Diyabet Riskini Yüzde 60 Azaltın-Bölüm1

T1D Hakkında Her ŞeyDiyabet Riskini Yüzde 60 Azaltın-Bölüm1

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dünya tarihinde ilk kez, bir sonraki kuşağın ömrünün, önceki kuşaktan daha kısa olacağı konusunda uyarıda bulundu ve diyabeti bir salgın olarak tanımladı.Birleşmiş Milletler (BM) ise sıtma, tüberküloz veAIDS’ten sonra dördüncü kez bir hastalığı salgın olarak kabul edip uluslararası sağlık otoritelerine bu sorunla mücadele çağrısında bulundu. Üstelik diyabet bu hastalıklar içinde mikrobik bir nedene bağlı olmaksızın salgın oluşturan tek hastalık olduğu halde.

Konunun en çarpıcı yönü ise ortaya çıkan bu korkutucu tabloya rağmen diyabetle ilgili bilinç ve farkındalık oranının sadece yüzde 37 civarında olması. Dünyaca ünlü sağlık otoriteleri bile “Anne-babalar çocuklarının ölümüne şahit olmak istemiyorsa bu sorunu ciddiye almalı ve diyabetle uzun ve sağlıklı bir yaşamın mümkün olduğu gerçeğini unutmamalı” derken hastalığı önemsememek felakete davetiye anlamına geliyor. Yazı dizimizi birlikte hazırladığımız ve yaşamını diyabetle mücadeleye adamış Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz ise her tür olumsuzluğa rağmen bu savaşın kazananı olacaklarına inanıyor.

Geride bıraktığımız yılda dünyada 5.1 milyon kişi diyabete bağlı nedenlerle hayatını kaybetti. Ölenlerin çoğu 60 yaş altındaydı. Ülkemizde geçen yıl bu nedenle yaşamını yitirenlerin sayısının 60 bin olduğu düşünülürse diyabetin kontrol altında tutulması ve tedavinin ihmal edilmemesi gerektiği çok açık…Bir hastalık düşünün ki 0-90 yaş arasında her dönemde ortaya çıkıp yaşam boyu sürsün. Daha da vahimi her tür araştırmaya rağmen halen kesin bir tedavisi olmasın. Konumuz diyabet… İyi tedavi edilmediğinde ciddi organ hasarları oluşturan bu hastalık, Avrupa’da 20 yaş üstü körlük nedenleri içinde birinci sırada yer alıyor. Suni böbrek makinesine giren her 2 hastadan 1’inin diyabetli olduğu belirtiliyor. Bu hastalığı taşıyanlarda enfarktüs ve felç riskinin 6 kat yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Amerika’da diyabete bağlı olarak yılda 140 bin kişinin ayağı kesiliyor. Tüm bu nedenlerle diyabet dünyadaki tüm ülkeler için çözümlenmesi gereken çok ciddi bir sağlık sorunu olarak görülüyor

10 MİLYON DİYABETLİMİZ VAR

Türkiye, Avrupa’da diyabetin en hızlı artış gösteren ülkesi. Bunun en önemli nedenlerinin 21. yüzyılın getirdiği yeni hayat modeli; gelişen teknoloji ile birlikte gelen hareketsiz yaşam, stres, geleneksel beslenme kültürümüzün giderek kaybolması ve kötü beslenme olduğu belirtiliyor. Giderek yaygınlaşan fast food alışkanlıkları ve şekerli gıda tüketimindeki artış da diyabetin hızlı ilerleme nedenleri arasında bulunuyor. Dünyada 400 milyona yakın diyabetli yaşıyor. Türkiye’de ise yaklaşık 10 milyon diyabetli ve diyabet riski taşıyan kişi bulunuyor. Gizli şeker ya da ensülin direnci olarak tanımlanan diyabet riski altında bulunan kişi sayısının ise 1 milyon olduğu ve bunların yüzde 7.2’sini de klinik diyabetlilerin oluşturduğu ifade ediliyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde tedavi gören diyabetli sayısı 4 milyon civarında. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’de diyabet oranının 2025 yılında yüzde 7.4’e ulaşacağını öngördüğü halde Türkiye bu orana 2000’de ulaşmasıyla dikkat çekiyor. 2000 yılında tamamlanan TURDEP çalışmasında 20 yaş ve üstü prevalans yüzde 7.8 iken, 2009 ve 2010 yıllarında yapılan PURE, CREDIT ve TURDEP II çalışmalarının sonuçlarında prevalansın yüzde 13-16 oranında çıkması dikkat çekiyor. Bu durum ülkemizde diyabetin 10 yıl içinde yüzde 80-100 arasında arttığını göstermekle kalmıyor, Türkiye’yi Avrupa’da diyabetin en hızlı arttığı ülke haline getiriyor… (Kaynak: CEYDA ERENOĞLU / HT GAZETE, 2. bölüm yarın)

 

Bir yorum yapın.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Diğer yazılar

%d blogcu bunu beğendi: