Araştırmacılara veri toplama imkanı tanıyan ResearchKit’i bilmeyenimiz yok artık. Tıbbi araştırmalara katılacak bireylerin hastanelere giderek bu araştırmalara katılmasına gerek kalmaması, ResearchKit’in belki de en eşsiz özelliği. Nerede olursanız olun, sorulan soruları yanıtlayarak araştırmanın bir parçası olmanız mümkün. İşte ResearchKit’le ilgili merak ettikleriniz.
ResearchKit Nasıl Çalışır?
Apple’ın, ResaerchKit’i 9 Mart’ta tanıtmasının ardından, Apple Store’a 5 ücretsiz ResearchKit uygulaması eklendi. Bu uygulamaların her biri farklı bir hastalığa odaklanıyor; diyabet, astım, göğüs kanseri, Parkinson hastalığı ve kalp-damar hastalığı. Uygulamalar 5, 5s, 6, 6 Plus ya da iPod Touch’ın son sürümlerinde indirilebiliyor. Geçen Eylül ayında iOS’un son güncellemesini yükleyenler de bu uygulamaları indirebiliyor. Peki, ne yapabiliyorsunuz bu uygulamalarla? Öncelikle hastalıklara yönelik veri çekebiliyorsunuz ayrıca eğer Apple Watch’unuz varsa oraya kaydettiğiniz faaliyet raporlarınızı da bu uygulamalara yollayabiliyorsunuz. Şu anda ResearchKit çatısı altında yalnızca 5 uygulama olmasına rağmen girilen veriler şimdiden araştırmacıların çalışmalarının seyrini değiştirmeye başladı bile. Eski geleneksel yöntemlerle yapılan araştırmalarda 500 ila 1000 civarında katılımcıya ulaşmak için bile birkaç yıl harcanırken, ResearchKit ile 72 saat içinde 3.500’den fazla kişiye ulaşmak mümkün.
Bu Araştırmaları Kim Yapıyor?
Muhtemelen duymuş ya da hakkında okumuş olduğunuz büyük organizasyonların yer aldığı ResearchKit çalışmalarında yer alan isimler; Dana-Farber Kanser Enstitüsü, Penn Tıp, Sage Bionetworks, UCLA Jonsson Karşılaştırmalı Kanser Merkezi, Mount Sinai Icahn Tıp Fakültesi, LifeMap Çözümleri, Massachussets General Hastanesi, Stanford Tıp ve Rochester Üniversitesi. Bu kadar büyük isimlerin yaptığı araştırmaların güvenilirliği ise sanırım tartışmalara kapalı bir konu.
ResearchKit Güvenli mi?
Güvenilirlik demişken insanların bu uygulamaya bakış açısı üzerinde de durmak gerekiyor. Veri toplama yoluyla çalışmalarını sürdüren ResearchKit’i kullananlar, doğal olarak Apple ile sağlık verilerini paylaşma düşüncesinden pek hoşlanmıyorlar. Fakat Apple bu bilgileri kendilerinin asla görmeyeceği konusunda kullanıcılarını temin ediyor. Apple, bu uygulamaları, verilere şifre yoluyla sadece araştırmacıların ulaşabileceği şekilde dizayn etmiş olduğundan gizlilik konusunda oldukça güven veriyor. Ayrıca; araştırmacılar verilerinize ulaşsa bile ekranda yalnızca isminizin yerine verilmiş rastgele bir kodu görüyorlar. Dolayısıyla da bu veriler artık size ait olmaktan çıkmış oluyor.
Üstelik; sistemde bilgilerinizin nasıl paylaşıldığı ile ilgili detaylara da ulaşabilir ve bir çalışmaya katılmadan önce elektronik onay formunu yine elektronik imza yoluyla imzalayabilirsiniz. Bu uygulamalar, iPhoneların son sürümlerinde kullanılıyor olduğundan, bu imzayı parmak izi uygulamasıyla yapmanız mümkün.
Bu Uygulamaları Kullanmaya Başladığımda Benden Hangi Bilgiler İstenecek?
ResearchKit’te farklı çalışmalar yer alıyor. Örneğin bunlardan biri, sizin hiçbir kişisel verinize ulaşılmasına gerek olmadan yapılan bir ankete dayalı olabilir. Bir diğeri ise; size ilaçlarınızı ne sıklıkta aldığınızı ve dozunu soruyor olabilir. Ya da bazı uygulamalar sizden günde 20 adım atmanızı veya mikrofona “aaah” demenizi isteyebilir. Bu ses testi Parkinson hastalığının semptomlarındaki varyasyonları ve eğilimleri yansıtmak için Parkinson mPower uygulamasında yer alıyor.
Uygulamanın ekranı 4 kategoriye ayrılıyor ve bu kategoriler ekranın en alt kısmında simgelerle gösteriliyor. Bu kategoriler şöyle: Activities, Dashboard, Learn ve Profile. Parkinson mPower uygulamasında, iki parmak ile günde üç kez 30 saniye ekrana dokunma, yürüme ve dengeyi ölçmek için cebinizde veya çantanızda taşıdığınız telefonunuz ile 20 adım yürüme gibi alıştırmalar var. MyHeart uygulaması ise “Son 24 saat içinde, ne kadar sıklıkla telefon ya da giyilebilir cihaz kullandınız?” gibi sorular yönelterek kalp sağlığınız hakkında veri topluyor.
ResearchKit için geliştirilen ve pek çok hastalığın teşhisinde kullanılacak bu uygulamalar, göğüs kanserinden Parkinson ve şekere kadar pek çok hastalığa yönelik veri toplamaya başladı bile. Araştırmalara ve anketlere yalnızca belirli bir kullanıcı kitlesinin katılması bile, teşhis konusunda önemli adımlar atılmasını sağlayabileceği gibi bu sayede de belki tıbbi araştırmalar konusunda hakim olan klasik anlayış yerini ResearchKit’e bırakabilecek.
Kaynak: http://www.tekdozdijital.com/