Merhaba,
Az önce blogta gezinirken 9 nisan 2014 tarihli yazımı okudum. Böyle düşündüğüm bir zaman dilimi var mıydı gerçekten dedim kendi kendime. Varmış.. Aslına bakarsanız düşüncelerim hemen hemen aynı ama pratikte kesinlikle düşüncelerimle paralel hareket etmiyorum son 1 yıdır. HbA1c değerlerim 9 larda ilerliyor. Hatta yarın kontrolüm var ve beni bekleyen sonucu tahmin edebiliyorum.
Olaylar şöyle ilerliyor ; HbA1c sonucumu alıyorum hastaneden, kağıt bana bakıyor ben kağıda. İçim sıkıla sıkıla uzun uzun yürüyorum. Eve gidiyorum. Bir posta da ailem üzülüyor, babam kendinden örnekler veriyor. Kolestrolü 1000Lİ değerlerde çıktığında nelerden vazgeçtiğini anlatıyor, beni çok sevdiklerini söylüyor sonra ben de önce kendime sonra onlara söz veriyorum daha dikkatli olacağımı söylüyorum.
Bu aşamadan sonraki 20-30 gün her şey güzel ilerliyor. Ama bir zaman sonra nasıl oluyorsa ipin ucunu kaçırıyorum ve battı balık yan gider hesabı her şeyi mahvediyorum. Verdiğim sözleri unutuyorum. Bu da yetmezmiş gibi içimi rahatlatmak için “Bu hastalığı ben seçmedim, benim tercihim değildi neden ben?!” diye isyan edip sorumsuzluğumu, dikkatsizliğimi güya bir şeylere dayandırmaya çalışıyorum. Ama tabii bu söylediklerime inanmıyorum. Çünkü diyabet neydi? Diyabet bir yaşam tarzıydı, hastalık değildi. Ve ben onunla arkadaştım. O güçlü insanları bulurdu ben de güçlüydüm. Savaşmayacaktım, onunla birlikte yürüyecektim. Birbirimizi üzmeyecektik.
Evet hepsini biliyorum. Bu akşam yine kendime bir sürü söz veriyorum ama bu sefer daha kalabalık bir kitleye karşı. Daha dikkatli olacağım. İpin ucunu kaçırmayacağım. Söz. Nisanda HA1C’m 8’in altında olacak. Söz.
Hoşçakalın.
(Uzun zaman sonra böyle yazabilmek çok iyi geldi bana. Blog için bir kez daha teşekkürler Esra Abla)
Sedanur
test
Selam Sedanur,
Yazdıkların bi yerlerden çok tanıdık geldi 🙂 Maalesef ben de tam anlattığın gibiyim hatta benim sonuçlarımı aldıktan sonra kendime verdiğim sözleri en fazla 5 gün tutabiliyorum bir hafta bile yapamadan ipin ucu kaçıyor. Galiba bu şekilde de yaşayabildiğimi görmek bunu sebebi. Ama madem sen söz veriyorsun herkesin karşısında ben de söz veriyorum. Bugün itibariyle özellikle çikolata ve patates kızartması olmak üzerere kötü yiyecekleri hayatımdan çıkartıyorum. Şirketimizin yemekhanesinde yemek yiyemediğim zamanlar ki hiç de az değiller; hemen fast food’ a yöneliyorum. Gerisi malum… Ama bu sefer söz yapmıcam 🙂
Sözlerimizi tutabildik mi sonraki ay yazışalım. Benim kontrolüm Mart ayında ve en son HA1C’ m 8. Umarım sonuçlarımız daha güzel olur.
Sevgiler.
Funda Yayan Kotuyle arkadas olmak mi olmali bizim cabamiz? O zaman iyimi gecinmis oluruz diyabetle….
Merhaba Nergis abla,
Verdiğimiz sözü tutacağız ben inanıyorum. Gmailimi bırakayım iletişime geçelim olur mu?
sedanurvarol777@gmail.com
Sevgiler
Sedanur Merhaba,
Bu kararına çok sma çok sevindim. Hatta bunu bizimle paylaşmana bile.
Okuyorsundur ama Eşref ve ben 3-4 aydır hayatımızdan çoğu şeyi çıkardık. Olumlu yönde değişimler inanılmaz mutlu ediyor. Bu değişimler de mıtivasyon sağlıyor.
Hayatımızın bu zorunlu yaşam şeklini biz seçmemiş olsak da bu durum yani tip-1 diyabet hayatımızın en temskgerçeği. Ve gerçekten her detaya dikkat etmek lazım. Umarım senden ve Nergis Hanım’dan bir ay sonra güzel haberler alırız 🙂
Sevgiler
diyabet neydi diyabet sevgiydi, dostluktu diyabet EMEKTİ!
Gece gece kahkaha attım yorumuna iyiymiş 😀