Diyabetimben.com Tip-1 Diyabet Yönetimine Daha İyi Rehber Nasıl Olabilir?
Bu aralar iş değişikliği sebebiyle yoğun bir tempoda iş hayatım devam ediyor. Ev taşıma sürecimiz ise daha başlamadı ama yarın taşınıyoruz 🙂 Ve biz daha evi kısmen toparladık. Bu akşam evin küçük eşyalarını toparlamak bize düşecek 🙂 🙂 🙂
Bir taraftan da 14 Kasım Dünya Diyabet Günü etkinlikleri devam ederken benim de uzun zamandır aklımı karıştıran ve ne yapabiliriz dediğimiz bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim.
Biliyorsunuz son yıllarda diyabet teknolojilerinin gelişimi müthiş hızlandı. Ve hatta Türkiye’ye de bir o kadar hızla bu teknolojiler geliyor. Buna ben de dahil giyilebilir diyabet teknolojilerine inanılmaz bir zaman ve bütçe ayırıyoruz. Bir taraftan da SGK görüşmeleri yapılıyor. Görüşmelerin ana konusu özellikle ‘sensör’ teknolojisinin geri ödeme kapsamına alınması!
Peki, Türkiye’de sensör teknolojisine kaç kişi ulaşabiliyoruz? Ya da insülin pompası teknolojisine? Daha da basite gelirsek ‘glükometre’ yani ‘kan şekeri ölçüm cihazlarına’ kim kolaylıkla ulaşıyor??? İnanın bol bol soru işareti koyasım var bu sorulara.
Tip-1 diyabet teknolojilerinin gelişmesi, Türkiye’ye gelmesi, bunları tecrübe etmek, paylaşmak, kullanmak oldukça önemli. Kendimi de katarak mutlaka ama mutlaka bu tecrübeleri kesintisiz paylaşma taraftarıyım. Ama ülkemizde daha “sosyal güvenlik sistemi” kötü iken ve daha glükometre ve strip geri ödeme sorunları çözülmemişken “sensör” ve “insülin pompası” gibi giyilebilir tip-1 diyabet teknolojilerinin geri ödemelerinin kısmi ya da tam olmasını beklemek bana adil ve haklı bir mücadele olarak gelmiyor.
Vakti zamanında hem diyabetimben.com‘da bireysel hem de birkaç aile ve sağlık profesyonelleri ile birlikte kurduğumuz ama şimdi varolmayan Tip1 Diyabetliler Derneği‘nde birlik olarak TBMM’ye, ilgili bakanlık ve müdürlüklere çok gittik. Pinpon topu duvara çarpıp nasıl geri döner ya! Öyle duvara çarptık çarptık döndük. Hatta bir görüşmeden sinirden ağlayarak çıkmıştım. Müthiş hazırlıklarla gittiğimiz ilgili kurumlarda “hak vermeyen” çıkmamıştı. Haklı bir mücadele ve mutlaka çözeceğiz demişlerdi. Yıllar geçti. Mevsimler geçti ama sonuç!
Bence doğru bir yerden konuya girilmiyor. Yani sanki her şey iyiymiş gibi daha birkaç yıldır Türkiye’de olan “sensör” teknolojisinin geri ödemesini beklemek, istemek anlamlı gelmiyor. Dün Ankara’dan tip-1 diyabetli Beril’in babası Mustafa Çağlar ile konuşurken dediğim gibi; “Sanki uzaya herkes çıkmış gibi Dünya’ya dışarıdan bakıp üzülüyoruz ve enteresan mücadelelere giriyoruz.”
Aynı zamanda “antrenman” yapıldığı düşüncesinde olduğum birçok etkinliğe ve toplantıya da katılmıyorum. Yıllardır yapılan toplantılar ve lobiler yıllardır yapılmaya devam edecek. Bunu unutmayalım. Ki bu toplantılardan somut bir sonuç duyan oldu mu bunu da düşünmek lazım.
Bu kafa karışıklığını da yaşadığım bu dönemde, diyabetimben.com olarak da 7. yılımıza girerken, diyabetimben.com‘da daha “önemli” bilgi paylaşımına devam edeceğiz. Çünkü biz tip-1 diyabet yönetiminin daha temel konularını tam anlamıyla bilmezken gerçekten sanki uzaya çıkmışız ve sorunlarımız yokmuş gibi davranıyoruz.
Doğru insülin enjeksiyonu nasıl yapılır?
Kan şekeri ölçümü yapmadan önce, yaparken ve sonra nelere dikkat edilmeli?
Tip-1 diyabetle yeni tanışanlar için ayrı bir bölüm.
Karbonhidrat sayım yöntemi ve diğer beslenme stilleri hakkında bilgilendirme.
Dışarıda ya da ev içinde yemek yerken neler yapılmalı?
Tip-1 diyabetin bireyi ve yakınlarını etkileyen psikolojik boyutu. vs vs…
Sizlerin de önerileri mutlaka olacaktır. Yorum olarak yazın olur mu?
test
Erdinç Çoşkun Erikci 9.Diyabet Parlementoduna biz Fikret le katıldık eskiden takip edenler ümitli değildi ama Tip1 diyabet çocukların ailelerinin insanın burnunu sızlatan içten ve samimi yaşanmışlık konuşmalarının hemen ardından MHP li kadın milletvekilinin sorunu o an göŕüşülen sağlık bakanlığı olan bütçe komisyonun nda bizzat bakana anlatması çok güzel bir gelişme diye görüyorum ama işin profesyoneli ve tecrübelileri nasıl görüyor bilemiyorum.
Esra Avcı Türkiye’nin sağlık ve genel politikalarını biliyoruz Erdinç Bey. Açıkçası SGK’da SUT’a girse bile (Ki Sirkeci SGK sensörlü pompayı geri ödeme kapsamına almıştı.) birkaç ay içinde SUT’dan çıkmayacağının garantisi yok. İnanın bana bu işler antrenman olarak geliyor. Keşke bir sonuca ulaşsa. Dileğim o yönde ama sanmıyorum. Bu dönemde Sevgili Aşır Can Büyüker ‘in konuyu Ombudsman’a taşımış olması bence en doğru hareket oldu.