Yeni doktorum Nilgün Hanım’a gittiğim günden bu yana Devit adında bir D Vitamini kullanıyorum. Bunun sebebi de yapılan kan testlerinde bu vitaminle ilgili değerlerimin yaz mevsimi olmasına rağmen düşük çıkması. Yaz mevsiminde özellikle güneş bize bolca D Vitamini salgılatır. Yani güneş önemli oranda bu vitaminin kaynağıdır.
D Vitamini düşük olan diyabetlilerde diyabetik nöropati olayı ortaya çıkıyormuş. D Vitamini tedavisi sonrasında diyabetik nöropati ağrılarında azalma oluyormuş. Diyabetik nöropatinin sinir sistemi tahribatı olduğunu da burada kısaca bahsetmek isterim. Başka bir yazıda bu konuya detaylıca gireriz. Ben Devit kullandıktan sonra bir değişim hissetim mi farketmedim. Ama şu diyabetik nöropati konusunu yazında aklıma gelirse sizinle paylaşırım.
Dolayısıyla bu D Vitamini ve diyabet konusunu birkaç zamandır araştırıyorum. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Yeni yapılan klinik çalışmalarında D Vitamini düzeyi % 50’nin altında olan kişilerde şeker hastalığı sıklığının arttığı ortaya çıkmış.
Bu sebeple de artık ailesinde şeker hastalığı olanlar daha da risk altında oldukları için, reaktif hipoglisemisi olanlar ve kilolu kişilerin D Vitaminlerini yani 25 OH D3 Vitamin düzeylerini ölçtürmeliler. 25 OH D3 diyorum, çünkü bu D Vitamini kanda 25 OH D3 kimyasal yapısında bulunur. Ki eğer % 50 altındaysa çıkan sonuç endokrin doktoruna giderek D Vitamini tedavisi görmeliler.
Ki bence bu arada da bir de diyabet tanısının konulmasına yarayan testleri de yaptırmalılar. Çünkü D Vitamini insülin hormonunun salgılanmasında da önemli rol oynar.
Unutmadan da söylemek lazım; mesela kan tahlili sonucunda paratiroit hormon düzeyi yüksek, kalsiyumda hafif düşüklük varsa garanti D Vitamini eksikliği de vardır. Yani pankreastaki beta hücre çalışması bozulur, insülin direnci gelişir ve sonuçta diyabet görülme olasılığı artar.
Bu arada bazı kaynaklar diyabet tanısı çok geç kalınmadan konulmuşsa D Vitamini takviyesi ile diyabete yakalanma süresini geciktirebiliyormuş.
Özellikle Diabetese Care 2010 sayılı makalede kadınlarda bu vitaminin yetersizliği ile tip-2 diyabete yakalanma riski konusunda anlamlı bir sonuca varılmış. Bu vitamini yüksek olan kadınların tip-2 diyabete yakalanma riskleri daha az oluyormuş.
Yine Diabetese Care’in bu sefer 2008 sayılı makalesinde insülin direnci olan kişiler üzerinde yapılan çalışmalarda bu vitaminin düşüklüğü ile insülin direnci arasında da yakın bir bağlantı kurulmuştur.
Bu sebeplerle doktora gittiğimizde D Vitamini seviyemize de baktırmak farz olsun 🙂 . (Yazının ilk yayın tarihi: 9 Kasım 2012, 17:03)
Kaynaklar: www.drdiyabet.com
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz Esra Hanım..Tebrik etmek gerekir sizi..
Bu konu hakkında insanlar bilinçlendirilseydi bugün Tip-1 Diyabetli hasta sayısı yüzde 80 azalmış olurdu..D vitamini eksikliği tip-1 diyabetin 1 numaralı nedenidir..D vitamini insan DNA’sındaki genlerin yüzde 20’sinin doğru çalışmasından ve hücrelerin programlı ölümünden sorumludur..D vitamini aslında bir vitamin değil hormondur aynı zamanda..Önemi sanıldığından daha büyüktür..
Yanlız şunu belirtmekte fayda var..Ağızdan alınan D vitamini ile güneşten alınan D vitamini arasında dağlar kadar fark var..Güneşten alınan D vitamini ağızdan alınana göre 10 gömlek daha üstündür ve esas fayda sağlayan D vitamini formu budur..Bu D vitamini toksikasyona yol açmaz..Suda eriyebilir ve sülfat barındırır..Müthiş bir anti-kanserojen etkiye sahip olmakla beraber aynı zamanda otoimmun hastalıklara karşı da koruyucudur..
Ağızdan alınan D vitamini ise birçok hastada hiperkalsemiye ve toksikasyona yol açabiliyor..Ağızdan D vitamini kullanıp diyalizlik olan bir hasta geldi aklıma..O yüzden en doğrusu güneşten almaktır..Kışın 2 saat yazın 1 saat açık havada vakit geçirmek ve mümkünse yürüyüş yada spor yapmak kafidir yeterli miktarda D vitamini sentezi için..Yada güneş lambası kullanabilirsiniz Fransa’da birçok insanın yaptığı gibi..Güneş lambaları cilde zararlı olan UVA ışını içermezler..Cilde faydalı olan ve D vitamini sentezi sağlayan UVB ışını içerirler..Bu UVB ışını tıpkı güneş ışını gibi deride D vitamini sentezine yol açar..Çok faydalıdır..
Ancak tabii felçli olanlar, gözetim altında tutulanlar yada güneş lambası temin edemeyecek durumda olanlar ağızdan D vitamini kullanabilirler..Ancak düzenli olarak böbrek fonksiyonlarına, serum kalsiyum ve Paratiroid Hormon düzeylerine baktırmak kaydı ile..Ama güneş ışını yada UVB lambaları kadar faydalı olmadığını da bilmeliler..D vitamini toksikasyonunun pankreas kanseri riskini arttırdığını da belirtmek gerekir..
Sanılandan çok daha önemli bir konu bu konu..
Eyüp Bey,
Yorumunuza harfi harfine katılıyorum.
Sizin yine bu yazınızı ana sayfada yayına alıyorum 🙂 . Bu arada size gönderdiğim hiç bir mail size ulaşmıyor. Mail ulaşmadı uyarısı alıyorum.
D Vitamini konusunda daha detaylı bir şeyler yazmak isterseniz şahane olur bizler için. İnanın bu D Vitamini ve Diyabet bağlantısını okudukça keşke vakti zamanında bunlara da baktırıp gerekli önlemleri alabilseydik diyorum. Hoş doktorlar da neden tüm kaynakları araştırıp bakın böyle bir teori de var, bir de bunlara bakalım demiyorlar bilmiyorum 🙂 .
Ben tekrar bir üniversite okusam ve Endokrin uzmanlık alanım olsai diyabetli bir doktor olarak bir diyabetli adayını A’dan Z’ye her şeyine bakarım. Teori olan konulara bile odaklanırım. Elbette bu bir hayal 🙂 .
sevgiler
[…] önemli katkıları olan ve vizyonumuzu da geliştiren doktorumuz Sn. Eyüp Aybek’in D Vitamini ve Diyabet yazımıza yaptığı yorumu sizlerle paylaşmak […]
Esra Hanım,
Bugün ”Doktorum” programında izledim. D vitamini eksikliği olan çocuklarda diyabete yakalanma oranı daha yüksekmiş. Sizin de yazınızda yazdığınız gibi diyabetle D vitamininin bağlantısı var. Yakında doktorumuza gideceğiz. Vitamin değerlerini mi ölçtürmem gerekiyor ?
Tuğba Hanım,
Denk gelmiş 🙂 Bence de baktırmak lazım. Sonuçları paylaşırsınız.
Sevgiler
Peki Esra Hanım.
Teşekkürler 🙂
[…] D Vitamini ve Diyabet yazımızı hatırlıyormıyorsanız tekrar okuyun lütfen. […]