Şeker Hastalığında Yeni Dönem Başlıyor Liraglutide
100 yıldır çeşitli yöntemlerle çözüm aranan şeker hastalığı (diyabet) ve insülin tedavisinde yeni bir perde açılıyor. Bu alandaki yeni ilaç keşifleri ve tıbbi gelişmeler; şeker hastalığına yaklaşımı ve hastaların yaşam biçimini kökten değiştirecek nitelikte…
Danimarka’da geçtiğimiz günlerde üst düzey bilim insanlarının katıldığı bir toplantıda; diyabet hastalığına ve tedavi yaklaşımlarına dair gelişmeler ele alındı. Dünyanın insülin ihtiyacını karşılayan Dr. Lars Rebien Sorensen; açılış konuşmasında şeker hastalığında ‘yarılar kuramı’ndan bahsederken; dünyada çoğu kişinin hastalığının farkında olmadığını ve bu kurala göre hastaların ancak çok küçük bir bölümünün etkili tedaviye ulaşabildiğini söyledi.
‘YARILAR KURAMI’ NEDİR?
Dr. Lars Rebien Sorensen’in şeker hastalığıyla ilgili geliştirdiği ‘yarılar kuramı’na göre hastalığın gelişimi ve hastaların durumuyla ilgili genel tablo şöyle:
- Dünyadaki şeker hastalarının ancak yarısı teşhis edilmiş durumda.
- Teşhis edilenlerin ancak yarısı tedavi görüyor.
- Tedavi görenlerin ancak yarısında istenilen hedefler tutturuluyor.
- Hedefleri tutturanların sadece yarısı diyabete bağlı bir komplikasyon yaşamıyor.
YAN ETKİ YOK
Danimarka’daki toplantının en önemli konularından biri; ‘GLP-1 anologları’ydı. İnsan vücudundaki GLP-1 proteinine en çok benzeyen ‘liraglutide’ proteinini geliştiren ekibin başında bulunan Lotte Bjerre Knudsen; yeni tedavilerle ilgili şunları söyledi: “İnsülin dahil çoğu şeker ilacının en korkulan yan etkisi olan hipoglisemi yani aşırı şeker düşmesi olmadan, etkili bir tedavi yapılması mümkün.” 2009 yılında dünya tıbbının hizmetine giren ‘liraglutide’; çok yakında Türk hastaların da kullanımına sunulacak.
ÇABUK ACIKMA SORUNU BİTİYOR
‘Liraglutide’; yüzde 97 oranında doğal insan GLP-1 proteinine benziyor ve etkisini, pankreastan insülin salgılayan beta hücrelerini uyararak gösteriyor. Bu ilaç da etkisini, aynı doğal hormonun yaptığı gibi sadece kan şekeri yüksekken ortaya koyuyor. Böylece çoğu şeker ilacının korkulan yan etkisi olan hipoglisemi meydana gelmiyor. Bu ilacın bir etkisi de; yemekten sonra midenin çabuk boşalmasını engellemek… Bu; hem ani şeker yükselmelerine engel oluyor, hem de çabuk acıkmayı ortadan kaldırıyor. Tek doz uygulamadan sonra bile kandaki insülin ve şeker düzeyi, şeker hastası olmayanlara benzer bir tablo sergiliyor. İlacın; gizli şekeri olanlarda, şeker hastalığının gelişmesini engelleyici özelliğine de dikkat çekiliyor. Bu yeni tedavi yaklaşımıyla ilgili hasta gözlemlerinde karşılaşılan en farklı etki; beyindeki iştah merkezine etki ederek kilo vermeye yardımcı olması… İlaç bu özelliği nedeniyle, ruhsatlandırılmamış olmasına rağmen bazı merkezlerde bir zayıflama ilacı olarak kullanılabiliyor. Günde bir kez, insülin gibi ince bir iğne ile deri altına uygulanan ‘liraglutide’; etkisini 24 saatte gösteriyor. İlacın ağızdan alınacak formu üzerindeki çalışmalar ise umut verici aşamada devam ediyor. Yıllarca hayvan insülinleri ile tedavi edilen şeker hastaları; alerjik reaksiyonlar, şeker düzensizlikleri ve bağışıklık sistemi tarafından insüline karşı geliştirilen ret yanıtları ile uğraşmak zorunda kalmıştı.
KAYNAĞI MAYA
Dr. Lars Sorensen; gen teknolojisinin gelişmesi ve DNA’nın müdahale edilebilir hale gelmesiyle birlikte, geçen yüzyılın son çeyreğinde ilaç teknolojisinde çığır açan yenilikler yaşandığını söylüyor: “Bakterilere, mayalara ve diğer mikroorganizmalara istediğimiz ürünü yaptıracağımız genleri ekleyerek, onları bir mikro fabrika olarak kullanmak mümkün oldu.” İşte ekmek mayası da bu mikro fabrikalardan birisi. ‘Sakkaromises serevisia’ maya hücresine eklenen bir gen ile ekmek mayalamakta kullanılan mikroorganizmalar, insülin üretmeye başlıyor. Gelişen teknoloji sayesinde artık onbinlerce metrekare alana yayılmış yüksek teknolojili fabrikalarda insan insülinine en fazla oranda benzeyen, yüksek saflıkta ‘rekombinant insülin’ üretmek mümkün olabiliyor. (Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Saglik/)
NOT: Dr. Lars Rebien Sorensen Novo Nordisk’in CEO’su. Çalışmanın yer aldığı yabancı kaynak: http://www.habermonitor.com/en/haber/detay/a-new-era-of-diabetes/118660/
Herkese Merhaba,
Haberin ana kaynağına da baktım ama ancak tip-1 ya da tip-2 şeklinde bir ayrım göremedim.
sevgiler
Gelişmeler çoğalıyor herkes bir şeyler söylüyor ama ortada bir şey yok.)):
Hipoglisemi yaşanmayacağını yazdıklarına göre ve zayıflama için de kullanılmaya başlamış sanırım herkes kullanabilecek. Demekki
Bu ilerlemeler iç açıcı değil bence.. şimdi ‘Liraglutide’ adlı protein benzeri yapının beta hücrelerini uyardığını ve insülin salınımını sağladığını söylüyor.. özellikle yüksekken şekerin regülasyonunu sağlıyormuş.. tamam da tip 1 ler için beta hücrelerinin üretimi sonrası sorun var zaten.. yani bağışıklık sisteminin savaşı.. e dolayısyla biz tip 1 ler için uygun olmayacak sanırsam.. yanıladabilirim ama bence böyle…
onu da geçtik bu mikroorganizmalara her hangi bir enzimi ürettirme teknolojisini bulalı o kadar uzun b,ir zamn oldu ki.. yani zaten bilinen bir şey bu.. ama rekombinant insüline bizim vücudumuzun tepkisi nasıl olur bilemiyorum.. çünkü insan insülinine eş değer bir üretim olmadığını biliyorum.. kaldı ki neden üretiyorsunuz insülin i ya!!!! kökten çözüm çalışmaları varken!!! onu da geçtim biz bu dünyada ki ilaç baronlarıyla uğraşırken bir de şimdi bu hiç bitmeyecek olan mikroorganizma ürünü rekombinant insülinlerle mi uğraşacağız.. hani kökten çözüyorduk meseleyi???? neden bunun üzerine çalışmak yerine hala insan benzeri insülin kaynağı aranıyor 🙁
kök hücre… kök hücreye sonsuz güveniyorum ve çözümümüzün kök hüzre ile mümkün olacağı kanaatindeyim… eğer yanlış düşündüğüm bir nokta varsa uyarın beni lütfen…
mutlu mutlu ANlar herkese…
ya okadar teknolojinin gelişiminden bahsediyolar yani bi şeker hastalığına kesin çözüm bulamıyorlarmı isteseler hemen bulurlar ama bu hastalıktan okadar çok para kazanıyorlar ki kimse buna kökten çözüm bulmaz onun için bu hastalık bizimle ölene kadar ……..
35 yıldır tip1 diabetim bize çözüm üreten yok hep tip 2 bu ilacı internetten buldum
Merhaba. !996 aralık ayından beri Tip 1 Diyabetliyim. Teşhis konulduğundan beri böyle umut verici haberler TV lerde İnternette ve gazete dergilerde oldukça sık rastlamaktayım. İlk zamanlar heyecanlandırıyordu. sonraları İnanmamaya başladım. Şimdilerde gülümseme sebebim. Benim gibi Diyabetlilere tek bir tavsiyem var Böyle haberlere aldırmayın ve Şeker hastalığının tedavisi yok! Var ama bazı insanlar para kazansın diye önü kapatılmakta. Söz konusu haberde geçen üst düzey bilim insanlarının katıldığı toplantıda konuşma yapan Dr. Lars Rebien Sorensen in Dünyanın İnsülin ihtiyacını karşıladığı yazıyor. Doğru karşılıyor ve karşılamaya devam edecek. Düşünsenize Diyabetin tedavisi olduğunu. o zaman bu DR nasıl para kazanacak?
Bahsi geçen günlük insülin gibi kullanılan ilacıda aynı firma üretecek. Tabi tüm hastalara uygulanacağıda kesin değil. Bazı hastalar her ikisinide kullanacak benim gibi
İnternet’te konuyu araştırırken aşağıda linkini verdiğim sayfayı buldum, İngilizcesi daha iyi olanlar ve konuya hakim olanlar daha net birşeyler paylaşabilirler.
http://klinikfarmakoloji.com/index.php?q=node/991
İyi akşamlar.
Uygar Bey Merhaba,
Paylaştığınız linkteki haber 2012 yılının 2. ayına ait. İlacın geliştirildiği söyleniyor. Elbette ki bilemeyiz ama yabancı kaynaklarda negatif bir yazıya rastlamadım.
Ayşe Hanım, Şeyma Hanım, Serdar Bey Merhaba,
Ben kök hücreciyim. Çare buradan gelecek diye düşünüyorum. Bu tarz haberlere pek inanamasam da bloğumuzda tip-1 diyabetle ilgili tüm gelişmeleri de mutlaka paylaşmalı ve tartışmalıyız.
Sevgiler
Esra Hanım ;
inanın ben çok üzülüyorum bu haberleri gördükçe.. daha önce de yazmıştım inasanların enayi yerine konması çok ama çok üzüyor beni.. rekombinant dna teknolojisi bulunalı o kadar çok oldu ki size anlatamam neler yapıldığını.. ben hiç birini kaale almıyorum lütfen kimse kusura bakmasın.. benim tek ilgilendiğim KÖK HÜCRE… ve az kaldı inanıyorum..
ve tekrar yinelemek istiyorum… LÜTFEN HAMİLE OLAN ARKADAŞLARIM KORDON KANINIZI SAKLATINIZ!!! BU İLERİDE Kİ ÇOCUĞUNUZDA YADA BAŞKA ÇOCUĞUNUZDA SİZDE ÇIKACAK HER TÜRLÜ ŞU AN TEDAVİSİ OLMAYAN HASTALIKTA TEK ÇÖZÜM OLACAK!! lütfen bunu dikkate alın..
mutlu mutlu ANlar herkese…
DİYABETİN KESİN ÇÖZÜMÜ İLE İLGİLİ YAZDIĞIM BİR YAZIYI HATİRLADİM ESRA HANİM 🙂 ALMAN TÜRK VAKFI TİP 1 LERDE ÇALIŞAN BETA HÜCRELERİ DEVŞİRİP ÜRETMEYİ BAŞARDI.. AMA DAHA ÖNCE DE DEDİĞİM GİBİ TÜM TİP 1 VE BAZI 2 LER HER GÜN İNSÜLİN KULLANMAYI BIRAKIRSA NELER OLUR NELER )
Mustafa Bey,
Hatırlamaz mıyım? Tekrar okudum. Hatta sizin bana gönderdiğiniz mailin ilk yazısını da tekrar okudum 🙂
İnsülin kullanılmazsa ilaç pazarında yer yerinden oynar 🙂 🙂
sevgiler
merhabalar…
yaklaşık 9 aydır tip 1 diyabetliyim.kimi zaman düzenli kimi zaman düzensiz seyrediyor şekerim.iğnelerimi yaparken kimi zaman çok zorlanıyorum.canımı çok yakıyor. kilom 45. acaba zayıf olmaktan kaynaklanıyor olabilir mi:(
Sena Hanım Merhaba,
Kaç mm lik iğne ucu kullanıyorsunuz? En önemli nokta bu yorumunuza cevap verebilmek için.
Sevgiler
6 mm kullanıyordum şimdi 4 mm’e düşüredüm ama yine aynı
Sena Hanım,
O halde 4 mm iğne ucu ile derinizi bombe yapmadan popo ya da baldırlarınız yağlı ise oralara yapsanız.
Sevgiler
Hakan Bey’in sorusu:
merhabalar esra hanım
benim asıl merak ettiğim yazının içinde geçen LİRAGLUTİDE adlı hormon.bu konudaki yorumlarınızı merak ettim.
sevgilerle