Haftanın İlk Günü ve Esra’nın Durumu

Galiba, ortalama 5 yıldan sonra ilk defa bugün kazandibi yedim 🙂

3 günlüğüne ofis dışında Kalamış / Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde eğitimdeyim. Ve bugün söylene söylene gittim eğitime.

Neden mi?

Çünkü bu tarz ortamlarda görme alanıma tatlı, tuzlu kurabiye ve öğle yemeği için özene bezene yapılmış tatlılar giriyor. Ben inanın Prof Dr Nilgün Güvener Demirağ’dan sonra şu görme alanına giren zararlılara kafayı taktım. Görme alanımızda bi girdiler mi yemeden olmuyor 🙂

Biliyorsunuz. Evimizde glisemik indeksi yüksek hiçbir besin yok. Vişne suyunu saymıyorum. Şu meşhur diyabetik Sarelle’yi de çöpe attık. Evde iken inanın kan şekerim öyle zıplamıyor. Ya da iş yerimdeyken. Artık sistemi o kadar iyi kurmuşum ki! Öğle yemeklerini Set-card ile istediğim herhangi bir yerde yiyiyorum. Görme alanıma tatlılar filan girse bile canım çekmiyor. Ancak özellikle bir eğitim ya da toplantıdaysam ve salon içerisinde bir yerde ikramlıklar olduğunu biliyorsam aklım hep onları yemek isteğiyle meşgul oluyor.

Bu durumu nasıl yönetebilirim bilmiyorum. Ancak bugün yine yönetemedim.

Öğle yemeğine kadar her şey yolunda. Yine uzun zamandır yemediğim beyaz unlu lokmalık mini sandiviç yedim kahvaltı niyetine. Ancak doyurmadı. Beyaz un ve beyaz unlu gıdalar maalesef şu doygunluk hissini vermiyor. Öğle yemeğinde ise gayet sağlıklı başladım. Roka salatası. Ardından jülyen kesilmiş kırmızı et ve mantar, 1 bardak ayran ve 30 gr KH’a denk gelecek şekilde kepek ekmeği. Keşke işte tam o bitiş anında masadan kalksaydım. Bi baktım önümde 1 top dondurma. Tadı harika olan, papatyaya benzeyen bir tatlının üzerine oturtulmuş. Yanında da kazandibi. ‘Ye gitsin’ dedim kendi kendime. Ancak kazandibi ne kadar KH içeriyor bilmediğim için kafama göre ek doz insülin yaptım. Ancak kan şekerim 288 mg/dL’yi gördü. Ek dozu da yaptın, yedin de tatlıyı demeyin sakın. Ardından ara öğünlerimden birinden ve akşam yemeğimdeki bir kısım KH’tan mahrum bıraktım kendimi 🙂 Olacağı bu zaten. Buradan da anlayabileceğiniz gibi KH Sayım Yöntemi’nde KH miktarını bilsek ve insülin yapsak da diğer öğünlerden kaçamakta aldığımız kalorili besine eşdeğer besinleri çıkarmak zorundayız. Ye ve yap insülini gibi algılamayın bu yöntemi.

Ama yarın, umarım sufle yoktur 🙂 , tatlı gelmeden kalkacağım. Bu bir meydan okuma olacak ama yapacağım.

Biraz da Eşref’ten bahsedeyim. Eşref farkındaysanız pre-diyabet sürecinde yazdığım hiçbir yazıya bir harf yorum dahi yapmadı. Sorgulamadım bile. Ara sıra; ‘ayıp oluyor bak. insanlar o kadar seni soruyor. geçmiş olacak diyorlar ama sen cevap vermiyorsun.’ Ancak dinlemiyor beni 🙂 Dinleseydi cevap verirdi.

Günde 2 adet 1000 mg’lık Glucophage’i sabah kahvaltı sonrası 1, akşam yemeği sonrası 1 olmak üzere içiyor. Yedikleri her şey sayılı. KH değişimi yapıyor. Ancak her grubu kendi içerisinde değiştiriyor. 1 dilim ekmek yemeyecekse yerine 1 porsiyon meyve yemiyor. 1 dilim ekmek yemeyecekse 1 kase çorba içebiliyor ya da 2 kaşık tepeleme pilav.

Her akşam 21:30’da da eşofmanları giydiği gibi yürüyüşe çıkıyor. 28 Temmuz’da 99,7 kg ile başlamış. Aslında 28 Temmuz’da Nesil Hanım ile görüşmüşüz. 29’unda başlamış. Sabah yanlış hatırlamıyorsam 93 kg’a düşmüştü. Yani ortalama 3 haftanın sonundaki başarısı.

Ayrıca ilk defa 2 gün üst üste yürüdü. Dün akşam 45 dakikalık yürüyüşü 1 saate çıkardı. Bu akşam 21:50’de tekrar çıktı yürümeye. Halen de gelmedi 🙂

Bu arada Eşref o kadar dikkat ediyorken benim de dışarıda kendimi salıyor olmam büyük bir ironi 🙂

Bizden gelişmeler bu şekilde.

Yazının resmini de daha sağlıklı unlardan yapılmış çok tahıllı ekmek resmi olarak seçiyorum. Kazandibi seçecektim ama görme alanınıza dahil etmek istemedim 🙂

Bu arada bu vesile ile Twitter’dan  ‘#beyazekmegehayir‘ diyorum. Ama isteyen beyaz ekmek yiyebilir de diyorum 🙂