COVID-19 / Kronik Yaşam Şekli Olanlara Sokağa Çıkma Yasağı Genelgesi Neler Getirecek?
Covid-19 sebebiyle içişleri bakanlığının web sitesinde, https://www.icisleri.gov.tr/65-yas-ve-ustu-ile-kronik-rahatsizligi-olanlara-sokaga-cikma-yasagi-genelgesi linkinde, sokağa çıkma yasağı ile ilgili ilk genelge yayınlanmış oldu.
Kronik yaşam şekilleri olan kişileri özellikle ilgilendirecek bölümü sizlerle paylaşıyorum.
“Genelgede 65 yaş ve üzeri ile bağışıklık sistemi düşük, ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini bozan ilaçları kullanan vatandaşlar 21 Mart saat 24.00’den sonra ikametlerinden dışarı çıkmaları, açık alanlarda, parklarda dolaşmaları ve toplu ulaşım araçları ile seyahat etmeleri sınırlandırılarak sokağa çıkmalarını yasaklandı.
İhtiyaç olması halinde özellikle tek başına yaşayan ve ihtiyaçlarını karşılayacak yakını bulunmayan 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın mağdur olmaması; temel ihtiyaçlarını karşılamak için vali/kaymakamların başkanlığında 65 yaş üstü Vefa Sosyal Destek Grubu oluşturulacak.”
Bu genelge çok hızlı ve detayları, cezaları, kuralları, kişilerin nasıl denetleneceği vurgulanmadan yayına alınmış hissi veriyor. Önümüzdeki günlerde tecrübe ederek ve izleyerek detaylarını hep birlikte öğreneceğiz.
Covid-19’un özellikle solunum sıkıntısı çeken kişilerdeki etkisi aşikar. Bu sebeple de özellikle bu detayı içeren kronik yaşam şekillerine yer verilmiş gibi geldi. Yoksa çölyak, diyabet gibi birçok kronik yaşam şekilleri de var. Ama bunlardan hiç söz edilmemiş.
Söz edilmesi gerekiyor mu bilmiyorum ama 13 Mart’ta yayınlanan farklı bir konudaki genelgede yine sadece kronik rahatsızlıklar denilmiş ve sonrasında da içinde diyabetin de olduğu kronik rahatsızlık listesini yayınlamışlar.
Peki bu genelgenin diyabetlileri de kapsadığını düşünürsek ne olacak? Dışarı çıkarsak ne uygulanacak? Ne yapılacak? Bunu kim, nasıl denetleyecek?
Bizler için birçok detay daha net değilken endişelenmeye, “Ne olacak şimdi?” demeye hiç yer yok. Dediğim gibi birkaç gün içinde konu netleşir.
Peki söz edilse bir şey değişecek mi?
Açıkçası bu genelgeler, ilgili kurumların yaptığı açıklamalar sadece havada kalıyor.
Kronik yaşam şekil/şekillerine sahip kişiler aktif olarak iş hayatındaysa ne olacak peki? Bir adım daha öteye gidelim; ailenin eve tek maaş getiren kişiyse! Ya da eve bir maaş dahi eksik girse hayatları zora girecekse!
Bu düşünceler uzayıp gider. Örnekler çoğaltılır.
Alınacak bu tarz kararlardan önce ülke insanlarımızın tüm hayat sorumluluklarının devamlılığının nasıl sağlanacağı masaya yatırılmalı. Sokağa çıkma yasağı getirilen kişilerin direkt hayatlarını etkileyecek olası konularına çözüm bulunmalı. Kimse bu çözümlerden bahsetmiyor. Sadece genelge yayınlıyorlar. Ve bu genelgelerden etkilenecek insanlar her zamanki gibi kendileriyle başbaşa bırakılıyor.
Özel sektörde, kamuda çalışanların durumu ise gittikçe sıkıntılı hale gidiyor.
Özel sektörde duyduğumuz kötü örnekler var maalesef. Ücretsiz ve zorunlu olarak izne çıkarılanlar. Yıllık izinlerinden düşülmek kaydı ile eve gönderilenler. Ya da kamu çalışanlarının yaşadığı zorluklar.
Özel sektörde harika örnekler de var. Çalıştığım şirket iyi örneklerin başında geliyordur. Biz yaklaşık iki hafta önce öncelikle ofislerimizde önlemler aldık. Ofisin girişine ve içeriye otomatik el dezenfektanları yerleştirdik. Birkaç şişe kolonya aldık. Ofis temizliği yapan kişilere etil alkolle temizlik yapmalarını, insan elinin değdiği her yerin hijyenine ekstra dikkat etmelerini rica ettik.
Birçok ekip arkadaşımın toplu taşıma kullanması ve uzun sürelerini toplu taşımada geçirmelerini dikkate aldık. Yazılım şirketi olunması sebebiyle de uzaktan, evden çalışmayı devreye aldık. İlk hafta evden çalışmamız bitti. İkinci haftaya geçtik. Belki üçüncü ve hatta daha uzun evden çalışabiliriz. Çünkü ne verimliliğimiz ne de motivasyonumuz düştü. Tek canımızı sıkan ülkemiz ve dünyanın genel durumu.
Umarım sadece genelge yayınlanmaz ve daha insana değen çözümler üretilir. Ütopik bir dilek ve istek ama kim bilir, belki tutar…
test
Bu genelge tip 1 diyabetlileri de kapsıyor mu? Yani tip 1 diyabetlilerin sokağa çıkma yasağı var mı yok mu?
Bu belirsizlik yazının her detayında var aslında. Tekrar okumanızı öneririm.
Esra hanım, direkt tip 1 diuabrt diye genelgede yazmıyor. Ama mesela ben tip 1 diyabetli olarak 1 haftadır dışarı çıkmıyorum zaten. Sadece markete ekmek,meyve vb almak için çıkıp hrmen dönüyorum. Bu arada ben öğretmenlik yapıyorum. Yani okullar tatil edildiği için evde kalabiliyorum. Sizi bulmuşken bir şeyler sormak istiyorum: Bakanlık hastaneye gitmeden raporu yenilemeden ilaçları alabilirsiniz dedi. Şimdi bem direkt eczaneye gitsem insülinleri alabilir miyim? Yani aile hekimine vb reçete yazdırmadan. Bir de ben pompa kullanıyorum. Onun da 3 ayda 1 aldığımız setleri hiç reçete yazdırmadan alabilir miyiz?
Bir de Esra hanım diyabet hastalarının bağışıklık sistemi bu Koronavirüs için sıkıntı yaratır deniliyor. Bu bütün diyabetliler için mi yoksa mesela tedavimizi oluyorsak, iyi durumdaysak başka bir önlem de almamız gerekiyor mu? Tip 1 diyabetli olarak?(el yıkama,insanlarla mesafeli olma vb dışında)
Kerim Bey Selam,
Genelge çok detaysız. Birkaç güne detaylarını haberlerden duyarız. Biz de sizin gibi yaşıyoruz.
Reçetesiz ilaç alımı doğru. Bu konuyu ana sayfada bulabileceğiniz bir yazı ile paylaşmıştım.
TCnizi söyleyerek, raporlu olan ilaçlarınızı ve pompa malzemelerinizi aylık olarak alabiliyorsunuz. Raporunuzun süresi bitse ve bitmeye yakınsa da raporunuz Haziran 2020ye kadar uzatmalı.
Genelde tip-2 diyabetlilerdeki etkisinin daha yüksek olduğu söyleniyor. Her zamanki hassasiyetinizle tip-1 diyabet yönetiminize devam edin derim.
sevgiler
Tip 2 diyabetliler daha mi kolay yakalaniyor yani?
yaşlılara hizmet eden vefa grubunda görev yapan bir kişi olarak ve çocuğu tip 1 diyabet olan biri olarak söylüyorum;
kimse sorunlarıyla baş başa bırakılmıyor.
tck gibi detaylı bir kanun tüzük genelge hazırlama zamanı değil.
en kısa yoldan virüs kapmamak için evden durmaya zorlama şeklidir bu.
hiçbir kronik hastaya yardım talebi halinde şart sorulmadan yardım ediliyor.
bu gruplarda çalışan kamu görevlileri insanlıkdan yoksunsa buna yapacak birşey yoktur. (olduğuna pek inanmasam bile)
lütfen devletimizin iyi niyetine güvenerek destek olalım ve sorunlarımıza önerilerle ve iyi niyetle yaklaşalım.
beraber gittiğimiz gemimizi batırmaya gerek yok.
Münir Bey Merhaba,
Sizinle aynı fikirde değilim.
Batan gemide olmayı istemediğim gibi göz göre göre batan bir gemi varken onun çıkması için çabalamayı tercih eden olmak lazım.
İnsanlara evinizde kalın diyerek kendi makus talihleriyle başbaşa bırakıla ülke insanları olduğumuzun farkında olmamız gerekiyor.
sevgiler,