Ayhan Bey ve 2004 Yılında Diyabet

Sizden GelenlerAyhan Bey ve 2004 Yılında Diyabet

2004 yazında memleketim olan Erzurum’da çalışmakta olduğum işte sürekli susuzluk, sonucunda yorgunluk ve diğer belirtiler çoğalmaya başlıyor. Bende her geçen gün kilo kaybı ve yorgunluk derecesi daha da artmaya başlamıştı. Geçici diyerek geçiştirmeye devam ederken daha da artmaya devam ediyordu şikayetlerim.

Maddi durumumuz iyi olmadığından ve çalıştığım işimin sigortasız olmasıyla birlikte Erzurum Numune Hastanesi’ne, dahiliye kliniğine, başvurdum. O zamanın müdür yardımcılarından olan bir doktora denk geldim. Sosyal güvencem ya da bir yeşil kartım yoktu. Bunu karşılayabilecek durumum da yoktu. Şikayetlerimi anlattım. Hemen tahlile yönlendirildim.

Sonuçları aldım ve doktorun karşısındayım. Doktor bana bir reçete verdi ve geçiştirmeli cevaplarla artık ömür boyu bunu kullanacakmışım. Hoş tahlillerimde çıkan sonuç 640. Reçeteyi aldım. Hastaneye yatırmaya bile gerek duyulmadı. Ordan cıktıktan sonra bir arkadaşın yanına uğradım ve ordada bir meyve suyu ile kek yediğim geliyor aklıma. İlk kullandığım insülin ve enjeksiyon iğnelerini zorlukla almaya çalışıyordum. İlk kullandığım ilaçlar sizin pompa için kullandığınız humaloğa benziyor. Enjektör yardımı ile yapıyordum ama mix idi sanırım. Yani karışım insülin.

İlk başladığım zaman enjektör ile başladım demiştim tabi. Bu arada bir sosyal güvence olmadan bunu karşılayamam demişti m.

Farklı bir doktor onun için yeşil kart çıkartmamı tavsiye etmişti bana biliyorsunuz. İlk yeşil kart bürosuna gittiğimde 3 ay sonrasına evraklar için gün veriliyordu. Şayet hastaneden durumum ile ilgili bir yazı alırsam hemen başlayabileceğimi söylediler. Yeşil kart çıkartmak uzun çaba isteyen bir iş idi. Ama çıkartmam sadece benim sağlık konusunda işime yarıyordu. İlaçlarımı 2005 te aldım ilk defa. Yeşil kart ile alabildim tabi. Ondan önce bir akrabamın SSK sı ile de aldım bir kaç kutu. O da şeker hastası idi. Tip 2. Evet hoş bir durum değil ama çareniz yoksa yapmak zorundasınız. Bu arada resim olarak ilk kullandığım kalemim var. Onlar halen daha duruyor. E-mail adresi verirseniz onları da atarım. Ben yerleştiremem. Eeb konusunda fazla bilgim yok  Bu arada şimdiye kadar hiç komaya ya da bayılma gibi bir durumum olmadı.

Ancak acile gittiğim günler vardı. Bir keresinde şekerim çok düştüğünden olsa gerek, tabi ilk zamanlarım şekerin düşmesini bilmiyorum hiç, 2 gün öyle geçti. Doktora gittim, durumu anlattım. Tahlil falan yaptık ki iyi durumda olduğum gün 60 falan çıkmıştı. Bu durumlarda şeker almamı söyledi. Çare başucumda, ama ben kıvranıyorum. Kendimi iyi hissetmiyordum. Yine 60 ları gördüğüm günler oldu. Onlarda 2 defa acile gittim ve serum bağlandı. Şeker aldığım halde yükseltemiyordum… (Devamı gelecek.)

Takipçimiz : Ayhan Bedir

10 YORUMLAR

  1. Ayhan Bey Merhaba,

    Emine Hanım ve benim ricamı kırmayıp diyabetle tanışmanızı anlattığınız için çok teşekkürler.

    Şu anda saat 00:30. Ve bu kadar yazdığınız yazı bile beni mahvetti. İnanın kendim yaşamış gibi düşündüm kendimi.

    O dönemlerde insülin alamayan ve şekerleri yüksek giden diyabetlileri duyuyordum. Fazladan alıp o kişilere ulaştırmaya çalışıyordum.

    Sağlık güvencesi olmayan kişilerin özellikle diyabetli hastalar için en önemli tedavisi olan insülini alamamaları gibi bir durumu düşünemiyorum. Ki eminim halen bu tarz durumları yaşayan diyabetliler var.

    Sosyal bir devlet olarak diyabetliler gibi bazı ilaçları almazlarsa hayati tehlikeye girebilecek hastalara ilaçlar ve insülin ücretsiz verilmeli. Sizi yazınızla bu durumu ve düşüncemi vurgulamak isterim.

    Ki yine sayenizde insülini olmayan, alamayan kişiler varsa lütfen bize yorum yaparak dahi ulaşsınlar. Elimizden ne geliyorsa canı gönülden yaparız.

    Yazdığınız her harf için çok teşekkürler. Yazacağınız yazılar bize söyleyecek sözümüz olduğunu gösteriyor. Bu yüzden yazılarınızın devamını bekliyoruz.

    sevgiler

  2. Ayhan Bey Günaydın,

    Dün gece yazınızı okuyup, yayına aldıktan sonra hiç uyuyamadım.

    2005 yıllarında abimin bir arkadaşı da insülin alamıyordu SSK’sı olmadığı için. İnsülinsiz 7-8 ay geçirmiş. Kan şekerini siz düşünün artık.

    Ki 2002 yılında eczaneler Bağ-kur’dan ödemelerini geç alıyor diye insülin vermiyorlardı.

    Ben devlet politikalarını anlayamıyorum. Sağlık konusu en önemli konularında biri. Ve insan hayatından behsediyoruz.

    Ki zaten devlet dediğimiz olgu, en azından insanların geçinebileceği ve sağlıklarına rahatça bakabilecekleri bir yaşam ortamı sağlamalı. Ama halen sağlıkla ilgili her şeyin düzeldiği düşünülüyor. En basitinden insülin pompası kullanıyorsanız ve insülin raporu almak için hastaneye gittiğinizde 2 rapor çakıştığı için sistemde rapor alabilmek için binbir takla atıyorsunuz.

    Aklımdan geçen tüm ağrı cümleleri teker teker saymak istiyorum ama bu ortam orası değil.

    sevgiler

  3. Evet haklisiniz.

    Ama sadece sorunlar sadece SGK ile ilgili olsa.

    Diyabetli bir hastanin calismasi, sosyal hayati Türkiye’de çok sorunlu malesef. Hastanede recetem elime verildi ve 640 olan sekerim hakkinda hic bir islem yapilmadi. Bense hic bir seyden habersizdim. Şimdi sgk var ama calisma sartlarim beni zorluyor. Mesela bagli oldugum bölüm lojistik. Ve sevkiyatin oldugu zamanlarda resmen tükeniyorum.

    Bu arada 4 ögün iğne ile devam ediyorum. Apidra ve lantus. Hoş apidra piyasada yok diyiceksiniz. Elimde 1 senelik yedek kalemlerim var. Sonrasi icin flexpen. Hayat insana cok guzel

    • Ayhan Bey Merhaba,

      SGK’nın olması inanın hiçbir şeyi bence değiştirmiyor. Çünkü halen SGK politikası yüzünen insülin kullanamayan ki alamayan insanlar var.

      Elbette çalışam şartları ve hayatı çok zor. Lojistik tarafında çalışmanın ve olası hipoglisemi ataklarınızın gözümün önünde gelmesi kaçınılmaz oluyor.

      Sizin çalıştığınız bölüm beden gücü istediği için kan şekerinize bizden daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor.

      sevgiler

  4. Merhaba Ayhan Bey,

    Teşekkürler gercekten yazdığınız için.

    Ben de erken bi diyabetli olarak o dönemlerde cok duymuştum bu ilac sıkıntılarını. Babacığım sağolsun hiç eksikliğini göstermedi birşeyin.Hakkını nasıl öderim bilemem.

    Yazmaya devam edin. Siz yazdıkca eminim ihtiyacı olan insanların cesareti gelecektir.Biz de elimizden geleni yaparız. Ben küçük bi yerde olduğum için hastanelere veriyorum gelen hastaların işine yarasın diye.

    Duyarlı olmak zorundayız. Yarın basımıza ne gelir kimbilir. Özellikle enjektörü de yaşamış biri olarak cocukluğuma gittim of of..

    gecmiş olsun ,tekrar yazılarınızı bekliyoruz
    sevgilerr

  5. Ayhan Bey,

    Yazmaya devam başlıklı yazınızı üstteki Ayhan Bey ve 2004 Yılında Diyabet yazısına ekledim.

    Diyabetle tanışma sürecindeki detayları bu yazıya ekleyerek devam etmenizi isteyeceğim.

    sevgiler

  6. Çok uzun bir süre geçti birden aklıma geldi
    Buraya yazilari yazdıktan sonra bazi şikayetler dolayisi ile çölyak hastalığı olabileceğini tahmin etmiştim
    Bir sure sonra özel bir hastanede bu tahminim
    Dogru cikinca çölyak la beraber ( tip 1 diyabet çölyak hipotroid vitiligo)
    Gibi rahatsızlıklar oldu baya çok ne ararsaniz var gibi ama yaşamak ve bitirmek bizim elimizde degil şimdilerde toujeo ve humalog kullaniyorum tabikidi hayat kalitem iyi değil çalışmak zorundayım 10 sene oldu emekli olmak icin 8 sene daha var dünyada bir seyler kaybedilmeden baska seyler kazanilmiyor
    Hayat herkese eşit mesafede olmuyor
    Ama kim olursa olsun şunu hic unutmayin umutt içinizde var olduğu sürece hic bir sey sizi yıkamaz
    Hep çabalayan siz olun yorulmayin siz birakirsaniz savaşı diyabet kazanır kendiniz icin sürekli iyi düşünün sağlıcakla kalın

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: