Aşırı hızla kilo vermemi görenler ne kadar zayıflamışsın diyordu. Yanaklarım erimiş gibiydi. Sonrası tabiki su içme ve bunun yanı sıra ağız kuruluğu. Ağzım kuruyor, ben sürekli meyve suyu içiyor, tabi sürekli olarak ta idrara çıkma. O kadar çok çıkıyordum ki annemle babam derdi ki bana; ‘oğlum sen tuvalete su dökmüyon mu? 🙂
Neyse günler geçti. Hatırladığım kadarıyla bir gün köye gitmiştik. Tanıdıklar sen şöyle olmuşsun şundandır derlerdi. Ama benden korkuyorlardı. Bu çocukta bi sıkıntı var insan böyle kötürüm olmaz. Ailem karaciğerden korktu, öncelikle babam sebebli tabi… Ve şekerim öyle yüksek gitmiş ki. Kardeşime sürekli bir şey diyormuşum; ‘çilek ver diyeceğime tilek’ diyormuşum tileği ver ve şuurum gitmiş benim komadaymışım.
Baktılar iyi değilim doğru polikinlik. Gece birde bir iğne yapmışlar. Enfeksiyon demişler. Eve gel geçmiyor tabi şeker yüksek gidiyor. Bir kaç gün sonra bu sefer devlet hastanesinde doktor bir kan aldı. Bir idrar, şu bu derken önceden de ben babama demişim ki evde yatarken; ‘15 gündür büyük abdeste çıkamıyorum’. Hatırlamıyorum dediğimi. Babam da doktora demiş durum böyle çocuk çıkamıyormuş. Doktorun cevabı; ‘nasıl çıksın kitlenmiş kitlenmiş’ demiş. Benim bu halimi gören doktor bir o yana bir bu yana koşturmaya başladı.Yüksek bir sesle doktor; ‘oğlum sen bu zamana kadar neredeydin’ dedi. Ayakta duramıyordum. Tekerlekli sandalyede ordan oraya.
Tahlil sonuçlarında şeker de bu arada 560 mg/dL çıktı… Hatta hastaneye giderken arabada ağzım kuruyor diye meyve suyu almıştık. Öyle ağız kuruyordu ki anlatamam. Yanıma çitil çitil buzlu su koyardım yatarken. Hemen bir sonda taktılar. Bir irkildim sadece ve 1 saniye komadan çıktım 🙂 .
Doktora yakınlarım sormuş durumu ne diye demiş ki; ‘kurtaramayabiliriz hazırlıklı olun’ diye. Babama söylememişler. 2 koluma 4 serum birden sabaha kadar günlerce serum serum. Serum da serum. Fena bir rüya gördüm ve sabah kalktığımda ziyarete gelenlere bağırıyordum. Biraz çabuk parlarım. Herhalde bir de sanırım şeker de tetikliyor yüksek oluşuyla.
Şu meseleye gelirsek; 2 haftayı da geçmiş tuvalet sorunu devam ediyor… Anlayacağınız ne verdiyseler nafile. Kistleşmiş. Birkaç gün sonra vücuda verilen serum ve ilaçlar etkisini gösterdi. Vücudu sulandırdı. Vücut susuz kalmıştı anladığım kadarıyla bağırsaklar suyu emdiği için şekerden dolayı…
Hemşireler enjektörden daha küçük bir iğne ile iğne yapıyorlardı. Kafayı çevirip bakıyordum ‘ne bu ya’ diyordum. Söylemiyorlar. Komadan yavaş yavaş çıktım.
Sonra hemşire bana ‘şeker ne biliyormusun?’ dedi. Sayenizde öğrendim dedim ve sustum. Bildiğimden ve öğrenmişliğimden değil sadece duyardım şekeri yükselmiş şunun gibi cümleler. Ben de yükseldiyse düşer normale biner diye düşünüyordum.
Gün geldi hastaneden çıkacam taburcu edecek doktorum. Şunları söyledi ‘oğlum bak sen şeker hastasının. İnsülinle yaşayacaksın. Arkadaşın gibi insülin yanında yoksa yemek yemeyeceksin. Yemekten önce vuracaksın ve 18-21 ünite’. Hemşireler de iğne yapmayı gösterdi. Sonra taburcu olduk.
İnanın 1 ay sadece salatalık domates yedim desem. Hatta hastalıkta şekerim düşünce şeker yiyecem diye seviniyordum tabi…
Sonraları su koyuverip sözleşmeyi feshettik yani dikkat etmedik.. Benim dedem çaya tam 5 kaşık şeker atar 🙂 Adamda birşey yok. Ne ailede ne soyda var diyabet yani.
Novorapid ve Levemir kullanıyorum.
Bir günde cihazı bozmuştu şekerim. Bozulmadan ziyade göstermemişti. Kaç kere denedik göstermedi, ölçmedi. İnsülin yaptım hemen düşünce sonra ölçtü 🙂 .
2006 da bazı ilaçlar kullandım ve çok kilo aldırdı. Ben ilaçlara bağlıyorum bendeki diyabeti ve bazı durumlara.
Okuma zahmetinde bulunan herkese teşekkür eder bayramınızı kutlarım..
Saygılar
Tip 1 Diyabetli Ahmet Güven (Ahmet Güven’in Facebook sayfasındaki bu resim çook hoşuma gitti. Bu sebeple yazımızın resmi yapmak istedim. Umarım beğenir.)
Ahmet Bey Merhaba,
Öncelikle yazın için çok teşekkür ederiz.
Her yeni hikayede inan için cız ederek okuyorum. Ve ağlamayı engelllemek bile istemiyorum.
Ailelerimiz ve bizler diyabeti yani herkesin tabiri ile şeker hastalığını aslında hiç tanımıyormuşuz. Ve bir o kadar da doktorlar bile tanımıyormuş.
Ve senin hikayende de yine bir ölümden dönme durumu var. Ben böylesi bir durum hiç yaşamadım ama en azından hissiyatını anlayabiliyorum.
Yazındaki küçük bir detay hakkında bilgi vermek isterim. Elbette şu an ne demek olduğunu sen de biliyorsundur.
Glükometrelerimiz yani kan şekeri ölçüm aletlerimiz kan şekerini belirli bir seviyenin üstüne geldiğinde ölçmemekte. Bu sebeple de ekranında İngilizde ‘High’ yani Türkçesi ‘yüksek’ kelimesinin kısaltması olarak HI görülür. Bu bir hata kodu değildir. Cihazın mesela 500 mg/dL kan şekerinden yukarısını ölçmüyor olsun. Kanı stribe verdiniz. Ekranda HI görünüyorsa kan şekerini 500 mg/dL’nin üzerindedir demektir. Bu 1.000 de olabilir, 501 de olabilir.
Umarım şimdi diyabetli hayatın daha kolay ve senin yönetimindedir.
sevgiler
evet doktor hazırlıklı olun diyince amcam oturmuş ağlamış birde ilk başta şeker çok çekerdi canım belkide şeker hastasının canı çok şekerli şeyler çeker derler hep banada demişlerdi tabi psikolojik olarak çekiyor o zaman önceleri şekere vücut alışmamıştı tabi şimdi şekerimiz bol olunca çekmiyor yönetime gelirsek iyi şükür elimizden geldiğince kurallara uyuyoruz.. napalım adı şeker bu hastalığın kendisi şeker birşey değil..