Ben Tip-1 Diyabetli Yakınıyım, Diyabetli Olan İse İlayda

Sizden GelenlerBen Tip-1 Diyabetli Yakınıyım, Diyabetli Olan İse İlayda

Ben Tip-1 Diyabetli Yakınıyım, Diyabetli Olan İse İlayda

Herkese Merhabalar,

İlayda ile çocukluktan beri tanışırız ama bu bu tanışıklık ayda yılda bir karşılaşmayı geçmez. Zaten nüfusu 7000 olan bir ilçede 20 sene boyunca herkesi 2-3 kere görmüş o olursunuz galiba.

İlayda’nın İstanbul’da üniversite kazanması ve benim de İstanbul’da üniversite okumam bizi yakınlaştırdı ve İlayda ile 17.08.2014 tarihinden beri birlikteyiz.

Bir sene boyunca ilişkimiz stabil gitti yani öyle aksiyon filan olmadan. Daha sonra yazın memlekete gitiğimizde İlayda’nın diyabetli olduğunu öğrendik. Tabi herkesin olduğu gibi benim de “İlayda şeker hastası mı vah vah, benim de akrabam şeker hastasıydı ayağı kesildi o gün ” diyen akrabalarım ortaya çıkmadı başladı. Artık bu o kadar arttı ki gözü çıkarılan, ayağı testereyle canlı canlı kesilen biri filan hayal etmeye başladım. Bu kadar söylenen şeyler insanı etkilemiyor dersem yalan söylemiş olurum. İnsanın kafasına tabiki de “acaba” sorusu geliyor.

En iyisi ben bir araştırayım bu durumu dedim. Aslında günümüzde hiç de öyle olmadığını gördüm. Anlatılan kötü örnekler 1940’larda filan diyabetli olan ve kendisine genelde pek iyi bakmayan insanlar olduğunu farkettim. Böylece hiçbir zaman bırakmadığım sevdiğim insanın yanında olmaya devam ettim.

Yaz tatili bitti ve İstanbul’a geldik. Önce İlayda yurttan ayrıldı ve bir eve çıktı. Ben de yurt ortamında diyabeti yönetmenin biraz daha zor olduğunu düşünüyorum. Daha sonra sürekli takibinde olabileceğimiz bir doktor bulduk ve diyabet serüvenimiz tam anlamıyla başlamış oldu. Tabi diyabet konusunda henüz kelimenin tam anlamıyla cahiliz. İnsülinleri hep yanımızda taşıyoruz, bazen bana belli etmese de İlayda iğne yaparken çekiniyor, boş boş gözlerle bakan insalara tahammül edemiyor filan. Gerçi o insanlara ben hala tahammül edemiyorum ya o ayrı mesele.

Zaman geçiyor tabi. Biraz daha alıştık diyabete ancak şimdi de en güçlü düşmanımız hipoglisemi çıktı çıktı karşımıza. Olur olmadık yerlerde İlayda’nın şekeri düşüyor ve ben uzakta olduğum için deyim yerindeyse İlayda’ya ulaşana kadar ölüp ölüp diriliyorum. Yine bir gün İlayda şekerim düştü, çok kötüyüm dedi telefonu kapattı. Arıyorum arıyorum açmıyor, mesaj atıyorum cevap vermiyor ve dışarı da olduğunu biliyorum. Sonra bir telefon geldi. Arayan kişi kendini tanıttı. Hastanede olduklarını ve İlayda’nın iyi olduğunu söyledi. Ben hastanaye gidene kadar 10 yaş yaşlandım galiba. Aklımdan neler geçiyor bir bilseniz. İşin kötü tarafı da metrobüsteyim. Siz düşünün gerisini.

Artık dayanamadım ve bir umut ışığı için diyabetimben Facebook sayfasına bir mesaj yazdım. Daha sonra böyle olmayacağını, araşsak daha iyi olacağını söyledik ve başladık Esra Avcı ile konuşmaya. Ben olayları anlatıyorum vs. vs. Neyse sonunda Esra Avcı’nın evinin İlayda’nın evine çok yakın çıktı. Bu aslında İstanbul için tam bir mucize…

Şu sahneyi hiç unutmuyorum nedense: İlayda’nın şekeri sabah düşmüş, kendini çok kötü hissediyor tam bu sırada kapı çalıyor, ben ve Esra Avcı karşısında. İlayda tabi büyük bir şaşkınlık yaşıyor ve başlıyoruz konuşmaya… Esra Avcı’nın bize yardımlarını anlatıp da site sahibini mahcup edecek değilim burada ama bize yaptıklarını geriye dönüp düşününce duygulanmadan edemiyor insan.

Hani insanların karşısına biri çıkar da bu hayatını dönüm noktası olur, bu kimisi için matematik öğretmeni kimisi için sokaktaki herhangi bir olur. Bizim için de bu kişi Esra Avcı’ydı. Bak yine duygulandım şimdi konuyu nasıl toparlayacağım bilemiyorum.

Neyse biz artık insülin pompası taktırmaya karar verdik. Adımızı listeye yazdırdık ve hastanenin bizi aramasını bekledik ama tabi çok heyecanlıyız. 10-15 gün sonra telefon çaldı gelin yatışınızı yapalım, inslin pompası takalım diye. Biz de gittik tabi hemen 27 Haziran günü yatışımızı yaptık. Bu tarihin diğer bir önemi ise benim doğum günüm olmasıydı. Belki de hastanede geçirdiğim tek doğum günü olacak ama şu ana kadar yaşadığım en güzel doğum günüydü diye bilirim. Çünkü sevdiğim insanla birlikte geçirdiğim ilk doğum günüydü.

Şu an üstünden 2 yıl geçti. Ben okulu bitirdim, İlayda 3 sınıfta okumaya devam ediyor. 2 hafta önce şekeri her gün düşmeye başladı. Biz de doktorla konuştuk bazal değerlerini azalttık. Şekeri bu aralarda biraz yüksek gidiyor ancak acele etmiyoruz. Sabırla, yavaş yavaş istediğimiz seviyeye indireceğimizi artık biliyoruz.

Tüm bu sürecin bana katkısı gerçekten inanılmaz. Artık eski Yusuf değilim. İlayda’nın üstüne çoğunlukla bir anne gibi titriyorum. İlayda rüzgar var önünü kapat, İlayda geç kalma hadi uyu, İlayda dersini önce dersini çalış vs. vs. Ben bu halimden çok memnunum. Hayatımın tümünü bu şekilde geçirebilirim ve İlayda’yı gerçekten çok seviyorum.

Umarım bir nikah ile bu ilişkimzi de taçlandırırız. Ama İlayda okur diye söylüyorum bu bir evlenme teklifi değil, çok daha güzel bir teklif yapacağıma inanıyorum ama önce o okul bitmeli…

11 YORUMLAR

  1. Yusuf Selam,

    Gerçekten iyi yazmışsın. Eline sağlık. Zaten senin bu ara ara yazmaların yok mu! Beni benden alıyor. Mutlu oluyorum 🙂

    İlk tanıştığımız günlerden sonra İlayda’nın geldiği noktayı görünce mutluluk veriyor. Daha korkmayan, daha bilgili, daha endişe etmeden diyabetini yaşayan olmak kolay değil. İlayda’nın harcadığı çaba ve emek tartışılmaz. Tip-1 diyabetli yakını olarak da senin katkın da önemli. Zaten bu sancılı süreçlerde yanımızda sağlam duran bireylere ihtiyacımız oluyor.

    Dün sana yazmıştım. “Anayım ben” modundaki diğer kişi Eşref 🙂 Ayağına terlik giy, çocuğun olmaz 🙂 Ne ateşli kadınsın, giy artık üzerine bir hırka. Tost yaptım, işe giderken al yanına. Bunları o kadar sık yaşıyoruz ki! Galiba siz erkeklerin bunları yapıyor olması takdirlik 🙂

    Nikahtı, düğündü vs ne olur bilmem ama evleneceğiniz günde de yanınızda olmaya çalışacağız 🙂

    Ama dediğin gibi; “İlayda, önce o okul bitecek.” 🙂 🙂

    sevgiler,

  2. Merhaba Yusuf,

    Gençliğimi görüyorum sende ve… Neyse daha fazla yazamayacağım 🙂

    Seviyorsan ve yanında mutluysan; yaşanılan küçük problemler, vücudu zinde tutmak için yaptığın küçük antremanlar gibi geliyor.

    Mutluluklar diliyorum

  3. batur977 Güzel.bir yasanmislik bence bütün esler arkadaşlar bence ciddi anlamda destek olmalı seker sürekli.yuksek gitse bile “neden hep yuksek hic dikkat etmiyorsun ” gibi üzücü şeyler söylemek yerine destek olup birlikte birşeyler yapalım gibi şeyler olmalı esiniz öyle baskı yaptıkça sanki seker daha da kötüye gidiyormuş gibi bir his oluşuyor …:(

    diyabetimben @batur977 Merhaba, Evde bir kişi diyabetliyse herkes öyle yaşamalı. Hayata da adapte etmeli. Baskı konusu da apayrı bir konu ama eşler kan şekeri gidişatına göre öneriler verip, sanki ortak bir yaşam şekliymiş gibi aynı hassasiyetlere sahip olmak gerekiyor. Kolaylıklar dilerim 🙂 sevgiler,

  4. rknaksoy Yazınin tamamını okuyunca gerçekten cok etkilendim duygusala bağladım sanirim 😅Allah en yakınımızdakilere güç wersin cunku onların gücü bize daha fazla guc katıyor🙏ilayda okulu bitir we daha güzel seyler icinde haber werin😀 @diyabetimben Esra abla sen bence bir cok dm li icin en güzel öğretmen en güzel rehbersin ..seni cok sewiyoruz.iyiki hayatımızda warsın.iyiki yaptığımız yanlışları doğrularınla düzeltebiliyoruz😅

    diyabetimben @rknaksoy Yusuf yine yaptı yapacağını sağolsun. İyi anlatmış 🙂 Güzel cümlelerin için teşekkürler. sevgiler,

  5. Bu sabah kalktım ve dedim ki “berbat bir gün daha başlıyor. Ekonomi sınavım var ve uyuyakaldığım için yeteri kadar çalışamadım. Kesin kalıcam” Moral bozukluğuyla düşüncelere dalarken,Yusuf arayıp diyabetimben.com’a bakmamı söyledi. Okudum,okudum,okudum. Tabi hemen gözler yaşlandı. Yusuf her şeyi o kadar iyi anlatmışki.. Onun bendeki etkisini hiçbir şeyle kıyaslayamam. Eğer o ol asaydı diyabetli olmanın “iyiki”lerini asla göremez,bilemezdim. Kesinlikle altını çizerek söylemeliyim ki,Esra abla sayesinde Yusuf’un adımları bir yol çizdi bize. İyi ki Esra & Eşrev AVCI gibi insanlar var. Güzel yorumlarınız için hepinize teşekkürler. Özellikle Yusuf,hayat arkadaşım,dostum,bazen annem,caniçim, her şey için teşekkür ederim.

    • İlayda cım Selam,

      Dünya’ya aşk ile bakmaya, karşındakine acıma duygunu yitirmeden yaşamaya çalıştıkça her şey daha güzel gidiyor.

      Ve Dünya’yı iyilik kurtaracak, kurtarmalı. Bu daha da önemli. Her şey bir insanı sevmekle başlıyor.

      Sen şu sınavlarına odaklan. Blog filan okuma. Derslerine çalış 🙂

      sevgiler,

  6. Yusuf bey
    Yazınızı okudum inanın gözlerim doldu okurken. Benim kızımda diyabetli 1.5 sene oldu diyabetle tanışalı.
    18 yaşına girecek neredeyse. Bizde çok inişli çıkışlı dönemlerden geçiyoruz. Kızıma her zaman söylüyorum
    Gün gelecek gülerek hatırlayacağız bu günleri.
    Bi annenin babanın kardeşin motivasyonundan desteğinden ziyade bir sevgilinin desteği daha etkili oluyor.
    Benim kızımın da erkek arkadaşı var. Yalnız aralarında yaklaşık 650_ 700 km mesafe var.
    Mesafeler aşka engel olmuyor
    İnşallah o da kızıma destek oluyordur. Bu konuda bir bilgim yok.
    Umarım sevdiğiniz insana hayırlısı ile en kısa zamanda kavuşursunuz.
    Nice sağlıklı mutlu yıllar sizinle olsun inşallah

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: