Merhaba beni okuma zahmetine katlanan diyabetli dostlarım;
Bu şekilde başlamamın inanın özel bir sebebi yoktu ama sitenin sıcaklığı üyelerinin gerçekten de şeker gibi olması ve de Arda’nın annesinin paylaşımı beni bu ruh hali içerisine soktu. Zaten aşırı duygusallığım ve ilerleyen yaşımın getirdiği çocukça hislerim depreşti şu an.
Neyse dostlar asıl konuma geleyim; yine isyan yine haykırış.
Malumunuz Tarım Bakanlığı tarafından ilk defa insanlık için hayırlı bir karara imza atıldı ekmekte kepek oranı ve tuzun azaltılması son olarakta,katkıların (özellikle Çin tuzu)yasaklanması. Görünüşte çok güzel ve muhteşem bir olay gibi görünse de olayın içine girdiğimizde aslında bunun tamamen bir göz boyama olduğudur. Çünkü bu yeni uygulama ekmekte maliyeti artıracağından ötürü uygulamasının sadece raflarda kalacağı sanılmaktadır. Ekmek içerisine konulan katkılar sayesinde ekmek üretimini seriliği, dayanaklığı, pişme süresinin kısalması, tüketiminin artması sağlanıyordu ve daha neler neler.Peki merak ediyorum bu kadar doğallığı düşünenler hazır mayaları da yasaklayacak mı? Eskisi gibi ekşi mayamı kullanılacak.Ben buna sadece gülerim.Hele bazı ekmek firmaları var ki (KF gibi)Sistemlerini değiştirmeleri demek kapılarını kapamaları demektir.Yine tüm ambalajlı ekmeklerin raf ömrünün kısalması. Sizce buna izin verirler mi yoksa sadece gariban fırınlar mı gözetlenecek gösteriş olsun diye.
Asıl;yapabilmeye gücünüz yetiyorsa(!) şu Fast food zincirlerini kaldırın asıl zehir onlar, diğer bir zehir de işlenmiş et ürünleri (hele sosis tam zehir) hadi yasaklayın çocuklarımız zehirlenmesin ve ve ve meşhur coca cola.(içkiden bile zararlı ve içinde bir ben yokum. Uyarıcı bile var) O halde – YASAKLAYIN – bizim milli içkimiz(!!!) varken bu dış kaynaklı içeceklere ne gerek var. Hani TOPLUM SAĞLIĞI ÇOK ÖNEMLİYDİ
Geç bunları anam babam geç bunları bunlar sadece sadece dilimizde bir şarkı olur bence.
Peki neden EKMEK; çünkü gariban yiyeceği ,gariban da bunu kendisine bir ödül sayar ve karşılığını verir. Vermedi mi zaten?
Sağlıkla kalın dostlarım ve bolca katkısız ev ayranı için……..
Ünsal Kantarcı
Ünsal Bey merhaba,
Başlık yanlış olmuş doğrusu “Merhaba beni okuma zevkini tadan diyabetli dostlarım.”:) ve diyabetli yakınları.
Tarım bakanının uygulaması hiç şüphesiz insanlık için yaralı olacak acaba kendi için ene kadar yararlı olacak ölmez yaşarsak görücez.Benim aracım farklı olsa da aynı amaç için bir izninizle bir örnekleme.İçinde 20-30 liraya tişört-pantolon, kopya çanta satılan, büyük büyük büyük AVM’lere üstünüz aranmadan, çantanızı dedektörden geçirmeden içeriye giremiyorsunuz.Turgutlu’da kuyumcular çarşısı diye bir yer var.Yaklaşık 100-150 tane kuyumcu dükkanı vardır.Ne bi güvenlik tedbiri, ne de başka bi uygulama söz konusu.Esnaf kendi güvenliğini kendi sağlıyor denebilir.Aynı şey İstanbul kapalı çarşısı için de geçerli.Esnaf kendi güvenlik kamerasını kendini biraz olsun korumada hissetmek için takıyor peki gerçekte.Gerçek işte şu “Kapitalizm her zaman kapitalizm mallarını korur.”
Çünkü benzine zam gelmiş, duyulmaz.Arabaya-yedek parçaya zam gelmiş, duyulmaz.Çünkü duyurulmaz.Ekmeğe zam gelse, flaş gelişme diye son dakika geçilir.Hemen fırıncılar odası bşk. çıkar “zam yok ne zam mı nerden çıktı.” ama herkes harıl harıl fırınlarda kuyruk olur.
Son olarak şiirle bitirelim.
Paranın ne önemi var, mühim olan miktarı.
Elinin kiri deseler de inanma, hepsi yalancı.
Lazım tabi insanoğluna, mezara girene kadar.
İstemem onu diyen olsa da, hemen yan cebini açar.
Ne az, ne çok aratmayacak azdırtmayacak kadar.:)
EV YAPIMI AYRAN,
Günde 2 iki kere, büyük su bardağı ile. 🙂
Hatice hanım ;süpersiniz yine;konuya yaklaşımınız ve farklı bir pencereden bakışınız inanın derinliği artırmış ve de çok güzel olmuş.Ellerinize sağlık.
Ayranı çok severdim ama millileştikten sonra biraz sanki soğukluk geldi gibi (: