Biz Ankara’ya gittik görüştük ama ‘Ya olmazsa?’ diye de aklımdan geçmiyor değil. Yani kan şekeri ölçüm çubuklarımızın ve insülin pompası geri ödemelerimiz gibi birçok sıkıntımız çözülecek diye düşünsem de işimizi şansa bırakmayalım.
Hem kendi tip-1 diyabetiniz hem de diğer tip-1 diyabetli arkadaşlarımız için aşağıdaki mail adreslerine dilekçemizi tekrar tekrar gönderin.
Dilekçe yazısının üzerine tıklayarak açılan dilekçeyi bilgisayarınıza kayıt edin ve dilekçenin en altına ad-soyad ve iletişim bilgilerinizi yazın ve tekrar kayıt edin. Mailinizin konusuna ise ‘Diyabetli Bir Birey Olarak Taleplerim’ gibi bir şey yazabilirsiniz. Bu kısım size kalmış. Ama dilekçeyi mailinize eklemeyi ya da mailinizin içerisine dilekçeyi yapıştırmayı sakın unutmayın. Her bir mailin ayrı bir önemi var.
Aşağıdaki mail adreslerine ayrı ayrı ya da tek seferde hepsine dilekçeyi gönderebilirsiniz.
- gsstibbimalzeme@sgk.gov.tr
- hgok@sgk.gov.tr
- gssgm@sgk.gov.tr
- gssizleme@sgk.gov.tr
- gssilaceczacilik@sgk.gov.tr
- gsssaglikhizmet@sgk.gov.tr mail adreslerine gönderin. Çok zamanınızı almayacak. Hatta tanıdıklarınızdan bile rica edebilirsiniz mail göndermeyi. Ne kadar fazla mail giderse o kadar etkili olacak.
2aylık çiçeği burnunda tip-1 diyabetli olarak maili bende gönderdim.hayırlısı bakalım
merhaba Esra hanım ben dilekçe yazılı yere bastım yüklenen dosya açılmadı nasıl yapayım anlayamadım bende göndermek istiyorum taleplerimi olmazsa yarım evdekilerden yardım alayım
Selma Hanım,
Bilgisayarınızda ya da internetinizde sorun olabilir. Dilekçe açılıyor.
sevgiler,
esra hanım dilekçeleri gönderdik ….inşallah güzel sonuçlar gelir…bize yetmiyor ya 9 kutu ölçüm çubuğu..achu chek performa nano kullanıyorum… bıktım artık.kayseride gitmediğim eczane kalmadı…hepsi fark alıyor en az 10 tl…hepsidemi vicdansız bilmiyorum ……yorumsuz…….
Herkese Merhaba,
Bugün ilk defa kısa olsa da GSS’den bir çalışanın yazdığı bir cevap aldım. Sizlerle aşağıda paylaşıyorum.
From: gssgm [mailto:gssgm@sgk.gov.tr]
Sent: Tuesday, January 21, 2014 9:13 AM
To: Esra Avcı
Subject: RE: ESRA AVCI – TİP-1 DİYABETLE İLGİLİ DİLEKÇEMİZ HAKKINDA
Talebiniz alınmıştır ilgili servisimizce değerlendirilecektir.
sevgiler
Sn. Ümit Ali AKCAN
Kan şekeri ölçüm cihazı ile şeker ölçüm çubuğu hakkındaki 07.11.2013 tarihli, 912741 sayılı Bimer başvurunuz incelenmiştir.
Söz konusu başvurunuzda da belirtildiği üzere Sağlık Uygulama Tebliği’nin 3.3.2 – Şeker ölçüm çubukları başlıklı bölümde;
c) Kan şekeri ölçüm çubukları;
1) Tip I diyabetli çocuk hastalar (18 yaş altı), gebeler, transplantasyon hastalarında sağlık raporunda tedavi protokolü olarak belirtilen adetler esas alınarak,
2) Tip I diyabetli erişkin hastalar ve insülin kullanan tip II diyabetli tüm hastalarda ayda en fazla 150 adet,
3) Medikal tedavi ile kontrol altında tutulan hiperinsülinemik hipoglisemisi olan çocuk hastalar için ayda en fazla 150 adet, erişkin hastalar için en fazla 50 adet,
4) Oral antidiyabetik ilaç kullanan diyabetli hastalara 3 ayda en fazla 100 adet hesabıyla,
reçete edilmesi halinde bedeli Kurumca karşılanır.” hükümleri doğrultusunda karşılanmaktadır.
Başvurunuzda yer alan konu değerlendirilmek üzere ilgili birime iletilmiştir.
Bilginizi rica ederim.
MAİLLERE GELEN CEVAPLARI SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM. SELAM VE SEVGİLERİMLE.
07.11.2013 tarihli başvurunuz incelenmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63 üncü maddesinde “Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığı’nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili kılınmıştır.”, “Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir.” hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümler doğrultusunda Sağlık Uygulama Tebliği ve eki listelerinde yer alan tıbbi malzeme teminine ilişkin kriterler Kurumumuzda ilgili branş akademisyenlerinin katılımıyla oluşturulan bilimsel komisyonlar tarafından belirlenmekte ve Sağlık Bakanlığı’nın görüşleri de alınarak yayımlanmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Sağlık Hizmetleri’nin Ödenecek Bedellerinin Belirlenmesi” başlıklı 72. Maddesi çerçevesinde kanunda sayılan ve finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkili kılınmıştır. Yine aynı maddenin değişik ikinci fıkrasında söz konusu komisyonun; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, Maliye, Sağlık ve Kalkınma bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularını temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşturulacağı hükmü yer almaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere tıbbi malzemelerin fiyatları ve teminine ilişkin kriterler yalnızca Kurumumuz tarafından belirlenmemekte olup, talepleriniz Sağlık Uygulama Tebliği çalışmalarımızda değerlendirilecektir.
Bilgilerinize rica ederim.
Sayın Ü. Ali Akcan,
Yakın zamanda gönderilen dilekçelere sizin 11. ayda aldığınız bu cevapları artık vermiyorlar. Zira çözüm üretmek zorundalar.
Usanmadan dilekçe göndermek lazım.
sevgiler
Arkadaşlar merhaba ,
Yola çıkış amacımız ile yolda aldığımız aksiyonlar birbirini tutmalı. Yoksa daha öncekiler gibi boş bir mücadele olur. Esra Hanım ile çok kez gidilecek yol konusunda konuştuk ama tekrar söylüyorum. İkili ilişkilerden alacağımız verim , binlerce dilekçeden daha verimli olacaktır. Zira burası Türkiye ve hergün binlerce dilekçe rafa kaldırılıyor. Son yapılan girişimlerin sonucu beklenmeli bence.
Emrah Bey Merhaba,
Bu konudaki dilekçe yansımalarını size anlatmıştım. Bu dilekçeler kıvılcım yarattı. Sonra ikili görüşmelerle desteklendi ve daga bir anlam kazandı. Ocak ayı kritik bir ay. Sonucu görene kadar her yolun mübah olduğunu düşünüyorum.
Yarınki görümelerimiz de final olacak. Umarım her bir dilekçe ve her bir görüşme bizi sonuca ulaştırır.
Sevgiler
ben bugün dün önceki gün dilekçeleri yine gönderdim yine mail attım inşallah allahın izniyle çabalarımız karşılık alıcak buna yürekten inanıyorum.
Ben de gönderdim dilekçemi. Umarım olumlu sonuçlar getirir. Çünkü bize yapılan büyük bir haksızlık. Bana ancak günde 4 defa ölçme iznim var ama gün içerisinde ben fark etmeden çok fazla düşünüyor. Esra Hanım’ın da çok güzel belirttiği gibi bu bizi çok zor durumda bırakıyor. Ne kadar hayati bir durum olduğunun farkında değil devletimiz maalesef.
sevgili esra hanım siz çok aktifsiniz, okan bayülgene çıksak acaba şu omnipod a biçare olurmu.biliyorsunsuz kemik iliğinde kampanyasını.giyim kuşam kozmetiğin her türü ithal edilirken nasıl omnipod gelmez. mevcut firmalarmı önünü kesiyor acaba.
Güler Hanım Merhaba,
Blog olarak Omnipod için de çok çaba sarfettik ama Omnipod’un ana firması Ypsomed Türkiye pazarına oazarlama stratejisi gereği girmek istemiyor. Genel müdürlerine kadar görüştük.
Ki Türkiye’de Omnipod bloğumuz sayesinde duyuldu.
Okan Bayülgen’in kanalı bizi kabul etmedi 🙁
Sevgiler
“Bir gün siz veya en yakınınız da Tip 1 Diyabetli olabilir, bizi o gün anlamayın. Geç kalmadan lütfen bu e-maillerimizi dikkate alın.” notumla birlikte dilekçeyi gönderdim. Her şey yazılmış çizilmiş hazırlanmış. Bizlere sadece dilekçeyi göndermek kalmış emeği geçenlere kocaman teşekkürler.
Merhabalar
Bu konuda hala dilekçe gönderebilir miyiz?
Son durum nedir ?
Teşekkürler
Murat Bey,
İsterseniz halen gönderebilirsiniz. SUT daha revize edilmedi.
sevgiler
esra hanım sensörlü pompada bazal ayarı yaparken 0.075 den 1.00 a geçiyor 0.80 yapamıyorum önceki pompamda 0.80 bazalım var ama ayar yapamadım yeni aldım sensörlü pompayı bende çok ayrıntılı gibi ilk oluncamı böyle yoksa diğeride öyleydi alışmıştık teşekkürler
Mehmet Bey Merhaba,
Aslında 0,05 olarak atlaması lazım ama bence pompanızın firması ile görüşün.
sevgilef
ayarı yaptım teşekkürler esra hanım
esra hanım bu dilekçeler yine aynı herhalde ben en son aralık 12 ve 13 ‘ünde göndermiştim.bir cevap almadım.bu gün yine aynı yerlere gönderdim.GENEL SAĞLIK SİGORTASI İLAÇ VE ECZACILIK DAİRE BAŞKANLIĞI’NA
Bilindiği üzere ülkemizde milyonlarca kişi iyileşmesi ve tedavisi günümüz koşullarında namümkün olan diyabetten muzdariptir. Bunlar arasında her yaş grubundan hastalar mevcut olmakla birlikte sayıları gün be gün de artarak çoğalmaktadır.
Artık çağın hastalığı olarak adlandırılan ve kronik bir rahatsızlık olan diyabette, kan şekerinin daha iyi kontrol edilerek regülasyonun sağlanmasına, dolayısıyla da bağlı komplikasyonların engellenmesine ya da en azından minimuma indirgenmesine yönelik var olanlardan daha verimli ve etkili sonuçlar elde edilmesi, ve diyabetin önlenmesi, geri döndürülmesi veya tamamen tedavi edilmesi adına yapılan araştırmalara gerek ülke gerekse de dünya çapında devam edilmekte, fakat bu süreçte de umudunu her yeni gelen gelişme haberine bağlayan ve bu şekilde diri tutmak isteyen biz diyabetli ve yakınlarının, şimdilik bu hastalık ile gerek mevcut maddi ve manevi hal ve şartlarımız gerekse de devletin sunduğu kısıtlı imkanlar dahilinde mücadele etmeye çalışmaktan başka bir çaresi bulunmamaktadır.
Anayasamızca da kabul edilen sosyal devlet ilkesinin en temel amacı, herkese insan onuruna yaraşan asgari bir yaşam düzeyi sağlamak olmakla beraber böyle bir yaşam düzeyinin sağlanabilmesi için diğer zaruri hakların yanında kişilere sosyal güvenlik hakkı ve sağlık hakkının da verimli ve etkili bir şekilde sunulması ve bireylerin de bu hakkı etken bir şekilde kullanabilecekleri ortamın hazırlanması şarttır. Zira devletin bu hakları sadece tanıyıp bir kenara çekilmesi ya da çok sınırlı olarak bu hakların verilmesi yeterli olmamakla devletin hakların kullanılabilmesi için vatandaşına olumlu edimde bulunması gerektiği tartışmasızdır.
1982 Anayasasının “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65’inci maddesi de sosyal hakların, devletimize direktif verme niteliğini açıkça ortaya koymaktadır: “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek, malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir”. Anayasa madde metninde bahsedilen bu görevin amacına uygun önceliğini gözetmek ve mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirmek de iktidardaki sayın devlet büyüklerimizin takdirinde bulunmaktadır.
Bu çerçevede, devletin anayasal bir ilke olan sosyal devlet ilkesini gerçekleştirebilmek adına başvurduğu araçlardan biri olan vatandaşına sağladığı sosyal güvenlik hakkının ve bunun etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi için sunduğu sosyal güvenlik kamu hizmetinin temel amaçlarından biri, oluşan mesleki, sosyo-ekonomik ve fizyolojik risklere karşı vatandaşını korumaktır. Devlet bu amacını yine bir takım araçlar vasıtası ile gerçekleştirir. İşte bu araçlardan biri de sosyal sigortadır. Sosyal güvenliğe ve konumuz kapsamında olması hasebiyle sosyal sigortaya ve bunun verimli bir şekilde işlerlik kazanmasına duyulan ihtiyaç ile bu ihtiyacın devlet tarafından giderilmesi ise en öz tabir ile kişinin yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu unsurlardan nefes almak gibi hayati bir husus olduğundan, üzerimizde bir çatı olan devletimizin bu konuya en üst seviyede titizlikle yaklaşması ve gereksinimler üzerinde de yine aynı derecedeki ihtimamla durması lazım gelmektedir.
Tüm bu açıklamalarımızdan sonra diyabetliler ve diyabetli yakınları olarak bizlerin yaşadığı sıkıntıları da izah etmek zarureti doğmaktadır.
a- Diyabette kan şekeri ölçümünün ne denli hayat kurtarıcı olduğu su götürmez bir gerçektir. Diyabetliler (özellikle Tip-1) kan şekerlerinin normal olduğu dönemlerde bile günde en az 7-8 kez kan şekeri ölçümü yapmak zorundadırlar. Gün içerisinde yaşayabilecekleri hipoglisemi veya hiperglisemi anlarında ise bu ölçüm sayısı yaşadıkları durumun getirdiği zaruretten ötürü onların da istemediği şekilde artmakta ve kan şekerlerinde normal değerleri görene kadar kimi zaman 15 hatta 20 yi bulabilmektedir. 24 Mart 2013 tarihli ve 28597 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin şeker ölçüm çubukları ile ilgili 3.3.2 maddesinde ölçüm çubuklarının Tip 1 diyabetli çocuk hastalar, gebeler, transplantasyon hastalarında sağlık raporunda tedavi protokolü olarak belirtilen adetler esas alınarak; Tip 1 diyabetli erişkin hastalar ve insülin kullanan Tip 2 diyabetli hastalarda ayda en fazla 150 adet; medikal tedavi ile kontrol altında tutulan hiperinsülinemik hipoglisemisi bulunan çocuk hastalar için ayda en fazla 150 adet, erişkin hastalar için en fazla 50 adet; oral antidiyabetik ilaç kullanan diyabetli hastalara 3 ayda en fazla 100 adet hesabıyla reçete edilmesi halinde bedelin kurumca karşılanağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Bu tebliğe göre örneğin tip 1 diyabetli erişkin bir hastanın, kan şekeri normal değerler arasında seyrederken bile günde en az 7-8 kez ölçüm yapması gerekirken (-zira, kendisinin fark edemediği düşüşler veya yükselişler meydana gelebilir) en fazla 5 kez kan şekeri ölçümü yapabileceği öngörülmüştür. Bu ölçüm sayısının ise yukarıda arz ettiğimiz nedenler ile olması gereken sıklıkta olmadığı ve hastayı birçok yönden – en başta fizyolojik olarak – sıkıntıya düşürebileceği, diğer bir deyişle o hastanın sosyal hayatını,sosyal çevresini ve çalışıyorsa çalışma yaşantısını etkileyebileceği dolayısıyla yetersiz olduğu ortadadır.
b- Bundan başka, tümü kurumca karşılanan kan şekeri ölçüm çubukları ve bunların kullanıldığı kan şekeri ölçüm aletlerinin her zaman doğru ölçüm yapmadığı da bunları kullanan diyabetli hastalarca kötü tecrübeler yaşanarak anlaşılmıştır. Söz konusu ölçüm aletlerinin de yeniden bir teste tabi tutularak beklenen doğru sonuçları verenlerin kullanıcılara sunulması kanaatimizce daha sağlıklı ve güvenilir sonuçlara erişilebilmesi için elzemdir.
c- Tümü kurumca karşılanmayan ve fakat daha güvenilir ölçüm yaptıkları kullananlarca tecrübe edilerek saptanan kan şekeri ölçüm cihazlarının ölçüm çubuklarından alınan katkı payı da biz diyabetlileri ve yakınlarını önce maddi akabinde ise bunun getirdiği yük hasebiyle manevi olarak sıkıntıya düşürmektedir. Örneğin kimi hasta veya yakınları güvenilirliği nedeniyle tümü kurumca karşılanmayan XXX cihazını ve onun çubuklarını kullanmakta fakat bunlardan kutu başına yaklaşık olarak 15 TL gibi bir fark hasta veya ailesi tarafından ödenmektedir. İlgili tebliğde öngörülen sıklıkta ölçüm yapan (yani günde en fazla beş kez) tip 1 diyabetli erişkin bir hasta bu durumda üç ayda fazladan en az 135 TL ödemek durumunda kalacaktır. Hastanın kan şekerinin yüksek veya düşük olduğu zamanlarda ise daha sık ölçüm yapması gerektiği hususu göz önünde bulundurulduğunda ise, ödemesi gereken katkı payı tutarı artmakta ve yaklaşık olarak 350-400 TL ye ulaşmaktadır. Gelir düzeyi düşük olup da bu hastalıktan zaten mağdur olan ve sosyo-ekonomik yaşantısını da buna göre ayarlamak isteyen hastanın bütçesi bu durumda inanılmaz sarsılmakta ve hatta çoğu hasta da bunu zaten maddi durumu yetersiz kaldığından karşılayamamakta dolayısıyla telafisi güç ve hiç arzu edilmeyen, riskli sonuçlarla yüzyüze kalmaktadır.
d- Bazı hastalar hayati fonksiyonlarını, yaşamlarını idame ettirebilmek için günde en az dört kez insülin iğnesi vurulmak yerine hayatlarını daha çok kolaylaştırdığı, kan şekerlerinde regülasyon sağladığı ve yaşam kalitelerini de arttırdığı için insülin pompası kullanmayı tercih etmektedir. Tebliğde de belirtildiği gibi, İnsülin pompası açık loop mikro infüzyon pompası (sensörsüz insülin pompası) ve kapalı loop infüzyon pompası (sensörlü insülin pompası) olarak ikiye ayrılmaktadır. Her ikisinin de bir kısmı kurumca karşılanmasına rağmen, büyük bir kısmı yine hasta tarafından ödenmekte (örneğin sensörlü pompa bakımından yaklaşık 4000 TL gibi bir tutar hastaca ödeniyor), bu da hastayı yine maddi olarak zor duruma düşürmekte ve hatta daha kaliteli bir yaşam için pompa kullanmak isteyip de ödeme güçlüğü içinde olan hastalar çok istemelerine rağmen pompa kullanıcısı olamamakta dolayısıyla her gün iğne ile yaşamaya devam etmektedirler.
e- Pompada kullanılan infüzyon setleri için hastalarca önceden peşin olarak para ödenmekte daha sonra ödenen bu bedelin bir kısmı hastaya geri verilmektedir. O an için maddi olarak zor durumda olan bir hasta, parası yok ise elinde olması gereken pompa setlerinden yoksun kalmak zorunda olacaktır. Aynı hasta yapması gereken ödemeler ve bu ödemelerin bir kısmının iadesi için gerekli başvuruları yapmak adına kendi mesaisinden harcamak zorunda kalmakta bu da başkasının yanında çalışan işçi veya memur statüsünde olan hastaların işvereninden veya çalıştığı kurumdan sürekli izin almasını gerektirecek bir durumdur.
f- Ayrıca ‘sürekli ilaç raporunu’ belirli periyotlarla yenilemek için gerekli başvuruları yapmak ve raporu alabilmek adına kendi mesaisinden harcamak zorunda kalmakta bu da başkasının yanında çalışan işçi veya memur statüsünde olan hastaların işvereninden veya çalıştığı kurumdan sürekli izin almasını gerektirecek bir durumdur. Tip-1 diyabet sürekli bir hastalık olup ilaç raporlarının ömür boyunca olması durumunda hastaya büyük katkı sağlanabilecektir.
g- Sensörlü insülin pompası(kapalı loop mikro infüzyon pompası)’nda kullanılan sensörler bakımından da yukarıda az önce izah ettiğimiz husus geçerli olup bundan başka bu pompa türünde kullanılan ve kullanım süreleri en fazla 6 gün, adet fiyatı ise 90 TL + KDV olan sensörlerin (kaldı ki sensörlerde arıza çıkması durumunda bu kullanım süresi daha da kısalmaktadır ve kullanılan sensör adedi de artmaktadır.) ayda toplamda 5 kez kullanılması gerekirken, kurumca ayda sadece 2 adet sensör ödenmektedir. Yani sensörlü pompa kullanıcısı ayda diğer masrafları hariç olmak üzere sırf sensör bedeli olarak 360 TL +KDV gibi bir tutarı kendisi karşılamak suretiyle ödemek durumunda kalmaktadır. Bu da tekraren daha kaliteli bir yaşam sürmek için elindeki tüm imkanları zorlayıp da sensörlü insülin pompası kullanan ve kullanmaya da devam etmek isteyen hastayı ve yakınını madden çıkmaza sokmaktadır.
Sayın Genel Sağlık Sigortası İlaç ve Eczacılık Daire Başkanlığı
En başta da durumumuzu sizlere izah etmeye çalıştığımız gibi, hep beraber muzdaribi olduğumuz diyabet hastalığının kesin ve kalıcı bir tedavisi bulunana dek hastalığımızı elimizdeki imkanlarla yönetmeye çalışmaktayız.
Bizleri en başta fizyolojik, bununla bağlantılı olarak da çoğu zaman manevi bakımdan sıkıntıya sokan hastalığımızın günümüz koşullarında mümkün olan ve kişisel tercihlerimize göre en verimli olarak düşündüğümüz tedavi yöntemlerine erişme konusunda bizleri özellikle yukarıda izahına çalıştığımız hususlarda maddi olarak rahatlatacak düzenlemeleri getirmenizi veya mevcut düzenlemeleri bizlerin lehine olarak yeniden gözden geçirmenizi, bu anlamda sizlerin de biz diyabetlileri ve ailelerini makul çözüm yollarına kavuşturmanızı talep, bu emeğinizin bizlerin ve ailemizin yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyeceğini ve ancak o şekilde insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyine sahip olabileceğimizi beyan ve durumumuzu bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz.
05.03.2014
Saygılarımla
Tip-1 Diyabetli AYŞE ALGÜL
E-mail: a.yucelalgul@hotmail.com
İletişim: 0537 xxxxxxx
umarım doğrudur.bu şekilde göndermiştim daha önceden de bu gün gönderdiğimde aynısı.emekleriniz ve emeklerimiz umarım karşılıksız kalmaz.sevgilerimle
Ayşe Hanım Merhaba,
Doğru yapmışsınız. Elinize sağlık. Halen yeni SUT yayınlanmadı. Umarım güzel revizeler olur.
Bazen cevap verirken bazen de cevap vermiyorlar maalesef.
sevgiler