeyyyy kpss yı kazanmısım dıyabet felan umrumda degıl karıyerde yaparım dıyabetlı anne de olurum. bızımde evlılıgımız eglencelı gecıyor esra hanım:)anlayıslı esler nasıp etsın allah herkese.dıyabetlılerı kucumseyenlere soylemek ısterım sızınde basınıza gelebılır allah verdı sonucta ne yapabılırız allahıma sukur.
Hülya Hanım,
Tebrik ediyorum sizi. Nereyi kazandınız?
Evlilik, çocuk ve kariyer konusunda haklısınız 🙂 .
sevgiler
suan puanım bellı esra hanım onlısans 90 kurum begenmeye calısıyorum:)
bakalım hakkımızda hayırlısı ama annemi ve babamı ikna etmek çok zor ..
Derya Hanım,
Diyabet evlenmeye engel olabilecek bir konu değil. Lütfen siz ve aileniz diyabetli birine evlilik konusunda ön yargılı olmayın.
Ama diyabetli bir birey ben diyabetliyim deyip çalışmak istemiyorsa o zaman tepkini gösterin. Zira diyabet çalışmaya engel değil.
Bizim evliliğimiz çok eğlenceli geçiyor 🙂 .
sevgiler
Derya merhaba,
mesajını çok geç gördüm, kusura bakma lütfen.
kardeşin eğer diyabetli arkadaşımızı GERÇEKTEN seviyor ve DEĞER veriyorsa anne ve babanıza takılmayacaktır. onları razı edecek diye bir kural yokki:) bu onun hayatı, kararları gençler verecek. eğer maddi olarak gücü yetmiyor ve anne babanıza bağımlı kalıyorsa bu noktada kendisini toparlayana kadar beklemesini öneririm. Bu arada kardeşinizin size çok ihtiyacı olacak. Eşimin ağabeyi ve ablası bu süreçte bizim en büyük yardımcımızdı. Eşim dik duruşu ile evlerinde hakkımda ne olup bittiğini bile hissetirmedi, kimseden de bana bir söz gelmesine izin vermedi. Rabbim yardımcıları olsun. Sevgiler…
Merhabalar Esra Hanım, resimler harika herkes çok güzel çıkmış.
Cok guzeldi bi solukta okudum hikaye gibiydi.
Merhaba inanilmaz guzel yazmışsınız cok duygulandim
Kuzenim 36 yaşında bir kiz ve evlenmeyi cok istiyor 13 yaşından beri diyabetli
Herkes ona evlenemez gözüyle bakiyor ve aracı olmuyor
Ben onu biriyle tanistirmistim annem Cok kızmıştı bana maalesef.insanların günahına girme demişti 🙁
Bu konuda yardım istiyorum ama ne yapabilirim bilmiyorum
Lutfen bana ulaşabilirmisiniz
Tesekkurler
Aynurar@hotmail.com