Ankara’da Neler Oldu?

Yine Ankara yazımızda sizlere Ankara’ya Eşref ile gittiğimizden ve Ankara’dan da Barış’ın bize katıldığından bahsetmiştim.

Eşref bizimle görüşmelere katılmadı. Barış ve ben geçtiğimiz Cuma günü öğlen 13:00’a kadar birçok kişiyle görüştük. Çok yorulduk. Çok konuştuk.

Normalde Genel Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Sn Dr Alper Süzen bizi makamında bekliyordu. Saat 09:30’da yanındaydık. Bizimle ve dilekçemizde anlattığımız problemlerimizle yakından ilgilendi. Alper Bey şu anda GSS Genel Müdürü Sn İsmet Köksal’a vekillik yapmakta. Alper Bey bize aynı zamanda rehberlik ederek farklı birim ve kişilerle de görüşmemizi sağladı.

Şu anda Tıbbi Hizmetler Daire Başkanı Sn Dr Hanefi Gök’e bağlı, Dr Ali Gedik (insülin pompası hakkında) ve Zekeriya Bey (kan şekeri ölçüm çubukları hakkında) ile görüştük.

Özellikle Sn Dr Ali Gedik’in yanında baya kaldık. Sensörlü insülin pompası hakkında görüşümü ve önerilerimi sordu. Fikrimi söyledim. Ve benden bir mail istedi. Sensörlü pompada ne tarz sıkıntılar ve ne tarz olumlu durumlar olduğunu Ali Bey’e yazacağım. Ancak şunu kesinlikle söylemem lazım ki sensörlü insülin pompası mevcut durumda hiçbir SGK İl Müdürlüğü’nde ödenmiyor. Sadece Sirkeci SGK ödüyor. Bu konuyla ilgili SUT’u hep beraber bekliyor olacağız.

Kan şekeri ölçüm çubuklarıyla da ilgili Zekeriya Bey le konuştuk ve neler yapılabileceği hakkında fikrimizi sunduk. Zekeriya Bey ise daha sistemli ilerlemek için bazı önerilerde bulundu.

Özellikle biz tip-1 diyabetliler gittikleri doktorlarına örneğin günde 5 kez değil en az 10 kez kan şekeri ölçümü yapmanın önemini anlatan bir dilekçe altına imza alıp SGK’ya gönderirlerse daha etkili olacağını belirtti. Bu konuda bir şeyler yapabilir miyiz bilemiyorum. Ama biraz düşünüp ilerlemek lazım.

Biz dünkü görüşmelerimizin sonucunda ise şunu gördük. Gönderdiğimiz dilekçelerimiz ilgili birimlere ulaşmış. Ve özellikle kan şekeri ölçüm çubukları hakkında ihtiyacın ne kadar önemli olduğunu biliyorlar. Ve umarım bu ihtiyaca karşı önemli adımlar atılır. Diğer taraftan da bu işin ne kadar zor olduğunu gördük. Ve bu görüşmeleri bireysel olarak değil bir dernek ya da vakıf ile biz tip-1 diyabetlilerin yapması gerektiğinin de daha iyi farkına vardık. Ve maalesef özellikle kan şekeri ölçüm sayısı belirlenirken hasta olan biz tip-1 diyabetlilerin ihtiyaçları sorulmuyor. Sadece bu konuda karar yetkisi olan vakıf, dernek, doktor ekibi ve kamu kurumlarının ilgili birimleri kararı veriyor. Umarım bir gün içimizden bazı sözcüler belirlenerek bu görüşmelere tip-1 diyabetli olarak katılır ve kan şekeri ölçümü yapmanın önemini anlatma fırsatımız olur.

Birçok konu var ama blog aracılığıyla anlatabileceklerimi aktarıyorum sizlere. Ve aynı zamanda; ‘bu iş tamam ve kesinlikle gelişmeler de olacak’ diyemiyorum. Çünkü kimse net konuşmuyor.

Ama umarım SUT’da güzel haberler alırız.

Hepimize gönderdiğimiz dilekçelerden dolayı teşekkür ederim.