Diyabette beslenme, doğru besini doğru anda tüketme ve bununla beraber yapılan insülin dozlarının en doğru şekilde yapılması oldukça önemli.
Ki biz pankreastaki insülin üretmesi gereken beta hücrelerinin taklitcisi olmaya çalışıyoruz. Bu taklidi elimizden iyi geldiğince yapmalıyız.
2000 li yılların başlarına kadar bizlere bir diyet listesi ve yapılması gereken insülin dozları bir kağıda yazılır verilirdi. O saatte mutlaka kalkılıp yemek yenir ve yapılması gereken insülin yapılırdı. İnsülin dozları ile pek oynanmazdı. Ben fazla yemek yiyeceksem kafama göre bir doz belirler ve o fazla dozu yapardım. Bu tarz enjeksiyonlar sonucunda da genellikle hipoglisemiler kaçınılmaz olurdu. Ki fazla insülin enjekte etmekle de kilolar almış başını gitmişti.
Bu Tarz Diyet Listelerinin Sıkıntıları Neler Peki?
– Kağıtta yazanın aynısını yapmanız lazım,
– Yememeniz gereken besinleri almamanız gerekiyor (şekerli besinler, beyaz ürünler vb.),
– Öğün atlama gibi bir lüksünüz olmuyor,
– Bol proteinli ve/veya yağlı bir öğünde nasıl bir yol izlemeniz gerekiyor size öğretilmiyor gibi birçok dezavantajı olan gelenekçi bir yöntem.
Yine 2000’li yılların başlarında Karbonhidrat Sayım Yöntemi yavaş yavaş devreye girdi. Galiba 2005 yılı gibi öğrenmiştim. bu yöntemi. İnternetten araştırıyordum ama inanın anlaması oldukça zordu.
Tamamıyla 2010 yılında diyetisyenimin desteği ile öğrendim bu yöntemi.
Karbonhidrat Sayım Yöntemi’nin Mantığı Ne Peki?
– Vücudumuza girdiğinde şekere dönüşen besin gruplarını ( ekmek, bakliyat, direkt şekerli besinler vb.) ölçerek alınması bu yöntemin temelini oluşturuyor,
– Yenilen karbonhidratın da miktarı bilindiğinde kaç ünite insülin yapılması gerektiği de ortaya çıkıyor,
– Böylece eskiden fazla yemek yenildiğinde kafamıza göre insülin yaparken, bu yöntem sayesinde hesaplamalar devreye girdiği için en doğru dozda insülin yapılması sağlanıyor,
– Besin gruplarında bir kısıtlama olmuyor. Yani istenirse çikolata, dondurma vb. besinleri yiyebiliyor diyabetli,
– Her türlü besini yiyebileceğini bilen diyabetlinin de psikolojisi daha rahat oluyor ve kendisini diğer insanlardan eksik görmüyor.
Karbonhidrat Sayım Yöntemi temelde aynı ama her diyabetli için farklı bir yol belirleniyor. Yani ben bu yöntemi öğrenirken diyetisyenim 1-2 hafta boyunca yediğimi içtiğimi, açlık ve tokluk kan şekerlerimi, gece 3 şekerimi ve yaptığım insülin dozlarını yazmamı istemişti. Sonrasında oturmuş ve yediğim besinlere göre kan şekerlerim nasıl gitmiş bunları belirledik. Ve bana özel olan İDF ve Karbonhidrat/İnsülin Oranım belirlendi. Bana özel diyorum çünkü her diyabetlinin ya da her insanın yedikleri, hayat koşulları, ruhsal hali gibi birçok değişkeni var. Herkes birbirinin aynı değil neticede.
Bu Yöntemi Öğrendikten Sonra Neler Oldu?
– Yemek yemeden önce elektronik tartımla her yemeğin karbonhidrat oranını evimde fiziken görmüş ve dışarıda yemek yediğimde evdeki ölçümlerim bana referans olmuştu,
– Evde ya da dışarıda yediğim yemeklerde kendimi eksik hissetmeden herşeyi yiyebilmenin mutluluğunu yaşamaya başladım,
– Fazla insülin yapmayarak hipoglisemi riskimi en aza indirmiş oldum,
– Meyve yerken yanında süt içmeyi ve böylece meyvenin doğal şekerinin de kan şekerimi aniden yükseltmesini engelledim,
– Fazla protein aldığımda ve/veya yağlı bir öğün yediğimde kan şekerimi standart olarak 2. saatte değil, 3.-4. saat yükselteceğini ve yemek yedikten 1-2 saat sonra da kan şekerimin düşeceğini öğrendim,
– Glisemik indeksi yüksek öğünleri özellikle akşam almamaya çalıştım,
– Hangi besini hangi saatte alırsam kan şekerimi aniden yükseltmeyeceğini deneyimledim,
– En önemlisi karbonhidrat sayım yöntemini uygularken yenilen besinlerin karbonhidrat oranı, glisemik indeksi ve yağ oranlarının önemini daha iyi görmüş oldum.
Halen eski diyet listeleri kullanılıyor. Karbonhidrat Sayım Yöntemini bilen ya da hastalarına öneren doktorlar oldukça az.
Ki bildiğimiz üzere diyabetliler yeme düzenlerinde yedikleri besinlerin karbonhidrat oranlarına, glisemik indekslerine (besinin kan şekerini yükseltme hızı) ve yağ oranlarına dikkat etmeliler. Bu muhteşem üçlüye dikkat edildiği sürece diyabetli hayatlarımızı yaşamak bir nebze de olsa daha kolay olacak.