Size buradan bildiğiniz doğruları veya yanlışları anlatmak istemiyorum. Akıl da vermek istemiyorum. Sadece yaşamımdaki kesitlerin sadece birini aktarmak istiyorum.
Konumuz SİGARA. Ben maalesef 12-13 yaşlarında başlamış ve ilk paketimi 14 yaşında almış, bu süreçte değişik zamanlarda bırakma girişimim olmuş ama her seferinde sadece kendimi kandırdığımı fark etmiştim. Ve çok ilginç; 90 lı yıllarda günde 4-5 paket Amerikan sigarası içerken yanında günde 5 fincan filtre kahve çok iyi gidiyordu. Hele akşamları içki sofralarının vazgeçilmezi oluyordu. Gittikçe sarıp sarmalayan, tamamen boyunduruk altına alan bu zıkkım beni kendisine adeta aşık etmişti.
’99 da geçirmiş olduğum kalp spazmından sonra- ki o zamanlar diyabetimin başlangıcıdır- doktorların tavsiyesine uyarak önce sıkı bir diyet ve sigarayı bırakma girişimi. Bırakabildim mi acaba? Çok komik. Ben koca adam gizli gizli içiyordum herkesten saklıyordum.Ya kendimden(!!!!!!) Tabi hüsran. Ama azalttım. Üç ay bir iki derken devam. Sonra 2000 senesinin ekonomik krizinin etkileri, bir tusunami vurmuşçasına savrulan ve yıkılan bir yaşam ve yine benim vazgeçemediğim biricik aşkım SİGARAM(!!!!)
Yıllar o kadar acımasızdı ki beni savura savura bayır aşağı yuvarlıyor ve tip-2 diyabetim oluyor. Tip-1 ve vücudumda çok ciddi komplikasyonlar gelişiyor, sıkıntılarımın boyutları artıyor. Sebebi mi? Hep şeker sanırdım ve bir türlü kontrol altına alamazdım. İştahımı düzenleyemezdim. Nefes almam zordu, bir türlü zayıflayamazdım. Bir KATİL beni öldürmeye çalışıyordu sanki. Ama çözdüm cinayeti. Katil çok uzakta değildi. İçimde, yanımda, kalbimdeydi. En yakınımdı beni öldürmek isteyen ve tüm hastalıklarımın tetiğini çeken. Evet yanılmadınız. Aşkım bir tanem SİGARAMDI.(????!!!!!)
Neyseki 03 kasım 2012 sabahı tutuklanarak içeri atıldı ve mahkemece idam cezasına çaptırıldı ve bu masalda mutlu sonla bitti.
İşin esprisi gerçekten de bir sağlık kuruluşundan sigarayı bırakmak için randevu almıştım. Daha bir hafta vardı gitmeme. 02 Kasım günü mahalle bakkalımıza sabah sigara almak üzere uğradım. Spordan gelmiştim. Kan ter içerisinde ve nefes nefese bir haldeydim. Vermedi bana sigara –Abi seni anlayamıyorum. Şu haline bak. Sağlığın için her şeyi yapıyorsun ama bunu bırakamıyorsun. Bu kadar mı zayıf bir karaktere sahipsin. Sana bundan sonra sigara falan yok- Sadece baktım, bir şey demeden eve geldim ve ertesi gün bitti her şey.
Bugün kendimi delikanlı gibi hissediyorum. Nefesim düzeldi. Tüm kötü değerlerim normale döndü. İnatçı kilom 12 kilo düştü ve artık parfüm kokuyorum ve horlamıyorum. Zafer benim.
Buradan tüm sigara içen diyabetlilere sesleniyorum SİGARANIN KÖLESİ OLMAYIN. BIRAKIN. İNANIN ŞEKERLE İLGİLİ ÇOĞU KOMPLİKASYON DÜZELECEKTİR.
DUMANSIZ BİR YAŞAMA MERHABA DOSTLAR
Saygılarımla
Ünsal KANTARCI
ahh ahh bir de ben bırakabilsem… 🙁
Sayın Tahtagurusu
Bütün olay tamamen beyinle alakalı ilk üç gün ve yedinci gün ondan sonra elveda demeye başlıyorsun .Birde kendine şunu soracaksın <>????
Ve şunuda unutma ki ileride yaşayacağın sıkıntı bugün yaşayacaklarından çoook fazla…..
Bu kadar tiryaki iken bırakmanızı tebrik ederim. Daha sağlıklı bir hayat sizi bekliyor ne mutlu size…
Çok teşekkür ederim Dilek hanım gerçekten de çok ama çok mutluyum sizlerde mutlu olun hep….
Ünsal Bey merhaba,
Kim bilir kaç kişi size -ya şu sigarayı ne zaman bırakacaksın demiştir mutlaka ama kimse
“–Abi seni anlayamıyorum. Şu haline bak. Sağlığın için her şeyi yapıyorsun ama bunu bırakamıyorsun. Bu kadar mı zayıf bir karaktere sahipsin. Sana bundan sonra sigara falan yok-” diye bu kadar kesin konuşmamıştır sanırım, üstelik bu işten çıkarı, menfiatı olan biri bir sigara düşmanı olarak o bakkala çok teşekkür ederim.Bazen insanın kendine getiren sözler vardır bu da onlardan biri.
“Kelimelerini değiştir dünyan değişir”
Dost demek gerçektende senin en zor anında dahi hiç bir şey gözetmeksizin hep senin yanında olandır.Eğer ilişkiler içerisinde çıkarlar ön plandaysa böyle durumlarda asla dostluklar olmaz.
Düşünün bu bakkal hergün benden ortalama 15-20 tl para alıyordu yanında ekmek gazteside cabası,şimdi sadece gazete.Yani dolayısıyla kendine zarar vermiş oldu dolaylı olarak.Ama acaba gerçek öylemi? 25 yıllık bakkalım olan bu dost aslında okadar çok şey kazandı ki belki farkında değil ama şurada bunu konuşmak bile bir kazanç.Bu tür iyiliklerin dolaylı getirisi mutlaka olacaktır,yeterki biz hep iyilikten yana olalım ve hep kazanalım yaşamda aslında hiçbir şey karşılıksız değildir.
Size sağlıklar diliyorum kendiniz iyi bakın mutlu olun.
Ünsal Kantarcı