Diyabetliler İçin Diyabet Kongresi’nden Notlarım

Bildiğiniz üzere 23-24-25 Mayıs 2014 tarihlerinde Düzce’de Diyabetikler İçin Diyabet Kongresi vardı. Davetliydim.

25 Mayıs Pazar günü de ben Sosyal Medya’nın Olumlu/Olumsuz yanlarını anlatacaktım.

Pazar sabahı 07:00 gibi yola çıktık. Saat 6 gibi de kalkmıştık zaten.

Pazar günü ve o saatte kalkmak inanın pek mutluluk vermiyor insana ama yapacağım konuşmayı ve dinleyeceğim konuşmaları hayal ettikçe sorun kalmadı 🙂

Eşref, ben ve Doç Dr Oğuzhan Deyneli ile gittik. Yolculuğumuz da oldukça rahat geçti.

Sabah ilk konuşmayı Oğuzhan Bey yaptı. Konusu: Diyabetle Yaşamda Teknoloji idi.

Oğuzhan Bey’in sunumları keyifli ama her şeyden önce bilgilendirici oluyor. Tabiri caizse bilgiye doyuyorsunuz 🙂 DiyabetimBen’de de bahsettiğimiz üzere kulaktan şeker ölçümü, kablosuz insülin pompaları, yara bandı gibi olan insülin pompaları, kablolu ve gelişmiş insülin pompaları ile CGMS türlerini de (yani deri altı sıvısının şekerini ölçen cihazları) anlattı bize. Tabiki de olumlu/olumsuz tüm yönleri ile Oğuzhan Bey.

Bu arada bol bol soru cevapladı Oğuzhan Bey. Her zamanki ve en önemli sorumuz da soruldu; ‘Diyabetin çözümü bulundu da ilaç firmalar ve gizli güçler mi engelliyor?’

Bu soruya şöyle yanıt verdi Oğuzhan Bey; ‘Bu tarz bir gelişme olsa kimse ne zamanı bekler ne de gizli güçler o kişi ya da kişileri engelleyebilir. Çünkü diyabetin çözümünü bulmakla hem prestij hem de para kazanılacaktır. Bunu bulan araştırmacılar neden çözümü piyasaya sunmasın ki?’

Ardından Hacettepe Üniversitesi Araştırma Görevlisi ve aynı zamanda kendisi de tip-1 diyabetli Tuğrul Tolga Demirtaş ‘Kök hücre tedavisi ve doku mühendisliği diyabette neler vadediyor’ başlıklı bir sunum yaptı.

Özellikle kök hücrenin ne denli umut vadettiğini belirtti. Ancak kök hücreler korumasız bir zarla vücuda yerleştirildiğinde bağışıklık sisteminin o hücreleri de öldürdüğünü bu sebeple kök hücrelere korumalı bir zar geliştirildiğini ve bu parçaların karın boşluğuna yerleştirilerek bir süre diyabeti unutarak yaşayabileceğimizi söyledi. Ancak bu yöntem de kesinlikle tip-1 diyabeti ortadan kaldırmıyor maalesef.

Tuğrul Bey ile bir Skype görüşmesi yapacağız. Sizlerle bu görüşmeyi de paylaşacağım.

Hacettepe Üniversitesi Araştırma Görevlilerinden Engin Fırat ise ‘Diyabete ilişkin algılar ve bireyin yaşam kalitesinin etmenleri’ başlıklı bir konuşma yaptı. Diyabetli bireylerin kendi algıları, ailenin hastalığına karşı olan olumlu/olumsuz algıları ve toplumun algılarını anlattı. Anlatım dili oldukça keyifliydi. Ben bayıldım üslubuna 🙂

Özellikle kendi tip-1 diyabetli geçmişinden verdiği espirili örnekler bir çoğumuzu güldürdü. Özellikle koskoca bir tepsi böreğin yarısını tüketmesi ve kan şekerini 550’ye fırlatması 🙂 Bu sunumu da Youtube’a düşer düşmez sizinle paylaşacağım. İzlemeniz lazım. Çünkü tip-1 diyabetli olan benim yalnız olmadığımı, benzer hataları ya da doğruları hepimizin yaptığını, çevremizin, ailemizin hemen hemen bakış açılarının aynı olduğunu görmek keyif verdi. ÇÜNKÜ BUNLARI YAŞAYAN TEK BEN YA DA SİZ DEĞİLMİŞİZ.

Öğleden sonra ise sunum sırası bana geldi. Ben de sosyal medyanın etkilerini, Türkiye’de ve dünyada tip-1 diyabetle ilgili web sitelerini ve başarılarını anlattım. Türkiye’de 4 farklı hastalık paylaşım sitesi olduğunu ve özellikle tip-1 diyabetle ilgili en güncel ve en interaktif web sitesi olduğumuzdan da bahsettim. Türkiye’de bizde başka; kanserledans, motivolog, Sarp’ın Umudu web siteleri var. Her biri farklı bir hastalığı konu almış.

http://prezi.com/uqud9-jx87tf/sosyal-medya/?utm_campaign=share&utm_medium=copy linkinden de benim sunumuma ulaşabilirsiniz.

Sunumun bir kısımda gözlerim yine doldu. Yutkundum. Tip-1 Diyabet Her Yaşta! videosu beni benden aldı yine. Özellikle bu videoyu her izlediğimde ‘Ben buna yakalanmak için hiçbir şey yapmadım’ diyen çocuklarımızın bölümü beni mahvediyor. İnanın canım acıyor.

Ama hep beraber yaptığımız ve başardığımız videolarımız birçok insan tarafından keyifle izlendi. Alkış aldı. Hepimiz güzel videolar çekmişiz 🙂

Son olarak kongreye katılanlara kongre çantası (içerisinde kongre sunumlarının özeti ve konuşmacıların özgeçmişleri vardı.), sedir ağacı, plaket, sertifika, diyabetle ilgili bilgilerin ve besinlerin karbonhidrat miktarlarının olduğu bir anahtarlık verildi. Diyabetliler İçin Diyabet Kongresi yazısının üzerine tıklayınca fotoğraflara ulaşabilirsiniz.

Sedir ağacı çabuk büyürmüş. Bu ağacı eve sığana kadar büyüteceğim 🙂

Kongrenin büyük emeklerle yapıldığını görmek inanın çok mutlu etti. Ufacık bir katkısı olan herkese tekrar bu vesile ile teşekkürler. Ama Sn Prof Dr İlknur Arslanoğlu’ya özellikle teşekkür etmek istiyorum. Takibinde olduğu hastaları ve kongreye gelen tüm bireyler kendisiyle ilgili birkaç cümle ederken sevdiklerini hissettiriyorlar. Ne kadar bağlı olduklarını anlatıyorlar.

Tüm ekibe verimli geçen toplantı için teşekkürler. Umarım ikinci kongreyi de biz devir alır ve düzenleriz 🙂