Diyabet Hastanesi’nde Doç Dr Sinan Tanyolaç Muayenesi

Diyabet Hastanesi’nde hem muayene olacağımı hem de hastane ile ilgili görüşlerimi paylaşacağımı sizlere söylemiştim. 25 Haziran Cumartesi sabah Eşref ile Diyabet Hastanesi’ne gittik. Gitmişken de hastane içinde hoşumuza giden detayların fotoğrafını çektik hem de birkaç dergi, broşür aldık. Yazının sonunda sizlerle paylaşacağız.

Enteresan gelebilir ama Hastane‘nin en sevdiğim yeri içeri girdiğinizde tavana doğru baktığınızdaki cam sarkıtlar ya da tavandan aşağıya doğru gelen tavan süsü 🙂 Bu sarkıt özel olarak yapılmış. Ben de her gittiğimizde mutlaka bakarım 🙂

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç Dr Sinan Tanyolaç ’a muayene oldum. Bugüne kadar geçirdiğim doktor muayenelerimde favorilerim arasına girdi 🙂 Çünkü Sinan Bey hem uzmanlığı hem iletişimi hem de empati yapabilmesi açısından oldukça iyi bir doktor.

Öncelikle Sinan Bey’den bahsedeceğim. Doç Dr Sinan Tanyolaç lisans ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi’nden tamamlamış. 2005-2010 yıllarında da Amerika’da University Of California San Francisco’da 5 yıl kadar uzman olarak çalışmış. http://www.diyabethastanesi.com/?/doktorlar/detail/b=39  linkinden Sinan Bey hakkında daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.

Yakın bir zamanda tahlillerimi yaptırdığım için sonuçların üzerinden birlikte geçtik. B12 ve demir-demir bağlama sonuçlarından dolayı ilaç kullanıp kullanmadığımı sordu. Kullanmaya başladığımı söyledim. Bu konuyu konuşurken vitaminler konusunda da bilgi verdi. Kafamıza göre vitamin aldığımızda kan şekeri regülasyonumuzun zor olduğunu bu sebeple de ihtiyaç yoksa vitamin alınmaması gerektiğini belirtti. Bu arada biz tip-1 diyabetliler bazen aşırı unutkan olabiliyoruz. Unutkanlığı hemen kötüye yormuyor olmak lazım. Uzun süren unutkanlıklar asıl sorun.

Biliyorsunuz benim Haşimato tiroidim var. Bu konuyu konuşurken önemli bir detaydan bahsetti. Tahlil yaptırırken özellikle Haşimato troidi için ilaç kullanıyorsanız, tahlil yaptıracağınız gün ilacı içmeden testleri vermenin çıkacak sonucun daha güvenilir çıkması için önemli olduğunu belirtti. Yani ilaç dozunun yeterli gelip gelmediğini net anlamak için tahlile gitmeden önce bu tarz ilaçları almamak daha iyi. Tahliller sonrası ilaçları alırsınız.

Aynı zamanda kortizol hormonuna da sabah 8-8:30 gibi bakılırsa hormonun salgılanma oranın daha doğru öğrenilmesine fayda sağlayacağını belirtti. Kortizol bildiğiniz gibi kan şekerini yükselten bir hormon.  Bu hormonda bir dengesizlik olup olmadığı da testlerle ortaya çıkmakta.

Muayene arasında hijyen konusunu da konuştuk. Diabimmune çalışmasına göre tip-1 diyabetin sebeplerinden biri de aşırı hijyen olabilir. Bu konuyu Tip-1 Diyabetin Sebebi Aşırı Hijyen Olabilir Mi? / DIABIMMUNE Çalışması linkindeki yazımızda ele almıştık hatırlarsanız. Finlandiya ve Rusya’nın Karelya Bölgesi sınır yerler. Finlandiya’da aşırı hijyenden dolayı tip-1 diyabetli oranı yüksekken Rusya’nın Karelya Bölgesi’nde diyabet oranı daha az.

Haftada bir kez Metoart yapıyorum kendime. Bu sebeple de D vitamini değerini de kontrol edelim dedi. Metoart gibi aynı etken maddesini içeren iğneler D vitamini rezervini düşürüyor. Bu sebeple de bu test önemli.

Haftalık insüline benzeyen, tip-2 diyabetiklerde kullanılan ve kilo vermeyi kolaylaştıran bir iğneyi Amerikan Hastanesi’nde ilk kez kendisi uygulamış. Bu iğne bildiğiniz gibi halen Türkiye’ye gelmedi. Ama Türkiye’de ilk kez deneyen bir doktor olması harika bir durum 🙂

Alerjik bir bünyem olduğu için bu konuyu da konuştuk. Balayı dönemimin ne kadar sürdüğünü sordu Sinan Bey. ‘Hatırlamıyorum bile, galiba 3 gün kadar sürdü’ dedim 🙂 Alerjik bünyelerde balayı döneminin daha kısa sürdüğünü anlattı Sinan Bey. Ancak balayı dönemlerinde genellikle tip-1 diyabetliler ekipleri tarafından yönetilip, balayı döneminin uzatılması ya da başarılabilirse diyabetin çıkış sürecini de ötelemeye çalışıyorlar.

Gayet bilgilendirici ve yönlendirici bir muayeneden sonra Diyabet Hastanesi’nde Doç Dr Sinan Tanyolaç ’ı aklınıza yazın isterim. Bir sonraki randevumuz ise 23 Temmuz Cumartesi. Sinan Bey hakkında sizlere bilgi vermeye devam edeceğim.

NOT: Yazıyı Facebook ya da Twitter gibi sosyal medya kanallarında paylaşın. Alttaki Facebook, Twitter, Google+ ya da Pinterest butonlarına tıklamanız yeterlidir.