Diyabetimin tam birinci yaşı bugün, en uzun geçen gece gibi ağır ve sabaha kavuşmayı bekleyen gözler gibi umutlu… mayaların beklediği kıyamet kopmadı gitti bu sene, ama galiba biri koptu o da benimkiydi. Bunu da bilen mayalar değil doktorum Metin Güçlüydü 🙂
Kişisel kıyamet; hiçbirşey eskisi gibi olmayacak hiçbirşey artık eskisi gibi yaşanmayacak yaşanamayacak. Offf Allahım ne büyük bir yükkk..
Tabi bu düşünce ilk başlarda ki hissiyatımı anlatmaya yetecektir. Şimdiki düşüncelerimiyse bu yazıyla başlayan yazı dizisiyle ifade edebilmeyi düşünüyorum sizlere.. ve uzun zamandır tasarlıyordum (esra hanım şahit).
Şekerimizi kontrolsüzce inip çıkaranın yediklerimiz değil de bilgisizliğimizin olduğunu, Şekerimizi de kontrollü götürebilmenin de yine bilgili olmaktan geçtiğini öğrendiğim günden beri.. bu bilgi kah vücudumuzu iyi tanımakla kah karbonhidrat sayımıyla çıktı hepimizin karşısına. Ancak bizim başka türlü bir bilgiye daha ihtiyacı var, bir yol haritası; bu haritayı arayıp bulup pratik hayatımıza sokmaya bizi yöneltecek yeni bir bilgiye, yeni bir bakış açısına ve bu açıyı nasıl oluşturabileceğimizin bilgisine.
İnteraktif bir yazı olmasını istiyorum başta, kayıtsız kalmaya karşı, sisteme karşı ve sistemsizliğe karşı, her okuyandan en azından bir cümle görmek istiyorum arsızca; ruhumun okşanmasını istediğimden değil de iyi bir şeye başladığımızın vicdani onayını almak için sizden. Geldiğiniz kapıyı çalmadan gitmeyin istiyorum çünkü biz sesimizi birleştirebildiğimiz ölçüde büyük ve mükemmel bir pankreas olacağız bence.. ve adı bilgi olan insülinimimiz hepimize fazlasıyla yetecek diye düşünüyorum bu sayede. En güzel günlere beraberce erişmek ümitlerimle..
Öncelikle başta Esra Hanım olmak üzere iki kelam ederek de olsa fayda yarattığımız tüm dostlarıma teşekkürle başlamak isterim… Eyvallah, eyvallah ve dahi eyvallah..
Evet bilgi gerçekten şekeri yükseltmiyor..
Ya glisemik indeksi yüksek ya da protein sınıfına girip direkt beyne yapıştığından glukoz olmaktan kurtarıyor kendisini.. Her şey zıttıyla varoluyorsa eğer; iyi ve kötügibi; doğru ve yanlış, gece ve gündüz gibi, bilgi de bilgisizlik zıttını karşımıza çıkarıyor. Bilgisizlik ise beyne kötü etkilediğinden ve yapışamadığından beyninize kanınızda dolaşıp mutlaka bir yerlerimize vuruyor.
Düşünün ki aynı şeker gibi…bilgisizlik eşittir şeker ama bu denklem asla eşit değil 🙂
Nedir diyabet? Hepimizin aklında mutlaka acı verici yanı ağır basan tanımları var hadi katılın bunun cevabını verirken bana…
Öncelikle seçilebilen bir şey olmadığı, ama mecburen yaşanması gerek olduğu için. Biz erkekler iyi bilir bunu askerlikten; haydi bayanlar siz de bir örnek verin hayatlarınızdan bu cümlenin tamamlanması için konuya 🙂
Yaşanmak zorunda.
Çünkü tüm çırpınışlarımız biraz daha bu hayatı yaşamaktan yana, bizi ayakta ve hayatta tutmaya yönelik tüm yaptığımız seçimler. Düşünün, özüne inin seçimlerinizin seçimlerinizin, tercihlerinizin zıttı olan vazgeçişlerinizin, aldığınız risklerin ve dahi zıttı olan güvene doğru kaçışlarınızın. Feridun düzağacın olmaktan korktuğumuz yerdeyiz ve derinlikteyiz artık. Ayaklarınız yere vurduğunda tek farketmeniz gereken bir tanımdan ibaret olduğunu düşünmeniz artık ‘diyabetin’.
Siz acı olarak hissettiğinizde içinizi acıtabilecek. Ama bakışınızı yön olarak değiştirebileceğiniz fırsattır belki de bir gün bir çok hayatları kurtarmanızı sağlayabilecek.
Şimdi nedir diyabetiniz? Tekrar tasarlayın aklınızda. Yenilecek misiniz? Yoksa Esra Hanım gibi ya da Emine Hanım gibi onu bir odaya kapatıp hayattan ve diyabetin elinden bizim gibi insanları çalabilecek misiniz?…
Yapın seçiminizi. Ya mavi hap ya da kırmızı. Aynı matrix de olduğu gibi. İkinciye görüşebilmek dileklerimle coming soon 🙂 (Görsel kaynak: domatest.brinkster.net)
Emre Yaprak
Emre Bey ve tüm dostlarımıza yani SİZLERE selamlar,
Geçtiğimiz sene Mayıs ayında Emre Bey’in diyabetle tanışmasını yazmıştık. http://www.diyabetimben.com/emre-bey-ve-4-ay-once-ogrendigi-diyabeti.html linki de o yazının linki.
Emre Bey ile Perşembe günü telefonda konuşurken kendisine; “şaka gibi değil mi Emre Bey. 1 yıl oldu tanışalı” demiştim. Şubat ayında hayata başlayan bloğumuz vesilesi ile tanışmıştık Emre Bey ile 🙂
Emre Bey’ine de dediği gibi Diyabetle tanışması da bugün yani 12 Ocak 2013 tarihinde 1 yıl oldu. Umarım uzun süreler her yıl Diyabetle tanışma tarihimizde içimizde ‘o ilk günü’ ve şaşkınlığımızı hatırlamayız.
‘Hadi bayanlar siz de bir örnek verin’ cümlenizi okuduğumda kaybedişlerimi hatırladım. Bana kayıpları anımsattı ve bu sebeple cümlenizi tamamlamak adına kaybedişlerimden bahsedeceğim. Jeoloji Mühendisi olarak kariyerime devam edememem bir kaybedişti. Hedefe koşan insanlar bu kaybedişteki hüznü iyi anlarlar. Ama tam zıttı olarak abi ve diyabetli kardeşin Diyabetle tanışması ve çabası da bir kazanımdı. Aynı hastahane yatağında uyumak, yüzüne bakıldığında hipoglisemide olduğunun anlaşılması gibi abiyle geçen diyabetli hayat.
Diyabet bir nevi okul aslında. Kıdemliler kıdemsizlere rehber oluyor ve eğitiyor. Hatta üzüntüsünü de paylaşıyor. Paniğini de gideriyor. Bu sebeple özellikle 80 kuşağı bilgiye de ulaşıp kendini de besliyor. Türlü bilgiden zarar gelmez 🙂
Özellikle yazınız vesilesi ile ailelere söylüyorum. Siz yenilirseniz çocuğunuz baştan yenilecek. Bunu unutmayın.
Yazınız için teşekkürler Emre Bey 🙂
Sevgiler
Süper bi yaazı olmuş ne kazandım ne kaybettim,21 yıl geciverdi birden gözümümn önünden benimde.Tüm hayatının nasıl değiştiğini ve suan diyabeti en iyi haliyle kabullendiğini bilen nadir insanlardan olduğum için cok uzatmıycam.kutlanası birşey değil aslında ama diğer yıllarında sorunsuz gecmesi gibi güzel dileklerim olabilir sadece abi senin için…
Ve hepmiz için.Blogu iyiki kurmuşşun Esracım yoksa bu kadar şeker insanı nerde bulacaktık bilemiyorum.bilgi ve tecrübe paylaşımnın tek adresi diyabetimben.com
sevgilerrrr