Dün yeni doktorum Nilgün Hanım ile 3. buluşmamız gayet iyi geçti 🙂 .
Geçtiğimiz hafta kan şekerlerim pek de iyi gitmedi. Salı-çarşamba ve perşembe günü şirket dışında eğitimdeyim. Elimden geldiğince yeme düzenime de dikkat etsem de kan şekerleri bir türlü normale düşmedi. Ki özellikle 10:00-16:00 arası gibi saat aralıklarında bir düzensizlik oluyordu. Kendimce bazal ayarlarımda düzeltmeler yapsam da başarılı olamadım. Nilgün Hanım ile yaptığımız bazal ayarlamalarıyla eminim bu hafta daha düzgün gidecek değerler.
Pompamdaki bazal insülin oranlarım saatlerine göre şöyleydi;
1- 00:00 – 02:00 saatleri arası 0,75 ünite,
2- 02:00 – 10:00 saatleri arası 0,75 ünite,
3- 10:00 – 14:00 saatleri arası 0,80 ünite,
4- 14:00 – 16:00 saatleri arası 0,70 ünite,
5- 16:00 – 19:00 saatleri arası 0,45 ünite,
6- 19:00 – 00:00 saatleri arası 0,80 ünite yapıyordu pompam.
Artık yeni düzenlemelerle bazal insülin oranları ise şu şekilde;
1- 00:00 – 02:00 saatleri arası 0,75 ünite,
2- 02:00 – 05:00 saatleri arası 0,80 ünite,
3- 05:00 – 07:00 saatleri arası 0,70 ünite,
4- 07:00 – 10:00 saatleri arası 0,90 ünite,
5- 10:00 – 14:00 saatleri arası 0,95 ünite,
6- 14:00 – 16:00 saatleri arası 0,80 ünite,
7- 16:00 – 19:00 saatleri arası 0,50 ünite,
8- 19:00 – 00:00 saatleri arası 0,80 ünite yapıyor pompam.
Bugünden itibarenki ajandamız ise şu şekilde;
– Cumartesi-Pazar-Pazartesi ve Salı günleri kan şekeri ölçümü yapmadan sadece yediklerimi not edeceğim.
– Bu dört gün kendimi iyi hissetmediğim zaman ölçüm yapacağım.
– Çarşamba-Perşembe ve Cuma günü ise hem kan şekeri ölçümü hem de yediklerimi not edeceğim.
8 Ekim Pazartesi günü de 4. buluşmamıza gideceğim.
Bu görüşmede kendimi biraz daha rahat hissettim. Ben daha sistematik bir yeme stili ile eminim daha iyi yöneteceğim diyabetli hayatımı.
Bir de şu protein konumuz vardı hatırlarsanız. Proteinsiz geçen ana öğünden sonra şekerli ve beyaz unlu ürünlere yönelmenin daha fazla olacağını konuşmuştuk.
Protein bitkisel ve hayvansal olarak 2 ye ayrılıyor. Nohut, yeşil mercimek gibi bakliyatlarda da protein var. Ama bu bitkisel protein. Hayvansal proteinin yerini tutamayacak bir protein çeşidi. Bir de Nilgün Hanım bakliyatlarda elbette protein olduğunu ama bizim bakliyatları karbonhidrat kategorisinde değerlendirmemiz gerektiğini belirtti. Ki ana öğünde direkt hayvansal protein alınmadıkça ana öğün sonrası kendimizi tatlı yerken bulma ihtimalimiz inanın çok yüksek. Et sevmeyen biri olarak inanın her ana öğüne et ekliyorum.
Bu arada bir öğünde alınması gereken kırmızı et elimizin ayası kadar, tavuk eti elimiz büyüklüğünde ve balık ise büyük ya da orta fark etmiyor. Haftada 2 kez kırmızı et yemenin yeterli olduğunu da konuştuk. Kırmızı eti ister köfte, ister kuşbaşı yemeklerin içerisine koyalım fark etmeyecek.
Ben yine hangi vitaminlere başlayacağımızı da sormayı unuttum. Biliyorsunuz D vitamini eksikliğim vardı. Yazın aslında eksik olmaması gerekiyordu. Kışın daha da az olabileceğini düşünerek sürekli alacağım vitamini de bu 4. görüşmede umarım sormayı unutmam 🙂 .