Esra’nın Notu: Lütfen bu tarz haberleri okurken hemen yarın her şey bitecekmiş gibi düşünmeyin ve hayal etmeyin. Bu çalışmaların nihai sonuca ulaşması için daha zaman var.
Miami Üniversitesi Diyabet Araştırma Enstitüsü (DRI) tarafından yürütülen çalışma, biyolojik iskele içinde adacık hücrelerinin implantasyonu ortaya çıktı.
Wendy Peacock 43 yaşında ve 17 yaşında tip-1 diyabet tanısı koyuldu. 18 Ağustos 2015 tarihinde de Wendy’e biyolojik iskele içinde adacık hücrelerinin implantasyonu yapıldı. Wendy artık kendi insülinini üretebilir hale geldi.
Adacık hücre nakli nasıl çalışır?
Bir önceki adacık hücre nakli araştırmaları sağlıklı bir pankreasın işlevini taklit etmeye çalışan “mini-organ” geliştirilmesine yönelik çalışmalardı. Ancak DRI BioHub olarak bilinen bu organ ise tip-1 diyabeti olan insanların kendi insülinini üretmelerini sağlar.
Araştırmayı yöneten Camillo Ricordi, MD, DRI Direktörü; “Bu çalışma adacık nakli çalışmalarında gördüğüm en iyi transplantasyon sonrası sonuçlardır.” dedi.
Adacık hücre nakli ve sonrasında immün sistemini (bağışıklık sistemini) baskılayan tedavi
Şu anda; adacık hücre transplantasyonu sonrasında tip-1 diyabetli insanların yeni adacık hücrelerine yani fonksiyonel adacık hücrelerine yapılan saldırıyı durdurmak için immün sistemi baskılayan ilaçlar alınması gereklidir. Bağışıklık sistemini baskılayıcı bu ilaçlar bu anlamda faydalı iken aynı zamanda iyi bir şekilde yönetilmeye devam eden tip-1 diyabetli insanlarda hastalık ve enfeksiyon riskini arttırır. Çünkü bağışıklık sistemini baskılarken olası tüm olumsuzluklara açık olunmaktadır.
Dr. Ricordi gelecekte teknolojik gelişmelerle immünosupresif tedavi (bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi) gereksinimini kaldırmak için umutlu olduğunu belirtti. “Bu sonuçlar teyit edilebilir adacık nakli için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Nihai hedeflerinin ise yaşam boyu anti-ret tedavisi gereksinimini önlemek için ek teknolojiler geliştirmek” olduğunu aktardı.
Benzersiz bir yaklaşım daha
Adacık nakli araştırmaları oldukça ümit verici bir alandır. Adacık hücre nakli tedavisinde çoğu alıcı on yılı aşkın süre boyunda kendi insülin üretimi sağlar. Ayrıca Ağustos ayında, 33 yaşındaki öğretmen Gina Marchini’nin, California’da kâr amacı gütmeyen bir araştırma merkezi olan City of Hope’da adacık hücre nakli sonrası kendi insülin üretmesi sağlandı.
Bu çalışma oldukça benzersiz çalışmaydı. Karın kısmına yerleştirilen ve jel benzeri bir malzeme kullanılarak adacık hücrelerinin bu malzeme içerisine implamente edilmesiyle başlayan bu çalışanın sonuçları da oldukça iyiydi.
DRI Klinik Hücre Nakli Programı Tıp Profesörü ve Yönetmen’i MD Rodolfo Alejandro bu çalışmanın da benzersiz bir çalışma olduğunu ama ancak bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanmadan yapılabilecek çalışmaları da başarabilirlerse daha da benzersiz bir çalışmaya imza atacaklarını özellikle vurguladı.
test
vauvv hadi inşallah sonuca ulaşılır biranönce.
TC Mehmet Fevzi Börü Esra hanim bilgi paylasiminiz icin cok tesekkurler..iyiki varsiniz bizler icin inanilmaz destek sagliyorsunuz cok tesekkurler
Diyabetim Ben Teşekkürler Mehmet Bey. Elimden geldiğince bilgi vermeye çalışıyoruz. sevgiler, esra
Yunis Capar bu heberler nerde esra hanim cikti . bizi bilgilendirin.
TC Emir Özcan umut ediyorum kiii bir gün böyle bir hastalık olmayacakkkkk smile ifade simgesi
Bedriye Çakıl İsanlah. Bu adacik nakli hangi hastanede oldu rabbim butun seker hastasi arkadaslarimizin bu nakille eski sagligina kavusmasini diliyorum
Diyabetim Ben Herkese Merhaba, Konu oldukca yeni. Turkiye de degil. Miami Üniversitesi’nde gerçekleşti. Yabanci kaynaklardan ceviri yaparak sizlerle paylaştım. Sevgiler esra
Bedriye Çakıl Esra hanim inanin isanlah dogrudur bizleri coook mutlu ettiniz turkiyedede bu nakil enkisa zamanda baslar rabbimde seni sevindirsin verdiginiz bu guzel haberler icin smdiden cook tskurler
Busra Naz Insanlah
Selim Uçkan ·inşallah yarab
Şehmus Konuş Şükrü Hatun hocam merhaba bu haberi okudum siz de okudunuz mu?Ne düsünüyorsunuz?
Metin Erdoğan Nihai sonuca ulaşılsa bile ilaç firmaları çeteleşmiş izin vermezler
Serdar KOÇ aynen katiliyorum caresi coktan bulundu ama gel gelelim armerika almanya nerden kan para emicekler her saniye dunyada 500 milyon sekerhastasi var
Bortecine Timur Bn dr istiyorum bu nakli
Ertan Tekin Allahım yardım etsin duysun bizi çok şükür tabii ama ben 14 yıllık dm yim vallahi zor ya
İbrahim Erdem Kılıçlar Nuh Baklacı
Nuh Baklacı Beta hücre nakli yahut beta hücre proliferasyonu yani çoğalmasını uyaran tedaviler üzerine yapılan çalışmalardan biri. Komplo teorisi burda yürümez, başka kapıya! İnsana uygulanır hale geldiğinde uygulanacaktır merak edilmesin.
İbrahim Erdem Kılıçlar O kadar haber var ki, takip ederken inandırıcılığı hıssedemeyınce sormak ıstedım:)
15 senedir bu haberleri görüyorum ve yaklaşık 10 senedir hiç birisini dikkate almıyorum. eğer bilim insanı falan olup, uzmanlık alanım da bu konularla ilgili olsaydı dikkat kesilirdim. hoş o zaman da gazeteden değil, bunların yayınlandığı dergilerden takip ederdim. aslında bu haberler, eğer kamuoyu yaratmak gibi bir kaygınız yoksa, bizi hiç ama hiç enterese eden haberler değil. bunun yerine komik kedi videoları falan oluyor, ben daha çok onları tercih ediyorum. benim şahsi düşüncem bu yönde, arz ederim efendim.
İlaç sekötürü (fda) kapitalist ülkelerin ellerindeyken tip-1 in biteceğine dair haberler inandırıcı gelmiyor ancak şans eseri Rusya vb.. ülkeler bir şekilde çözüm bulurlarsa emin olun 10 gün içinde israil ya da amerika “biz zaten bulmuştuk ama emin olmak için bekliyorduk” gibi açıklamalar yapacaktır. ilaç sektörü silah ve petrolden sonra en çok kazandıkları 3. sektör malesef …
İsmet Bey Merhaba,
Ben de Engin e. gibi düşüncenize katılmıyorum. İnsülini bulan Frederic’in adı yıllardır anılıyor. Ki tip-1 diyabetin çözümünü bulan kişiler de en kötü ihtimalle kendi ego tatminleri için çözümü bulduklarında mutlaka açıklarlar. Ki zaten aslında ego tatmininden bilerek girdim. Çünkü bilim dünyası tip-1 diyabetin çözümünü bulduğunda egodan uzak haklı kazancın gururunu yaşar 🙂
Tip-1 diyabetin çözümü bulmak ya da bireylerin hayatını daha konforlu hale getirmek için bilim insanları bence yüksek eforla çalışıyor. http://www.diyabetimben.com/prof-dr-erdal-karaoz-ve-esra-avci-bulusmasi/ linkindeki videoyu izlediniz mi bilmiyorum ama Türkiye’de ve dünyada önemli bir kürsüye sahip Prof Dr Erdal Karaöz’ün (kızı da tip-1 diyabetli) anlattıkları tip-1 diyabetin çözümünün bir organ nakli ya da yüz nakli gibi kolay olmadığı. Bize göre altı üstü beta hücresini alıp ekleyeceksin ve çözüm bu kadar basit gibi görünürken aslında olmadığını görmek en büyük realite.
Çözüm bulunmak istenmiyor, engelleniyor teorisinde ziyade neden tip-1 diyabetli olduğumuza dair teoriler bence daha önemli. En basitinden gıda oyunları ya da ilaç firmalarının insanlar üzerindeki oyunlarının ürünleri olma ihtimali bana daha önemli bir komplo teorisi geliyor.
Bence tip-1 diyabete biri çözüm bulsa avazı çıktığı kadar bağırıp tüm dünaya duyurur 🙂
sevgiler,
ismet bey, ben sizin komplo teorisine varan görüşlerinize katılamıyorum. en temelinde “insan hakları” dediğimiz şey, asla kapitalist bir nizamda idealine ulaşılabilecek bir şey değildir. elbette bu konuda kısmen haklı buluyorum düşüncelerinizi. insan hakkı derken; daha dar bir anlamda ele alıyorum, yani bunun çözümü var ama, daha fazla para kazanma saiki ile bu bizden gizleniyor düşüncesine atıfta bulunuyorum. dünya çapında, “kapitalist” sermayenin teşviği ve devletlerin finansal yardımı olmadan, tamamen gönüllülerin desteği ile bilimsel çalışma yapan bir çok kuruluş da mevcut. hem bilim konusundaki ilerlemeler araba, telefon ve diğer emtialar gibi değil. işleyiş çok daha farklı, her yenilik muhakkak bilimsel makaleler ile zaten duyuruluyor, doktorlar ya da her kim ise, bu görece değerli dergilerde makalelerini yayınlatabilmek için deliler gibi çalışıyor, ve orada adının geçmesi için can atıyor. yani bu tarz komplo teorileri aslına bakarsak, bugüne kadar yapılan bir çok yeniliğe haksızlık etmekle birlikte, bundan sonra yapılacak her yeniliği itibarsızlaştırıyor. maalesef bir tek günde bu soruna tamamen çözüm bulmak, hayatın olağan akışına aykırı. birikimle deneme ile olacak şeyler. bu birikim ve denemeler birbirinden bağımsız bilim insanları tarafından değil, birbirleriyle, bahsedilen makale ve yayınlar vasıtası ile birlikte çalışan insanlarca, her gün üstüne konularak yapılacak şeyler. her yenilik kar amacı güden şirketlerin iştahını kabartacaktır, bu konuda emin olabiliriz ve eğer bir çözüm bulunursa emin olun; uzun vadede eski karlılıklarının üstüne katacaklardır. geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum sizlere.
Büyük ilaç tekellerinin yeni tedavi yöntemlerini engellediğini düşünüp ümitsizlige kapılmak doğru bir yaklaşım değil kanımca. Bu ilaç şirketleri belki bulunacak tedavidede aktif bir üretime katkı koyacaklardir, vede şeker hastalığı tamamen tarihe gömülecek diye birşeyde yok dolayısıyla bu firmalar zaten hep kazanan olacaklar ve işin bi ucunda onlarda hep olacaklardir. Şahsen geleceğe umutla bakmak gerekir diye düşünüyorum ve bilimsel tıpba güveniyorum ve o tedavinin olacağı zamana kadarda şekerini en iyi şekilde yönetmeye özen göstermeye uğraşıyorum. Umutlu ve bilinçli olmak bizi psikolojik olarak rahatlatacak.
Saygılar.