Tip-1 Diyabetin Fren Etkisi
Geçtiğimiz Cumartesi günü Yeditepe Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde okuyan ve kendisi de tip-1 diyabetli olan akranımla bitirme tezi röportajı için buluştuk. Röportajdan aklımda kalan ve sizlerle de paylaşmak istediğim bir cümleyi paylaşmak ve üzerine konuşmak istedim 🙂 Bu arada röportaj bana gelince fotoğraflarla birlikte paylaşacağım. Merak etmeyin 🙂
“Tip-1 diyabet beni fren yapmaya zorladıkça keşke diyabetli olmasaydım dediğim zamanlar oluyor.”
Beni tanıyanlar bilir. Aynı anda birçok işi yapıp sonuca ulaşan biriyimdir. Ki zaten artık hem iş hayatı hem de sosyal hayat bunu gerektiriyor. Artık devir de değişti 🙂
İş hayatında buna “multitasking” deriz 🙂 🙂 🙂 Yani, birden fazla işi bir arada yürütebilme yetisi 🙂 Bu konuda bazen kendimi aştığım oluyor.
Bu arada artık bu durum yani aynı anda çok işi yapabilme konusunda nam salmış durumdayım. Ve bu şekilde bir profil olmak da bana zor gelmiyor, mutlu ediyor.
Ama ne zaman ki şeker dengesizleşmeye başlıyor her şey farklılaşıyor. Hipoglisemi anlarını bu yüzden fren yapma ile özdeşleştiriyorum. Ve işte o fren yaptığım anlarda bazı şeyleri yapamamak sebebiyle kendime kızmaya başlıyorum 🙂 Çünkü iş hayatında 200 km/saat hızla gitmeye alışmışken birden frene basmak ve bazen de daha sert basmak ya da vites küçültmek… Offfff….
Neden tip-1 diyabetliyim demedim. Ya da bula bula beni mi buldun demedim. Ama bahsettiğim konuda bana fren yapma ihtiyacı hissettirdiğinde ‘Allahım. Neydi günahım?’ diyorum 🙂
Peki ya sizler? Sizlerde de benzer düşünceler oluyor mu? Neden ben dediğiniz anlar genelde hangi konularla ilgili oluyor?
Görsel kaynak: clipartfest.com
test
cigdemerdemzm Zeynep bu ara çok diyor.özellikle bol bol dondurma yemek istediğinde ya da yoğun bir oyun temposuna girdiği zaman kendini engellenmiş gibi hissediyor.arkadaşları ile oyun oynarken kan şekerini kontrol etmek ya da pompası çıkarıp insulin göndermek 8 yaşındaki kızımı bu aralar rahatsız ediyor.galiba frene basmak istemiyor.ve en büyük hayali diyabetin bitmesi.çığlıklar atarak kutlayacakmış o anî….
diyabetimben @cigdemerdemzm Maalesef. Her yaşta bu fren etkisi oluyor 🙁 Benim de halay çekme hayalim var 🙂
9 yasindaki ogluma 4 ay once teshis konuldu. Onun icin de oyunu birakmak, antremanalrda sekerinin yukselmesini beklemek cok zor oluyor.
Esra Hanım merhaba,
33 yaşındayım ve tam 3 ay önce Tip1 diyabet teşhisi konuşmuş çaylak bir diyabetliyim 🙂 Öncelikle emeğiniz’e , özveriniz’e ve ne kadar fren etkisi olsa da enerjinize hayran kaldım. (Maşallah diyoruz :)) Sitenizde okumadığım sayfanız kalmadı sanırım.
Fren olayına gelince, daha yeni ve alışma sürecinde olduğum için olduğum bırakın freni ben şu anda “boş” da gidiyorum 🙂 işin psikolojik boyutu daha fazla tabi ki… ya düşerse, ya çıkarsa diye kendimi çok daha fazla kısıtlar durumdayım.
Sorgulama, isyan, kabullenme süreci içinde dönüp duruyorum. Ben haftasonları trekking yapar ve aylık seyahat programları hazırlardım, sanırım şu anda onları yapmadığım için arada neden ben diye çıkmaza giriyorum.
Zeynep Hanım Merhaba,
Evet. Hiç bitmeyen pil takmışlar içime 🙂 🙂 Diyabet olmasaydı ne olurdu tahmin bile edemiyorum 🙂
3 aylık ya da 15 yıllık olsanız da aynı endişeler var. Siz şu an düşerse, yükselirse ne olacağını bilemeyeceğiniz için kısıtlamaya gitmeniz normal.
Eminim siz de kısa sürede toparlanır ve sonrasında ara ara isyannn moduna girersiniz benim gibi 🙂
sevgiler
Selamlar,
Yaşım 30 ve tip-1 diyabetli olduğumu yaklaşık 1 sene evvel öğrendim (belki biraz daha fazla). Tip-1 diyabet günlük yaşantımda çok fazla bir fren etkisi yaratmadı ama önemli konular ve kararlar konusunda fren etkisi değil adeta duvara çarpma etkisi yarattı. Amerika’ya yüksek lisans yapmaya gittim bir kaç sene evvel. Yüksek lisansımı bitirdim ve ülkeye dönüp kurumumda görevime başladım (bir çeşit burs ile devlet adına öğrenime gitmiştim). Öğrenimime burada da devam etme konusunda kararlıydım ve döndükten bir kaç ay sonra katıldığım bir çalıştayda ODTÜ’den bir hoca birlikte çalışabileceğimizi söyledi. Çalıştaydan dönüp, hoca ile görüşüp doktoraya başlayacaktım. Gelin görün ki çalıştaydan dönünce bir süredir devam eden susuzluk hissi (ne kadar su içsem de geçmiyordu) ve geceleri 5-10 kere tuvalete kalkmam beni iyice rahatsız etti ve doktora gittim. Tip-1 tanısıyla yatırdılar hastaneye, 10 gün kaldım. 10 gün boyunca doktorum ne yaparsan yap stresi hayatından uzak tut dedi. Ben de mizac olarak aşırı stresli bir insanımdır (yapmam gereken bir iş var ise dünyam o işin etrafında döner). Eğitim almayı da hem çok sevip hem çok ciddiye aldığım için 4-5 senelik bir doktora sürecinin stresiyle başa çıkamayacağımı ve sağlığımdan önemli olmadığını düşündüm ve hayatımı bu anlamda rölantiye aldım. Tip-1 tanısı konmadan önce içimde olan enerjinin ve isteğin yerinde yeller esiyor şu anda.
Özetle, günlük hayatımı çok etkilemiyor şu anda ama bu konuları düşündükçe neden ben demesemde keşke olmasaydı diyorum.
Merhaba Volkist,
Gayet iyi özetlemişsiniz aslında. Bazılarımızda duvara çarpma etkisi oluyor maalesef. Özellikle kararlar noktasında.
İstek ve enerji bende halen var ama eskiye nazaran azaldı galiba 🙂 Bu yaşların etkisi midir bilmiyorum ama son birkaç yıldır bunu düşünüyorum.
Ne yapalım. Zorunlu bir yol arkadaşımız var 🙁
sevgiler,
Muharrem Hünerli Fren etkisi hipo durumu dışında yemek saatleriniz geldiğinde de etkili oluyor . Bir işe çok güzel başlıyorsun. Her şey güzel giderken ya yemek saatin geliyor. Ya hipoya girmek üzereysen. Konsantrasyon sıfıra iniyor. Yapacağın on dakikalık iş yarım saat oluyor. Bu yüzden plan programlı çalışmak zorunda kalıyorum. İş görüşmelerim dahi bu saatlere göre planlıyorum. Dışarıda bankada vb işlerim olduğunda yine aynı durum söz konusu. Her şeyi hayatımda puko döngüsündeki gibi yaşamaya başladım . Diyabete geç yaşta yakalanan biri olarak . Geçmiş özellikle son dönemlerim aklıma geldiğinde . Beni ne kadar kısıtladığını çok net görebiliyorum maalesef .
Esra Avcı Doğru. Aslında özellikle iş hayatındaysak her şeyi planlı yapmak önemli. Son 2 yıldır en azından ara öğün saatlerine yakın ajandama bi toplantı ya da görüşme koymamaya dikkat ediyorum 😊 Dediğiniz gibi bazen bi projeye müthiş motivasyonla başlıyorsun. Pat şeker dengesizleşiyor 😬 Sonuç olarak bazen her şeyi karmaşıklaştırıyor bu diyabet
Esma Rüzgar O fren hissi hep var 🙁
diyabetimben.com Evet. Maalesef
f_yavas Benim kızım da üç yaşında iki yıldır diyabet söyledikleri yaşına göre o kadar büyük sözler ki anne olarak cok üzülüyorum ama elden gelen hiç bir şey yok 😯😯
diyabetimben @f_yavas Evet. Elden gelecek bi şey yok. Çünkü bizim için tip-1 diyabet zorunlu bi yaşam şekli 😔 Mecburen birlikte yol almak zorundayız.
ebrukhan Daha sabah işe gelirken yaşadım otobüste çantamı canhıraş bir şekilde karıştırırken 😡günlük hayat daha kolay olmalı
diyabetimben @ebrukhan 😂😂😂
htckrktk83 Benim kizimda sekiz yasinda iki bucuk yıldır diyabetli aynen dondurma mevsimi gelince niye bitmiyor bu diyor diybetten kurtulunca insulin kalemlerini coookkk uzaklara firlatacakmis 😢
diyabetimben @htckrktk83 İnsülin kalemlerini uzaklara atma fikri güzelmiş 😍
ben 23 yaşımda diyabet oldum şu an 32 yaşımdayım. diyabet söz dinlemez, huysuz, inatçı bir yol arkadaşı. o ne isterse o oluyor sizin hiç sözünüzü dinlemiyor. koşturmak istiyorsunuz şekeriniz düşüyor hop duruyorsunuz. şekeriniz yükseliyor haliniz kalmıyor hiçbir şey yapamıyorsunuz. iş hayatı için çok zor. ama küçük kardeşlerimi düşünüyorum onlar için çok daha zor. aileleri için çok zor çocuğunu o halde görmek. hastalıklar imtihandır bunlarla baş etmeye çalışıyoruz ve kendimizden daha zor durumdakilere bakıp halimize şükrediyoruz. nasrettin hocanın dediği gibi damdan düşenin halinden damdan düşen anlar onun için buradaki paylaşımlar kıymetli. diyabet olmayan biri sizin neler yaşadığını bilemez. dualarımız kök hücre tedavisiyle bu hastalığın tedavisinin bulunması için. seyahatlar de çok zor diyabetliler için. diyabetlinin performansı düşük oluyor iş dünyası için. ingiltere başbakanı tip-1 diyabetliymiş nasıl ülke yönetiyor merak ediyorum:) allah minik kardeşlerimize hepimize şifa versin. rahatça dondurmalar,pastalar yiyebilirler inş
Selamlar, öncelikle samimi paylaşımlar için teşekkürler.
20 yıl önce diyabet Tip II olduğumu öğrenince şok olmuştum Günde 4 kez insülin kullanıyorum ama şimdi geriye baktığımda bazen de olumsuz taraflarına takılmamak gerek diye düşünüyorum. İyi ki insüline geçmişim, haplar insanı uzun vade de öldürüyor. Bazen bize bu tip rahatsızlıklar hayatla barış içinde olmayı dingin olmayı ve zamanında fren basmayı ( bu terimi çok sevdim 🙂 ) öğretebiliyor! Yaşım şu anda 57 ve büyük bir şirkette ileri sanayi teknolojileri, otomasyonlar ve robot teknolojileri konuların da yoğun bir şekilde araştırıyor ve çalışıyorum. Bu arada düzenli spor yapıyorum. İnanmıyacaksınız ama TYF Master Yüzme yarışmalarına katılıyorum, ve üst sıra derecelerim var. Ara sıra kontrollerde farklı doktorlara gidiyorum bana son ilaç raporumda yorumu şu oldu ” insülinin büyüme hormonunu durdurduğunu biliyoruz ve sen de net bir şekilde gözüküyor” dedi. Aslında kimse yaşımı çıkaramıyor ben spora bağlardım ama insülin de çok önemliymiş! yani demek istediğim bazen hastalıklar yaşamla dengemizi sağlamamız için bize verilen bir değer diye düşünülmeli, tabi ki dermansız hastalıkları kast etmiyorum!
Faruk Bey Merhaba,
Yorumunuz ve katkınız için ben de size teşekkür ederim.
İnsülinin bahsettiğiniz gibi bir etkisi bulunuyor. Ama doğru doz ve kan şekeri regülasyonu sağlandıkça büyüme ve gelişmere negatif etkisi bulunmuyor.
57 yaşa göre (standartları düşünerek 🙂 ) hem iş hayatında hem de spor hayatınızda farklılık yaratıyor olmanız zaten muhteşem.
Eşim Eşref de bana der; “Tip-1 diyabet olmasaydın eminim şu anda ya devrim yapmıştın ya da daha üst düzey yerlerde olurdun.” diye 🙂 Bazen hayatın kendi içindeki bu dengeyi de kabullenmek gerekiyor.
selamlar, sevgiler
Selamlar Esra hn.,
Gerçekten çok etkilendim, eşinizle birlikte çok bilgilendirici, aydınlatıcı harika videolar ve bilgiler paylaşmışsınız.
Umarım her şey dilediğiniz gibi olur, cesur, moral veren ve teşvik eden tüm değerli katkılarınızı gönülden kutluyorum.
Saygılar ve sevgilerimle
fren etkisi konusunda başta Esra Hanım size ve diğer diyabet kardeşlerime:) bir konu danışmak istiyorum. yüksek şekerden dolayı aşırı yorgunluk ve halsizlik yaşıyoruz gün içinde ve iş hayatında bu bizi çok etkiliyor. bunun yanında bir de yüksek şekerde sık tuvalete gitme durumu var bu ise toplu taşıma araçlarında trafikte kabus gibi bir durum. ben insülin pompası kullanıyorum rapor dönemim geldi öbür ay. aynı anda hem kalem hem pompa raporu hazırlatamıyorum. pompayı hayatımızı kolaylıştırması tabiki en başta sağlık açısından daha düzenli şeker değerleri için kullanıyoruz. acaba tekrar iğneye geçsem daha konforlu bir hayatım olabilir mi? vücuduma bağlı pompa olmadan kalemim yanımda dolaşsam daha iyi olabilir mi iş hayatında? pompa 4 saniyede bir bazal salgı yapıyor bunu faydalı olarak görüyoruz. acaba sadece bolus anlamına gelen iğne kullanımı trafikte bizi rahatlatır mı? iş hayatında bize esneklik sağlar mı? aslında pompanın bunu sağladığını düşünüyoruz ama. gün içinde bazal salgısı hipoglisemiye sebep olabiliyor öğlen az yediyseniz. nedir görüşleriniz?
Ben sürekli araç kullanmam gereken bir işte çalışıyorum metehan bey.. henüz pompa kullanımına geçmedim sizin gibi hipoglisemi endişesinden dolayı çareyi düşük karbonhidrat diyetine geçip insulin dozunu azaltmakla buldum bolus ihtiyacım nerdeyse minimum..hipolar azaldığı gibi hiperglisemi de ortadan kalktı ama bahsettiğim günlük 40 gr karbonhidrat sürdürülmesi zor olabilir ben alıştım diyebilirim.. demek istediğim kalemle de bu hastalık gayet iyi yönetilebilir sadece biraz iç disiplin gerektiriyor..
Burak Bey günlük diyetinizi ve insülin miktarlarınızı paylaşabilir misiniz?