Tip-1 Diyabetim ve Tatilimizin Kritiği
Yarın yani 31 Ağustos Cumartesi günü 19:20 uçağı ile Antakya’dan İstanbul’a uçuyoruz. Bu da tatilimizin bittiği anlamına gelmekte. İçimden ‘havar havar’ diye ağıt yaksam da tatil bitiyor işte.
Sizlere bahsetmiştim. Ben İskenderun’da doğdum ve büyüdüm. Bu şehrin sıcağı ve nemi insanı hayattan soğutuyor. Bunu bildiğim için insülinlerim her dışarı çıktığımızda insülin taşıma cüzdanındaydı. Ezgi Hanım’a tekrar teşekkürler.
Normalde kiraladığımız aracın bagajına bir de buz kasetlerini koyacağımız bir termos alacaktık. Ama almadık. Her kaldığımız otelden sabah en geç 11 gibi ayrılıyor ve aynı günün akşamı 7-8 gibi de farklı bir şehirde yeni bir otelde oluyorduk. Ve ben her sabah insülin taşıma cüzdanına bir adet ufak buza dönmüş jeli fermuarlı kısma, diğer büyük olanı ise insülin kalemlerinin üzerine koyup cüzdanı kapatıyordum.
İnanın Antep, Urfa, Mardin ve İskenderun sıcağında cüzdan içerisindeki buz jelleri ortalama 8-9 saat insülinleri korudu. Zaten cüzdanı sürekli açarak içerisindeki soğuk havanın dışarı çıkmasını sağlamadığımız için insülinler baya korunaklı kaldı. Ve bu taşıma cüzdanını arabanın içerisinde arka koltuklar ile ön koltuklar arasındaki bir ufak el çantamıza koyduk. Aracın kliması sıcakta yüksek performansla çalışmasa dahi insülinlerin başına bir şey getirmedik 🙂
Gelelim insülin pompasına. Bizim bu diyabet insülin pompalarının kablosunun içerisinden 1 ince kablo daha geçiyormuş. Bu ince kablonun içerisinden insülin akıp giderken bu kabloyu saran diğer kablo da muhafaza görevi görüyormuş. Bunu görmek için kullandıktan sonra atacağınız kabloyu koparın. Haluk Bey’in dediğine göre makasla filan zor kesiliyormuş. Gerdirerek kopardığınızda içerisindeki ince kabloyu da daha iyi görebiliyormuşsunuz. Pompamı sütyenime taktığım için direkt güneş ışığına da maruz kalmadı. Ve pompa içerisindeki insülinde de bir bozulma olmadı. Sadece rezervuardaki kabarcıklar daha büyük kabarcıklara dönüştü ve kablo içerisinde gözle görülebilecek boyuta geldi Ve ben en azından bazı günler bir kez mutlaka bu kabarcıkları dışarı çıkardım. Ki çıkarmazsak sizlerin de bildiği üzere deri altına insülin yerine hava kabarcığı gider.
Kan şekerim ise tatil süresince oldukça iyi gitti. Bazı öğünler insülin dahi yapmadım. Çünkü o kadar çok yürüyorduk ve hareketliydik ki. Ancak sadece Halfeti’de Başkan’ın Yerinde içtiğim Miller ve 1 duble rakı ertesi günün sabahına yüksek bir kan şekeriyle kalkmama sebep oldu. Normalde içki içildikten sonra bir hiperglisemi ve akabinde sabah karşı hipoglisemi yaşanır diye biliyorum ama sabah benim baya yüksek çıktı. Hemen ek doz işe toparladım. Ki bira ve rakı karbonhidrat miktarı yüksek içkiler.
Arabada hipoglisemiye karşı meyve suları ve terlemeye karşı da sularımız eksik olmadı. Çok dramatik düşüşler olmasa da meyve suyu yine elimden düşmedi. Tatile özel, kan şekerim hangi saatlerde düşüyorsa bazallarımı ona göre ayarladım. Çünkü yemek sonraları tokluk kan şekerleri gayet normal çıkıyordu. Bu sebeple bazalları biraz düşürdüm ve böylece her şey daha da yolunda gitti.
Eşref ise Nesil Hanım’ın verdiği beslenme programının biraz dışına çıktı 🙂 O kadar güzel yemeğin olduğu şehirlere gidince yememek olmazdı. Ancak yine buradan sesleniyorum; hiçbir otel ya da restaurantta esmer ekmek yok. Her yer beyaz ekmek. Sadece ŞanlıUrfa’da Nevali otelde her türlü ekmeği bulabildik. Ancak baktık olmayacak, bir marketten paketli esmer ekmek aldık. Ve her yerde bu ekmeği tüketmeye çalıştık.
Bu akşam İstanbul’da ve evimizde olacağız. Bakalım Eşref kilo vermiş mi? Verdiğini söylüyor 🙂 Tatile çıkmadan aldığımız 2 kapri bile belinden baya düşüyor. İşte bu akşam göreceğiz 🙂
Tatilimiz baya iyi geçti. Yorucuydu ama olsun. Değdi. Umarım hepimiz iyi kan şekerleri ile daha keyifli tatiller geçiririz.
Esra Hanım bence bu tatil sizi bayağı deşarj etmiş.Keşke hepimizin böyle bir imkanı olsa.İnsülin taşıma çantasını ilk defa gördüm.Ben her yere buz kalıplarıyla gidiyorum.Bunları nerden temin edebiliriz?Beyaz ekmek konusunda bende sıkıntı yaşıyorum.Artık heryere giderken evde tartıp her yere ekmeğimi götürüyorum.Birde şeker ilavesiz meyve suları var ya onlardan tüketiyormusunuz?Ben genelde şekersiz limonata ve light kola içiyorum.Bir problem çıkmadı.Bu arada Eda cengiz ile görüşme yapıyormusunuz?Gelişmelerden çok ümitliyim.diyabet tv görüntüleriniz çok güzel.Sanki hep beraber oturup muhabbet ediyoruz Çok samimi.Devamını bekliyoruz.Yine çenem düştü kusura bakmayın.SEVGİLER.
O kadar yazinin arasnda kiloyu merak ediyorum .d
Özge Hanım Merhaba,
Yazımda Eşref’in kilosunu merak ediyorum deyince Murat onu sormuş 🙂 Sizinle ilgisi yok.
Bu arada dediğiniz gibi tatil iyi geldi 🙂 ben sadece light cola tüketiyorum. Şekersiz içecekleri denemedim. KH miktarları nasıl?
Eda Hoca ile görüşüyorum. Yakın zamanda bir sürprizimiz olacak 🙂 Ama biraz daha zamana ihtiyacımız var. Çalışmaları yoğun ve başarılı devam ediyormuş.
DiyabetTV videolarımız ise dediğiniz gibi oluyor. Biz de videoları çekip dışarıdan biri gibi izleyince blogta yayınlamadan önce samimiyeti ve yakınlığı daha da hissediyoruz.
Murat Merhaba,
Eşref 92,9 kg, ben 62,3 kg çıktım 🙂 Ben kilomu korumuşum, Eşref ise biraz daha vermiş. Nasıl oldu anlayamadım 🙂
Sevgiler
Anlayamadım banamı söylediniz?
Esra Hanım,
Durun sizin yerinize ben çekeyim “havar havar Esra Hanım tatili bitmiş şimdi ne etcekler dilo dilo dilo yar 😀
Eşref abiyle gez toz hayat boş.
İlginç bir tespiti paylaşmak isterim bu arada.
İnsan hayatı hayatı 3 bölümden oluşurmuş:
1. Gençlik zaman var, enerji var, zaman var ama para yok.
2.Orta yaşlılık (iş hayatı) enerji var, para var ama zaman yok.
3.Yaşlılık para var, zaman var ama enerji yok.
AVCI ailesi “enerji, para, ve zaman” siz bu üçlüyü bir araya getiren nadir örneklerdensiziniz.
Bol bol ve uzun süreli tatiller dilerim.
Hatice Hanım Merhaba,
Vallahi sizinle aynı düşüncede olmazsam da (enerji,para,zaman birlikteliği konusunda) bir şeyleri biraraya getirme becerisi diyelim 🙂
Havar konusunda teşekkürler 🙂 Ama iyiki de gelmişiz. İstanbul çoook serin 🙂
Sevgiler
Esra Hanım teşekkürler cevapladığınız için.Eda hocadan gelecek haberler beni çok heyecanlandırıyor.Ben içtiğim şekersiz limonatanın karbonhidratına hiç bakmadım.öyle içiyorum şekersiz diye işte.Bu arada çölyak testi yaptır demiştiniz.Bu hafta gitmeye çalışıcam.Bu test dahiliye bölümündemi yapılıyor acaba?belirtilerine baktım biraz uyuyor.Tip1 diyabetlede bağlantısı olduğunu öğrendim.İnşallah bişey çıkmaz.Bu arada şu bir gerçek ki çok samimisiniz.İnşallah ilerde şeker hastaları olarak değilde normal iyileşmiş insanlar olarak görüşürüz.VE HEPİMİZ ARTIK BİŞEYLERİ HESAPLAMADAN HAYATIMIZA DİKKAT EDERİZ.SEVGİLER.
pardon hayatımıza devam ederiz diyecektim.Hep dikkat ettiğimiz için devamlı bu kelimeyi kullanıyoruz.hoşçakalın.
Esra hnm merhaba hoşgeldiniz istanbula ben berkayın annesi necla
daha önce okumuş olsaydım yazınızı şizi hava limanında karşılardım sizi ben Atatür havalimanında çlışıyorum sizinle tanışmış olurduk.
berkayımın ölçümleri çok yüksek çıkıyor bu gün H1 gördük spor yapıyo bisiklet sürüyo yemesine dikat ediyoruz anlamıyorum neden böye. sevgilerle ….
Necla Hanım Merhaba,
Teşekkürler. Biz Sabiha Gökçen’e indik. Atatürk’ten uçacağımız bir planımız olursa size mutlaka haber veririm 🙂
Sürekli H1 yani High yani yüksek sonucunu görmenizin sebebini bulmak lazım. Sürekli böyle giderse Berkay komplikasyonlarla karşı karşıya kalmasın.
Biraz düşünün bence. Sizce her şey yolunda gibi görünse de belki yolunda gitmeyecek şeyler yapıyor olabilirsiniz.
İsterseniz bize Berkay’ın kan şekerlerinin yüksek gittiği bir günü yazarsanız biz de elimizden geldiğince rehberlik edebiliriz. Ya da doktorunuzla mutlaka daha sıklıkla görüşmelisiniz.
Sevgiler
ah bir de o teliniz açık olaydı. Aradım kaç kere ulaşamadım bacım sana… Merak ettim. İyi ki bu yazılar var da takip edebildik…..;)