2003 yılında yaşadım galiba balayı dönemini. Hiç hatırlamıyorum bile. Galiba 1 hafta filan sürmüştü. Bu dönemi gözlemlemek ve gerekli önlemleri doktorumuz ile almamız lazım.
İnsülin tedavisine başladıktan sonra yüksek giden kan şekerimiz düşmeye başlar ve pankreasımız bi nevi dinlenme fırsatı bulur. Bunun sonucunda pankreasın henüz tamamen harap olmamış olan hücrelerinden bir miktar insülin salgısı başlar. Böylece dışarıdan alınması gereken insülin ihtiyacı azalmaya başlar.
Bu dönemde kan şekerleri düşük seyretme eğilimindedir. Bu dönemde doktorunuz, diyetisyeniniz ve hemşireniz ile sık görüşmeniz lazım. İnsülin dozunda azaltma yapılmaz ise hipoglisemiler görülebilir.
İnsülin dozu bireyin kilosu başına 0.5 ünitenin altına düştüğünde balayına girmiş kabul edilir. Balayı döneminde vücudun kendi pankreasının yeniden insülin üretmeye başlaması kan şekeri kontrolünü kolaylaştırır. Diyabet başlangıcından sonraki 1-4 ay içinde insülin ihtiyacı en düşük düzeye iner. Balayı dönemi genellikle 3-6 ayda sona erer. Bazen bir yıl veya daha uzun sürebilir.
Bununla birlikte bu süre kişiden kişiye değişir ve bazı hastalarda hiç balayı dönemi olmayabilir.
Tip-1 diyabette vücuttaki otoimmun-bünyesel reaksiyon devam ettiği için diyabet tanısından 2-4 yıl sonra hastaların hemen hepsinde pankreasta insülin üreten hücre kalmamıştır. Nadiren balayı dönemi uzun (yıllarca) devam edebilir.
Eğer çok su içme, sık idrara çıkma gibi bulguların yeni başladığı erken dönemde insülin tedavisine başlanırsa, balayı dönemi daha uzun sürebilir. Ancak ketoasidoz tablosu gelişenlerde balayı dönemine girme şansı daha azdır.
Balayı döneminde insülin ihtiyacı belirgin olarak azalır ve bazen çocuklar günlük 1-2 ünite insülinle kan şekerini kontrol edebilirler. Bazen insülin tedavisinin kısa süreli olarak kesilmesi gerekebilir, ancak genellikle günde 1-2 ünite de olsa insülin ihtiyacı olur. (Yardımcı kaynak: cocukendokrin.com)