Tip-1 Diyabetli Kızımızın Okul Deneyimi
Kızımız E. 5 yaşında iken Mayıs ayında tip-1 diyabet teşhisi aldı.
İlk şoku atlattıktan sonraki ilk düşüncemiz kızımıza gideceği okulu bulmamız gerektiği oldu. Daha öncesinde devlet okuluna gönderme düşüncemiz olmasına rağmen diyabetle birlikte hemşiresi olan bir özel okula göndermeye karar verdik. Bu kararı vermemizin arkasında devlet okulunda kızımızın diyabet takibi, insülin enjeksiyonu yapılması gibi konularda öğretmenlerin sorumluluk almak istemeyecekleri düşüncesi vardı. Belki de aksi olacaktı bilemiyoruz ama en azından bu konuda endişemizi bir tarafa koymak istedik. Açıkçası öğrenim hayatına yeni başlayacak olan ve o yaşta diyabet yönetimini tek başına yürütmesi mümkün olmayan kızımızın (ve ailesi olarak bizim de.) olası bir olumsuz muamele ile hırpalanmasını istemedik.
Özel okul araştırmalarına başladık. Başka aradığımız özellikler olmakla beraber görüşmeye gittiğimiz okullarda ilk sorumuz hemşire olup olmadığı ve diyabetli öğrencileri olup olmadığı idi. Bu konuda aradığımız şartları karşılayan bir okul bulduk. Okulda daha büyük sınıflarda olsalar da diyabetli öğrenciler olduğunu öğrenmek içimizi rahatlattı. Anaokulundan itibaren orada eğitimine başladı. Şu an 8 yaşında üç yıldır aynı okulda eğitimine devam ediyor.
Bizim programımız şu şekilde: kahvaltıyı evde yapıyor. Sonraki tokluk ölçümü, öğle yemeği ve öğleden sonraki tokluk ölçümü okulda yapılıyor. Kendisi ilgili zamanlarda hemşire hanımın yanına gidiyor. Ölçüm yapıldıktan sonra telefonla görüşerek yapılması gereken bir müdahale varsa (tokluk ölçümlerinde) bunu konuşuyoruz. Aynı zamanda hem anaokulunda hem de ilkokuldaki sınıf öğretmeni şeker ölçmeyi, insülin yapmayı öğrendiler (Hemşire hanım öğretmenlere bu konuda eğitim verdi.). Bir de hatırladığım bir şey vardı. Anaokulda bir hafta tip-1 diyabetliler haftası olarak işlenmişti. Kızımı almaya okula gittiğimde duvarda asılmış resimler, afişler görünce çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. Görünürdük çünkü… Anne olarak benim arayışım kızımın yük olarak görülmediği bir şekilde muamele görmesi. Bu bakımdan okulunda da öğretmenlerin diyabetle ilgili şeyler öğrenmesi vs. çok memnun olduğum, içimi rahatlatan hususları oluşturuyor.
Öğle yemeklerini okulda yiyor. Yemek menüsü aylık olarak ilan ediliyor. Normalde evde karbonhidrat sayıyoruz ama orada yemekleri bizzat görmediğim için biraz listeye göre tahmini olarak üniteyi belirliyoruz. İlk başlarda tam ayarlama yapamayınca hipo yaşadığı olmuştu ama artık liste üzerinden de insülin ihtiyacını büyük ölçüde doğru tespit edebiliyoruz.
Kızım bir yıldan fazladır şekerini kendisi ölçüyor (Bir ara sensör de kullandık ama cildinde ciddi alerji yaptığı için parmaktan ölçüyoruz bir süredir.) sonucunu bize söylüyor. Aşağı yukarı hangi aralıkta ise nasıl bir ara öğün yapması gerektiğini de biliyor. İnsülin enjeksiyonunu da kendisi yapabiliyor ama genelde bizim yapmamızı tercih ediyor 🙂 Okulda enjeksiyonu hemşire yapıyor ama o olmadığı zamanlarda öğretmeninin gözetiminde kendisi yapıyor. Birkaç yıla diyabet yönetiminin büyük kısmını devralacağını düşünüyorum.
Hipo durumunu hissettiğinde şeker ölçümü yapması gerektiğini biliyor ama alacağı karbonhidrat miktarını hemşire hanımla irtibatlı olarak biz belirliyoruz. Hiperglisemide ne yapması gerektiğini kabaca biliyor.
Yukarıda bahsettiğim gibi okulda güzel bir destek mekanizması işliyor. Ancak yine de ilk başlarda ciddi biçimde endişe içinde idim. Öğretmenlerinin durumu bilmeleri için bir bilgilendirme notu hazırlamıştık. Orada; tip-1 diyabetin ne olduğu, nasıl yönetildiği, şeker ölçümlerinin ne zaman yapılması gerektiği, çıkan sonucun (hipo, normal ya da hiper) nasıl yorumlanacağı ve her durumda ne yapılması gerektiği, tip-1 diyabetin normal bir öğrencilik hayatına engel olacak bir durum olmadığı, fiziksel aktivitelere katılabileceği ama gerekirse öncesinde sonrasında şeker ölçümü yapılması gerekebileceği gibi bilgilerden oluşan bu notu hem anaokulu hem de ilkokul başlangıcında kızımızın öğretmenleri ile paylaştık. Onlar da bilmedikleri bir husus olduğu için başlarda daha endişeli idiler anlayabildiğimiz kadarıyla. Ama biz tip-1 diyabetin kızımızın normal bir öğrenim süreci geçirmesine engel olmamasını, olabildiğince akranlarıyla benzer bir okul hayatı geçirmesini istiyorduk. Öğretmenlerine bunun onların da desteği ile gerçekleşebilecek bir durum olduğunu anlatmaya çalıştık. Karşılıklı olarak iyi niyetli yaklaşımla güzel bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. Şu an çok şükür bir sorun olmadan okul hayatı devam ediyor.
Görebildiğim kadarıyla (Her konuda olduğu gibi.) tip-1 diyabet konusunda da sorunun çoğu bilmemekten, tanımamaktan kaynaklanıyor. Öğretmen (Özellikle de devlet okulunda.) aslında kötü bir şey olmasından korktuğu için, belki de sorumluluk almaktan, kaçınıyor olabilir. Bu minvalde okullarda bilgilendirmenin yaygınlaştırılması, okul hemşireliğinin devlet okullarına da yaygınlaştırılması tip-1 diyabetli çocukların akranlarıyla benzer bir okul hayatı yaşaması için çok faydalı olacaktır.
Yavrularımıza mutlu ve sağlıklı bir eğitim hayatı biz ailelerine endişeden harap olmadığımız bir ebeveynlik deneyimi diliyorum.
Kevser
test