Şeker Ölçümleri İçin “Sensör Mücadelemiz”
Esra’nın notu: Harfi harfine katıldığım yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgili dostlar, değerli diyabet aileleri,
Ülkemizde diyabetli çocuk ve gençlerin teknolojiye ücretsiz ve zahmetsiz erişimi ne kadar hak ettiğini sık sık vurguluyor ve bu konuda mücadele ediyoruz.
Çünkü tip 1 diyabette iyi yönetim hem bireyin hem toplumun sağlığını çok olumlu etkilemekte, hatta kaliteye yapılan yatırım sanıldığının aksine tedavi maliyetlerini artırmamakta, tam tersine düşürmektedir.
Yalnız benim dikkatimi çeken, toplum olarak “acı” olgusunu öne çıkarmayı çok seviyoruz. Oysa bu da bizim başından itibaren diyabetli çocuk ve ailesine destek verirken mücadele ettiğimiz bir kavram. Aileler çocuğun canının acıdığına inandığı için tedaviye uyum bozuluyor, çocuklar bu psikoloji içinde girişimleri reddediyorlar. Oysa enjeksiyon ve lanset iğneleri o kadar narinleşti ve iyi bir teknikle acı duygusu o derece sıfırlanabiliyor ki…
Elbette kamu oyunu ve yetkilileri “ikna etmek” istiyoruz. Bunu yaparken günde 4-20 kez parmaktan kan almanın, 2-10 kez enjeksiyon yapmanın zahmeti, külfeti ayan beyan ortada. Bunu öne çıkarmalıyız tamam! Ama zahmet ayrı, acı ayrı bir şey. Sonra çocuğa dönüp “merak etme, acımayacak” dediğimizde nasıl inandıracağız?
Sensörlerden ve pompadan en önemli beklentimiz acısız hayat değil! Gelişmiş diyabet yönetimi! Glisemik dalgalanmaların azalması! Hipo korkusuyla uykusuz gecelerin azalması! Böylece günlük yaşam kalitemiz artarken gelecek için komplikasyon kaygımız da azalacak.
Hedef şekerlere ulaşamadığımızda korkusuzca insülin dozlarını arttıracağız.
Evet, tekrar sesimizi yükseltelim:
Tüm diyabetli çocuk ve gençlere ve çocukluk başlangıçlı erişkin tip 1 diyabetlilere;
- Ücretsiz kaliteli glukometre ve stripler,
- Ücretsiz pompa ve sarf malzemeleri,
- Ücretsiz sürekli ölçüm sistemleri,
- Ücretsiz parmak delme gereçleri,
- Ücretsiz keton izlem gereçleri,
- Senede bir kez kamp katılım ücreti desteği,
- Rutin hastane kontrollerine ücretsiz ulaşım…
Bunlar yapılırsa toplum ve devlet kaybetmez, kazanır !
Prof Dr İlknur Arslanoğlu
test